Giriş
(5)

trafik sigortası

jamswety
son günlerde trafik sigortası yaptıran var mı? neye ne kadar ödediniz acaba?bana garip bir rakkam çıkıyor da..c5 aircross 2023 19000 tl.
son günlerde trafik sigortası yaptıran var mı? neye ne kadar ödediniz acaba?
bana garip bir rakkam çıkıyor da..
c5 aircross 2023 19000 tl.
0
jamswety
(10.10.24)
Ben ilk defa kaskodan yüksek ödedim geçen senenin 2,5 katı falan, seninki de normal. Yani normal değil ama normal.
0
Kaleci Saçlı Yırtıcı Forvet
(10.10.24)
Trafik sigortası araca gören değişen bir şey değil bildiğim kadarıyla. Kasko o şekilde. Bunda karşı tarafın hasarı karşılanıyor zaten, sizin hasarsızlık oranınız nedir, kaçıncı basamaktasınız gibi etkenler var. Genel olarak gözlemin geçen seneye göre %50 zamlandığı.
0
huzurlarinizda huzursuzluk
(10.10.24)
Trafik sigortasında da kriterler var hocam, yalnız eskiden (2017 öncesi) şirketler kendi kafasına göre kriterler belirliyordu aracın markası modeli yaşı hatta sürücünün cinsiyeti yaşı sürücü deneyimi hasar geçmişi vs gibi risk profilleri oluşturup ona göre fiyat çıkarıyorlardı ama şu an aracın türü aracın kayıtlı olduğu il ve hasar geçmişine göre prim tutarı belirleniyor.
0
Kaleci Saçlı Yırtıcı Forvet
(10.10.24)
kasko olsa anlarım da tamamen anormal bir rakam sizinki. 5935tl ödedim. 2021 model bmw 2. arkadaşım 0 citroen c3 aircorss aldı aynı rakamı ödedik aşağı yukarı 2 ay önce. uzun zamandır üstümüzde araba yoktu. bir sıkıntı var bence.
0
awlmi
(10.10.24)
ben 2-3 gün önce yaptırdım c3 aircross 2021 7 bin tl
0
sizofren06
(11.10.24)
(3)

Filmlerde hasar alan araçları ne yapıyorlar

the sound and the fury
Filmlerde kaza vb sahnelerde hasar alan araçlar hurdaya mi gidiyor.
Filmlerde kaza vb sahnelerde hasar alan araçlar hurdaya mi gidiyor.
0
the sound and the fury
(10.10.24)
içinde motor vs olmayan hasarlı araçları kullanıyorlar zaten diye biliyorum. instagramda yener yalçın diye bir set çalışanı var. onu takip edebilirsin, bu tip soruların cevabını paylaşıyor.
0
elorelia
(10.10.24)
ekstra bir durum yoksa kaza yapan araçların tamamı cgi.
0
brakgn
(10.10.24)
Yabancıları bilmiyorum ama Türkiye'de açıkçası kaza yapan araçlar için cgi kullandıklarını pek zannetmiyorum çünkü çok pahalı bir yöntem bu, küçük bir sahne için bile bütçeyi inanılmaz şişiriyor, o nedenle takla atan araç görüntüsü için kuzu çevirme aparatı gibi çok güzel mekanizmalar yapmışlar arabayı takıyorlar buna döndürüyorlar biz de araba takla atıyor zannediyoruz, oldukça başarılı bir yöntem hem arabaya takla attırıyorlar hem de araba zarar görmüyor, o aracı belki daha sonra kullanmak için saklıyorlardır, bu anlamda elorelia'nın dediği gibi Yener Yalçın bu konularda baya bilgi veriyor ona sorabilirsin.
0
Kaleci Saçlı Yırtıcı Forvet
(10.10.24)
(18)

Köftesinde domuz eti çıkan üründe ne kadar vardır ki?

avatar is back
https://x.com/denetlecomtr/status/1844015778519245284?s=46Mesela 300 gr köftede? 50 gram falansa korkunç yüksek oran ama tadından bile anlaşılırdı o. Yarım gram falansa o ayrı şeyler düşündürtür.
x.com

Mesela 300 gr köftede? 50 gram falansa korkunç yüksek oran ama tadından bile anlaşılırdı o. Yarım gram falansa o ayrı şeyler düşündürtür.
0
avatar is back
(09.10.24)
tadından anlamazsın. o etlerde kıkırdak, atık et, kanatlı eti bile olabiliyor.
0
jelly bear
(09.10.24)
benim anlamadığım da domuz eti tr'de ucuz et mi ki, normal kıymaya karıştırıp miktarını artırsınlar. bu şeye benzemiyor mu? çeyrek altınları eritip 1 krş basmak gibi!!!
çok da yemişliğimiz var ve lezzetli lezzetli yedik. yedirdiler tüm t'ye. nasıl bir döneme denk geldik. her şey sahte
0
exlibris
(09.10.24)
Et piştikten sonra oranı az ise tadından anlamak zor.
Pişmemiş et analiz yapılıyor.

Gıda dedektifi YouTube sayfası büyük işler yapıyor.
Bir de damacana su işlerine bakılması lazım. Zamanında lağım suyu içirdiler bu millete.
0
diyecevaplandı
(09.10.24)
tadından anlaşılması mümkün değil, normalde kullandıkları dananın ne kadar dana olduğu bile meçhul, binbir çeşit koruyucusu baharatı kıkırdağı vs. var.

benim bu konuda en çok takıldığım şey exlibris'in bahsettiği nokta. yav türkiye'de domuz yetiştiriciliği zaten çok problemli bir konu. talep yok. siyasi baskı var. üretim çok kısıtlı. domuz eti yemek isteyen muhtemelen çok daha fazla para ödemek zorunda kalıyordur. hani atı eşeği bi yerde anlarım da domuzu "masraf kısma" yöntemi olarak nasıl kullanabilirsin ki türkiye'de? cidden altın eritip kuruş basma gibi.
0
mark greg sputnik
(09.10.24)
benimde merak ettigim su; eti nasil analiz edip icinde ne oldugu anlasiliyor ki ?


her gun tonlarca et satilan bir yerde, nasil denk geliyor bide.
0
foster
(09.10.24)
adamlar bu ekonomik kriz ortamında ucuza köfte satıyorlar hala yaranamıyorlar.
bizim milletimiz riyakar.
fakirin karnını doyurmak suç olmuş.
0
my fault
(09.10.24)
1) bu durumun ne kadar süredir devam ettiği belli değil, belki son 2 haftadır, belki son 3 yıldır böyle, sorun bunu bilmiyor oluşumuz.
2) domuz eti dediğiniz çiftlik domuzu olmayabilir, domuz avına 365 yıl izin veriliyor, yaban domuzu falan olabilir gayet.
0
selam
(09.10.24)
kıyma, normalde yenmeyecek etin degerlendirilmesi icin yapilir. kemik artigi, parca et, sakatat karismamis hazir kiyma olmaz. domuz etinin yenebilen kisimlarini zaten et olarak satiyorlar, satilamayan kisimlarini degerlendirmek icin kiymaya karistiriyorlar.
0
deckard
(09.10.24)
mesele domuz olması bile değil. amerikalının avrupalının yediği domuzun yenebilir taraflarını değil, kulağını anüsünü temizlemeden karıştırıyorlar. kaç defa malum köfteciye gittiğimizde ortası pişmemiş köfteler geldi geri gönderdik. temizlenmemiş domuz anüsünün tamamen pişmeden yendiğini düşünün. geçen yıl dizanteri vakası çıkmıştı, muhtemelen bu sebepten.

edit: üstteki arkadaşı görmemişim biraz tekrar oldu sori
0
titanyum22
(09.10.24)
0
Mirket
(09.10.24)
Domuz eti candir gerisi heyecandir
0
Zetnikov
(09.10.24)
TR de domuz eti fiyatları ne kadardır?
ayrıca TR de o kadar domuz eti üreTiliyor mudur?
0
ankarakecisi
(09.10.24)
Ben domuz falan çıktığını düşünmüyorum ya açıkçası, bir işin içine domuz giriyorsa orada muhtemelen siyasal islamcıların bi parmağı vardır, misal raporda kanatlı tek tırnaklı hayvan eti tespit edilse olabilir derdim de domuz eti olunca çok belli gibi sanki ya ne olduğu.
0
Kaleci Saçlı Yırtıcı Forvet
(10.10.24)
ben çok düşük miktarda olduğunu düşünüyorum ve bu bilerek bile içerden adam satın alarak karıştırılmış olabilir.
0
enteg
(10.10.24)
Türkiye'de, sanıldığının aksine domuz çiftliği sayısı az değil. Epey fazla var ve domuz yetiştirmek neredeyse masrafsız.
0
bir fincan kahve ile film izlemek
(10.10.24)
Türkiye'de domuz eti için çiftlikler var. Domuz eti diğer etlerden ucuz. Yusuf'un araya domuz eti katarak fiyat kırdığını sanmıyorum. Et tedarik zincirinde kullandığı yerlerden birindeki aynı et üretim bandında kalan artık ürünler ya da kalıntıdır muhtemelen. Tıpkı alakasız ürünlerde okuduğunuz alerjen uyarıları (eser miktarda fındık içerebilir) gibi. Böyle bir durumda kontaminasyon riski ile Yusuf'tan önce üreticiye denetim gerekiyor demek.
0
nawar
(10.10.24)
komplo buyuk ihtimalle. rakip firma bi calışana 10k verse biter iş. yusufun ihtiyacı yok domuz etinden edeceği 3 kuruş kaara.
0
cptxxx
(10.10.24)
Domuz eti tespit edildi denilen miktar binde 1, yani 1 kiloda 1 gram, yanımda çevremde bu oranları öğrendikten sonra "abi domuz eti çıkmış ya" diyen olsa onunla selamı sabahı keserdim ben açıkçası ekonomi bilmez gayri safi milli hasıla bilmez diyerek.
0
Bir ben var benden şurada
(10.10.24)
(2)

hangi dövüş sporunu/salonunu seçmeliyim? İstanbulda böyle bir yer var mı?

northern eagle
yüzme ile rahatlayan bir insan olsam da dövüşerek daha da rahatlayacağımı düşünüyorum. çok bir eğitim sürecinden geçmeden gittiğim sürenin çoğunda herhangi birileriyle amatör olarak dövüşme imkanı bulabileceğim bir yerler var mıdır?
yüzme ile rahatlayan bir insan olsam da dövüşerek daha da rahatlayacağımı düşünüyorum. çok bir eğitim sürecinden geçmeden gittiğim sürenin çoğunda herhangi birileriyle amatör olarak dövüşme imkanı bulabileceğim bir yerler var mıdır?
0
northern eagle
(09.10.24)
Balaban Solid Sports'a bakabilirsin.
0
Kaleci Saçlı Yırtıcı Forvet
(09.10.24)
Sparring'de stres atamazsınız, hele ki eğitimsizken kendinize de karşı tarafa da büyük tehlike yaratırsınız. Aklı başında bir hoca buna izin vermez.
0
kimlanbu
(09.10.24)
(2)

bu nasıl bir diş ağrısı geçirme yöntemi?

kibritsuyu
yaşı yetenler hatırlar, şimdi pek görmüyorum ama, 80'ler ve 90'lardaki bazı komikli parodilerde, kimi karikatürlerde falan "dişi ağrıyan insan" figürü olarak çeneyi alttan tülbentle kafanın üstüne bağlama şeklinde bir görsel kullanılırdı.birkaç örnek:https://www.istockphoto.com/tr/vekt%C3%B6r/k%C3%B
yaşı yetenler hatırlar, şimdi pek görmüyorum ama, 80'ler ve 90'lardaki bazı komikli parodilerde, kimi karikatürlerde falan "dişi ağrıyan insan" figürü olarak çeneyi alttan tülbentle kafanın üstüne bağlama şeklinde bir görsel kullanılırdı.

birkaç örnek:
www.istockphoto.com
www.shutterstock.com
dishekimim.com

bu ne işe yarıyor? ne şekil bir tedavi/ağrı dindirme yöntemi? yani bunu görsel olarak kullandıklarına göre gerçekte de dişi ağrıyan biri bunu yapıyormuş demek ki.

ne oluyor çeneyi tülbentle kafanın tepesine bağlayınca, ne gibi bir faydası var diş ağrısına?
0
kibritsuyu
(09.10.24)
merak edip araştırdım. buz ya da ilaç tutmak için kullanılıyor demişler.

skeptics.stackexchange.com
www.ar15.com
0
inheritance
(09.10.24)
Başı ağrıyan birinin kafasına bez bağlamasıyla aynı neden bu; o bölgeden geçen sinire baskı uygulayıp uyuşturma yoluna giderek ağrı hissini azaltmak.
0
Kaleci Saçlı Yırtıcı Forvet
(09.10.24)
(9)

Hangi ayakkabı

but that was just a dream
Sb1: https://www.tradeinn.com/trekkinn/en/columbia-crestwood-hiking-shoes/138711761/p?tqw=EU%20452: https://www.tradeinn.com/trekkinn/en/columbia-peakfreak-venture-lt-hiking-shoes/136364833/p
0
but that was just a dream
(09.10.24)
1 bence.

ama columbia almasan çok daha iyi
0
ferenc
(09.10.24)
Ben de 1 diyorum
0
kullanicadi
(09.10.24)
1 numara
0
mchslmdnc
(09.10.24)
Ben kontrastı sevdiğim için 2 diyeceğim müsadenizle.
0
Kaleci Saçlı Yırtıcı Forvet
(09.10.24)
1 şu an ayağımdaki ayakkabı
0
oekuklu
(09.10.24)
1
0
nawar
(09.10.24)
daga cikmayacaksan ikiside degil
0
foster
(09.10.24)
Çok kalitesizler yav. O dikişler ne öyle. İkincidekinin önündeki yama abooo. Birincinin tabanı çok kalitesiz görünüyor. Başka ayakkabı vardır illa onlara da bak
0
Shepard
(09.10.24)
kaleci +1

2
0
cooperr
(09.10.24)
(11)

spor salonu, bar vs...

islergucler
travmatik bir ilişki sonrası tek başına spor salonunda olmak ve bir bara yalnız gitmek konularında fikirlerinize ihtiyacım var.salonunda mevcut bir müdavim bir kitle var, bunların arasına dahil olamamaktan çekiniyorum. sizce nasıl dahil olurum?ikinci sorum bar ile alakalı. tek başıma bir barda oturm
travmatik bir ilişki sonrası tek başına spor salonunda olmak ve bir bara yalnız gitmek konularında fikirlerinize ihtiyacım var.

salonunda mevcut bir müdavim bir kitle var, bunların arasına dahil olamamaktan çekiniyorum. sizce nasıl dahil olurum?

ikinci sorum bar ile alakalı. tek başıma bir barda oturmak çocukça geliyor ama bur yandan da oradan başlamam gerekiyor diye düşünüyorum.

sizce bana uzun zaman konfor sunmuş bu ilişkiden kurtulup nasıl yeniden başlayabilirim?
0
islergucler
(08.10.24)
20 yıldır salona giderim yanıma "naber bro" diye gelen kimseyi geri çevirmedim çoğuyla da ahbab olduk, biraz gözlemle zaten gym müdavimlerinin büyük bir kısmımın benim dediğim gibi davrandığını görürsün.

Bar olayını bilmiyorum.
0
Kaleci Saçlı Yırtıcı Forvet
(08.10.24)
Kaleci +1
Ben zaten yurtdışında olduğum için bir de spor salonunda çok vaktim olmadığı için fazla muhatap olmam. Arada böyle ağır kaldirdigim için gencler ya da benim gibi ağır kaldiranlarla muhabbet oluyor. Ben misal mevcut spor salonunda mevcut kitleye dahil değilim pek de umrumda değil açıkçası, isim spor yapmak.

Abi bar neden?

Sen yalnizsin insan bulacagin yerlere mi girmeye calisiyorsun?
0
logisticsmanager
(08.10.24)
BAK ÇOK İYİ TAKTİK VERECEĞİM

Salona gidiyorsun takılmak istediğin gruba "kaç set ulan" veya "uff kollara bak nasıl oldu abi, bir şey mi kullanayım yoksa tavuk mu yedin" diyorsun.

Bara gidiyorsun ve eğleniyorsun, barmenin önüne oturmaca varsa ve bir hanımefendiye yakın oturursan veya çevrene bir tanesi oturursa belki diyip muhabbet ediyorsun. Havadan sudan. Ama gittiğin barın ortamına göre davran diye de "ytd" ibaremi koyayım.
0
Shepard
(08.10.24)
salona zaten tek gidilir sorun değil. bara da bir kez gitsen alışırsın.
0
jelly bear
(09.10.24)
cok uzuldum be okurken. spor salonunun olayi tek basina yapilacak en iyi aktivitelerden biri ordaki birlik kafasini anlamadim. barda cok calisan goruyorum tek oturan ya. bi iki kere ben de calistim belki belirli hedef varsa yalnizim kafasina gidilmez. maksat bira icmekse sureyi kisa tut. ha yok tanismaksa, bilemiyorum altan o is akista
0
ala09
(09.10.24)
Spora tek gitmeyi cok seviyorum, senelerdir ayni yere gidiyorum, kimseyle pek konusmam, sporda kendimle kalmayi ve kendi isime odaklanip cikmayi seviyorum. Tercih meselesi ama kimsenin de konusmak isteyince geri cevirdigini gormedim.
Bar'a da tek gitmek isterseniz, en azindan yurtdisinda, en rahati gidip bara oturmaktir. En fazla barmenle uc bes konusursunuz, kimse de yalniz oturmanizi garipsemez.
Aslinda insanlar diger insanlara bizim tahmin ettigimiz kadar dikkat etmiyorlar, yani siz biriyle bara gittiginizde karsinizdaki ile muhabbet edip eve donmeyi mi tercih ediyorsunuz, vay tek basina gelmis adama bak diye tek tek etrafta oturanlari gozetlemeyi mi? Oradan hesap edin.
0
kassiopeia
(09.10.24)
bar için, bir problem yok, gidip takılacaksın, eğleneceksin, kimi şeyleri de kafaya takmayacaksın, (çarptı, yol vermedi vs. vs.) muhabbet edeceksin, sorun çıkartmazsan kimse niye tek geliyon gardaş demez, belirli bir süre gidip gelince zaten sima olarak bilinir oluyorsun, zamanla hiç tanımadığın, ismini bile bilmediğin kişiler selam vermeye başlıyor oradan da muhabbet açılıyor.

tek dikkat etmen gereken şey; bir amaç için gitme hiç bir yere. misalen yeni biriyle tanışayım falan gibi bir düşüncen olmasın, eğlenmekten başka amacın olmasın.

nasıl yeniden başlarsın;
1) kafanı başka işlerle meşgul ederek,
2) eğlenerek.
3) flört ederek.

iilk ikiyi yapmadan 3 çok zorlama olur, karşı taraf (cinsiyet fark etmeksizin) yumurtadan dün çıkmadıysa şıp diye anlar ve uzak durur senden.
0
selam
(09.10.24)
tek basina duzenli bir sekilde ayni bara gidersen arkadas yapmaman imkansiza yakin.
0
baldur2
(09.10.24)
spor salonundaki gruba dahil olmanin geregi ne onu anlamadim
0
bay b
(09.10.24)
@bay b

+1
0
Zetnikov
(09.10.24)
spor salonunda zaten yalnız gidilir ve yalnız olunur. bir partner bazı hareketlerde iyi olur tabi ama antrenman boyunca fazlaca sosyal olunmaz. soğumadan bir an önce program yapılır ve gidilir. spor salonu konusunda çekinmen yersiz. bir an önce başla, tek başına idman yap, yaparken etrafı gözle.

barda tek başına oturmak çocukça değil. hiç bir şeyi tek başına yapmak çocukça değil zaten. git ve ortamı gözle. insanlar nasıl davranıyorsa öyle davran. zaten herkesin kafa kıyak oldugu için kolayca sosyalleşirsin. ortam sarmadıysa başka bara git ve yeniden başla.
0
abelardo
(09.10.24)
(9)

yandex ne oldu?

duyurukullanıcısı
google falan olacaktı ama ne oldu sonradan?
google falan olacaktı ama ne oldu sonradan?
0
duyurukullanıcısı
(08.10.24)
Bir Rus şirketinin Google olmasını beklemek hayalcilik olur tabii ama kendi pazarında yine hatırı sayılır bir kullanıcı kitlesi var, onun dışında mesela bence Yandex Navigasyon hepsini tokatlar.
0
Kaleci Saçlı Yırtıcı Forvet
(08.10.24)
google ürünlerinin neredeyse hepsi var onlarda da (harita, drive, work solutions, cloud, web servis hizmetleri vs). bir çoğunda da google'dan aşağı kalır yanı yok.

ama piyasada google kadar yer edemiyor, edemez de.

yine de bazı ülkelerde google'dan dahat etkin.

türkiye'de ise sadece navigasyon kısmıyla iddialı. arama motoru olarak çok kullanılmıyor. ben bazen kullanıyorum.

ancak bugün erişemedim, bilmiyorum bi kısıtlama mı var bugünlerde. yandex.com'a değil, yandex.ru'ya erişebildim ama o da işime yaramıyor
0
biseysorcaktim
(08.10.24)
şuan yandex tarayıcıdan yazıyorum. yıllardır bu tarayıcıyı kullanırım bunun yanında birçok yandex mailimde var.
ayrıca yandex navigasyonda oldukça başarılı.
bir tek kullanmadığım servisi arama motoru olabilir.
0
my fault
(08.10.24)
rusya pis kaka olunca o da yenilmiş sayıldı
istanbul dışındaki şehirlerin toplu taşımasını haritasına entegre ettiği içün ara ara kullanıyorum memnunum şahsen
0
titanyum22
(08.10.24)
içinize doğmuş olabilir. şu an tr için tekrardan ekip kurup search odaklı çalışmaya başladılar. yakında daha çok duyarız.
0
blackidom
(08.10.24)
Navigasyonda Türkiye'de google'ı tokatlar. Google'da ekrana bakarken bile hangi şerit, sağdan mı, düz mü, hangi rampa diye kafayı yerken yandex'te ekrana bakmadan bile yolunuzu bulursunuz.Google maps sizi taksicilerin bile kullanmadığı bozuk yola, ara sokaklara sokuyor, yandex adam gibi rota sunuyor.

Google devamlı mevcut hızınınızı ve hız sınırını göstermekte nazlanıyor, yandex bu konuda baya başarılı.

Radar ispiyonlamayı google'dan önce getirdi, kazalar anında ekleniyor, trafikte anormal bir sıkışıklık varsa hangi şeritte kaza var vs her şeyi görebiliyorsunuz.

Doğduğu ülke yüzünden bir google olamaz ama kalitesi yarışır.
0
kimlanbu
(09.10.24)
Arama motoru olarak bilmiyorum ancak Rusya'da bütün sistem yandex üzerine kurulu ve muazzam bir kullanımı var. Toplu ulaşım, taksi, ödemeler vs.

Google olur mu bilmem ancak ben çok beğeniyorum yandex uygulamalarını.
0
va
(09.10.24)
yandex google falan olmayacaktı.
bir rus firması bir amerikan firmasını internet aleminde geçemez zaten.
ben yandex harita ve yandex disk kullanıyorum. hatta yandex mail kullanıyorum bir alternatif olarak. gayet memnunum.
0
abelardo
(09.10.24)
yandex google'dan daha eski ve daha ziyade hitap ettiği rusya/bdt ülkelerinde başarıya sahip.
0
kesmekes laleler
(09.10.24)
(15)

Spotçuya çok ucuza eşya verir miydiniz?

dejame
Elimizde çok iyi durumda olan bir buzdolabı var, daha büyük ve yeni dolap aldığımız için fazlaya çıktı ve bunu birkaç platforma koydum. En azından 2 bin, 3 bin TL eder diye düşünüyorum, dolap tertemiz ve hiçbir sorunu yok.Yazlık bölgede olduğumuz için öğrencilere verme durumumuz yok ve yakında gidec
Elimizde çok iyi durumda olan bir buzdolabı var, daha büyük ve yeni dolap aldığımız için fazlaya çıktı ve bunu birkaç platforma koydum. En azından 2 bin, 3 bin TL eder diye düşünüyorum, dolap tertemiz ve hiçbir sorunu yok.

Yazlık bölgede olduğumuz için öğrencilere verme durumumuz yok ve yakında gideceğiz. Spotçuya sorduğumuzda hurda fiyatına alırım, para etmez dedi. Tamam dersek gelip 400 lira civarına alacak, bu da benim hiç içime sinmedi çünkü biliyorum ki kat ve kat pahalıya satacak bunu.

Siz olsanız çok ucuza spotçuya verir miydiniz? Ona vermek yerine birine ücretsiz vermek çok daha mantıklı geliyor. Ama nakliye ve zaman sorunu var.
0
dejame
(08.10.24)
Muhtara git. İhtiyaç sahibi biri gelip alabilir mi de. O ayarlar.
0
Mirket
(08.10.24)
Elinde atıl duruma geçen bir eşya olunca "ben şimdi bunu ne yapayım yav" dediğinde spotçular devreye girer, orada da verdiğin mala alacağın paraya bakmazsın genelde. Yani satacak zamanın varsa evinde fazla yer kaplamıyorsa ve gözüne batmıyorsa ederi değerinde satabilirsin ama bu şartlar oluşmuyorsa mecbur verirsin.
0
Kaleci Saçlı Yırtıcı Forvet
(08.10.24)
Eski eşyaları hiçkimse almıyor. Şahsen bel elden çıkaramıyorum. Sırf evden alsın götürsün diye çağırıyorum spotçuyu.
0
nuevo
(08.10.24)
Haa Bi de spotcuyla öldü fiyatına anlaşıyorsun sonra eve almaya geliyor ve diyor ki abi bunun burası şöylemis şu kadar vereyim diye daha da düşürüyor. İnan bana gelecek spotcu sana bunu yapacak.
0
dedeminhirkasi
(08.10.24)
valla koskoca buzdolabını sizden 400e alacak, seneye yazlıkçılara en az 4000e verecek. ben de olsam onun yerine belediyeyle ve eğer varsa stklarla görüşürdüm.
0
red g
(08.10.24)
Spotcuya vermezdim, bedavaya siradan birine vermeyi tercih ederim.
0
mbond
(08.10.24)
koca evi verdim ucuza avizeler 15k almıştım 300 liraya falan verdim
ocaklı fırın aynı şekilde en ucuzu sahibindende 5k olan şeyi 1k verdim(öncesinde 6 ay bekledim)

400 lirada çok ölücüymüş, kaç senelik dolap?
yeriniz yokmu dolap her zaman lazım ola bişey aslında?
0
eja
(08.10.24)
400 lirayı çocuklar harçlık olarak bile beğenmez.
Kendiniz araştırarak bir fakire verin.
0
diyecevaplandı
(08.10.24)
400 lira alıp bir sürü ağız kokusu çekeceğime hayrına birine verirdim. muhtarınıza sorun ihtiyacı olan biri muhakkak vardır
0
oekuklu
(08.10.24)
Muhtara sormayın var der kendine alır.
0
wasmashing
(08.10.24)
acelem varsa veya herşeyi tek seferde alacaksa veririm. parça parça satmak için uğraşamam.

ikinci elcilere sorun. yazlıktaki eski klimayı (çalışmıyordu) 3 5 kişiye sora sora 1000 liraya satıp tamir eden birisine verdi babam en sonunda.
0
inheritance
(08.10.24)
Onlara para kazandıracağıma çevremdeki ihtiyaç duyanlara veriyorum. Örneğin sitedeki görevliye vermiştim en son
0
tolgan
(08.10.24)
Kapının önüne koyarım gene de 400tl ye vermem.

ilan sitelerine uygun fiyattan koyun, ilk mesaj atana verin gitsin.
0
kimlanbu
(08.10.24)
spotçu 400'e alıp 5-6k'dan başlatıp satar o da minimum. muhtara 1-2 kişiye sor soruştur garibana ver gitsin. türkiye'de ikinci el beyaz eşya kolay satılmıyor maalesef
0
avatar is back
(08.10.24)
Ücretsiz verin ihtiyaç sahibi birisine, nakliyesini kendisi yapar.
0
screamshot
(08.10.24)
(15)

Aşı karşıtları haklı mı çıktı?

potasyum bebek
Niye genç herkes ölüyor bu aralar? Hepsi de kalp krizi ne tesadüfse. O zamanlar hepsine cahiller diyerek gülüp geçmiştik ama şimdi insan düşünüyor ya.
Niye genç herkes ölüyor bu aralar? Hepsi de kalp krizi ne tesadüfse. O zamanlar hepsine cahiller diyerek gülüp geçmiştik ama şimdi insan düşünüyor ya.
0
potasyum bebek
(07.10.24)
Herkes derken kaç kişiden bahsediyoruz.
Kaç kişi çlmüş fazladan.
Aşıdan öldüklerine dair elimizde bir veri var mı?
Velev ki aşıdan öldüler. Bu aşıdan ölenlerin sayısıyla, aşı bulunmasaydı covidden öleceklerin sayısıyla kıyaslandı mı?
Var mı bu veriler elimizde?
0
Mirket
(07.10.24)
Benim babam pandemiden ve aşı çıkmadan çok önce kalp krizi geçirip öldü, insanlar yüzlerce yıldır kalp krizi geçirip ölebiliyor, şu an kalp krizi nedeniyle ölenlerin aşı olmuş olmaları ortak bir korelasyon değil yani ve evet öyle düşünenler hala cahil benim için. Ayrıca ben 120 doz falan aşı oldum sanırım ben neden ölmüyorum, kardeşim de ölmedi, benim çevremde son 5 yılda kimse kalp krizi geçirip ölmedi, demek ki benim çevremdekiler ölümsüz, ya ölümsüz ya da aşı böyle bir şeye neden olmuyor, hangisi daha mantıklı?
0
Kaleci Saçlı Yırtıcı Forvet
(07.10.24)
aşı olmuş ve "acaba olmasa mıydım lan?" diyen birisi olarak yazacağım.

birincisi elimizde net veri var mı? yok. benim babam aşıdan kısa süre sonra beyin tümöründen 55 yaşında öldü mesela... onun dışında 20'sinden 90'ına ailedir akrabadır kimseye hiçbir şey olmadı.

ayrıca şu an kalp hastalıklarına çok açığız. hareket az, besinler rafine şeker ağırlıklı, kursağımızdan düzgün bir şey geçmiyor. tıp gelişti filan da temel olay çocuk ölümlerinin azalması. yoksa 30-40 yaşına gelen biri yine pat diye kalpten gidebiliyor. hatta ihtimali eskiye kıyasla daha yüksek. çünkü dediğim gibi hareket etmiyoruz, kalitesiz şeylerle besleniyoruz. 50 yaşında çapa yapan adam yüksek teknolojiye erişimi olmadığı için ölebiliyordu eskiden. şimdiyse biz yüksek teknolojiye sahibiz ama korkunç yaşıyoruz. haliyle çat diye bi felç/kriz geldiğinde yapabileceğimiz pek bi şey kalmıyor.

ayrıca covid ilişkili ölümlerin tamamının aşıya bağlanmasını da tuhaf buluyorum. yahu bu zaten ölümcül bi hastalık? ölenlerin bir kısmı covid'ın bıraktığı hasar sebebiyle ölüyor olamaz mı mesela? belki ben 40 yaşında kalpten gidicem, zamanında covid aşısı olmuş diyecekler, halbuki olmasam belki 28 yaşında ölecektim?

farkındayım veriler de manipüle edilebiliyor, kesin doğruyu bulmak özellikle sıradan vatandaş için kolay değil ama ben bunun biraz algıda seçicilik olduğunu düşünüyorum. covid başladığından beri (görünürde covid'den tamamen alakasız sebeple) sadece babamı kaybettim ben. aşı olanı da olmayanı da sapasağlam. gerçi aşı olmayıp iki kişi ölmüştü sanırım.
0
mark greg sputnik
(07.10.24)
Algida seçicilik+1
Misal benim etrafimda sıfır kişi kalpten gitti. Demek ki hakli çıkan kimse yok. Nasıl algida seçtim?

Bir tane tanidigim var, genç cocuktu. Astim vs sorunu vardi. Covid dönemi asi maaşı olmam diyordu, umursamiyordu. Malesef covidden gitti. Yani gördüğümüz üzere tam tersi örnek de var.

Neyse birazdan damlar bir iki kişi de elimizde net bir veri yok. Türk halki zaten sagliksiz bir halk, gida kalitesi igrenc, spor yok, çalışma hayatı iğrenç, stres var, sigara çok. Burada kalpten gitmek sasirtan bir şey değil. Benim babam misal kalp krizi+ 3 stent üstüne 4 sene hala güne 3 paket sigara içmiş bir insan. Cahillik işte.
0
logisticsmanager
(07.10.24)
kalp krizi dünyada en yaygın ölüm sebebi. aşıdan önce de böyleydi sonra da böyle olacak. insanlar ölüyor zaten ve bunu aşıya bağlamak saçmalık.
0
jelly bear
(07.10.24)
@Mirket +1
Algıda seçicilik +1

Aşı cahilleri her şeyi aşı ile ilişkilendiriyor. Normal insanın bile aklında "acaba?" oluşabilir. He deyip geçin. Kimse 2020'den beri hızla artan ekonomik çökmeyi, ülke genelinde artan stresi, gelecek kaygısını, sosyal medyanının durumunu, düzensiz göçleri, aldığımız besinlerin düşen değerlerini, hastalığın vücudumuzda (özellikle solunum ve dolaşım sisteminde) bıraktığı hasarları vs. konuşmuyor. Bu saydıklarımın her biri ayrı ayrı bağışıklık sistemini çökerten şeyler. Öyle grip oldum geçti gitti gibi değil.

"Çikolatanın/domatesin tadı eskisi gibi değil" derken içeriğinin değiştiğini kabul ediyoruz ama "sağlıksız ve dengesiz beslendiğimiz için sağlığımız zarar görüyor" kısmını bağlarken zorlanılıyor. Miyokardit aşının yan etkileri içinde de var ama aynı zamanda hastalığın sonuçları arasında da yer alıyor. Hangisi, hangi sebeple kalp krizi sebebi olarak seçildi?

Ekleme: Aşı karşıtlarına göre ya 3 sene önce eylül ayında ölecektik ya hepimiz kısır olacaktık ya da aşıyla ekledikleri çiplerle bizi kontrol edeceklerdi. Cidden çok haklılarmış ahahaha
0
nawar
(07.10.24)
Yiyecek kalitesi çok bozuldu bence bununla da çok ilgisi var.

Ek olarak, kimse pek şunu düşünmüyor ama bir iki eski kuşak doğal seçilimle büyüyordu. Anneannemin falan ölmüş kardeşleri var. Sağlıklı olanlar devam ediyordu. Şimdi her çocuk modern tıp sayesinde büyüyor. Fakat büyüyünce de genetik bazı sıkıntılar varsa onlar ortaya çıkıp sorun yaratıyor işte. Nedense kimse bu açıdan bakmıyor.
0
nhk ni youkosu
(07.10.24)
mRNA aşılarının yan etkisi olarak görülebilen miyokarditin görünme olasılığı, covidin yan etkisi olarak görülenden çok daha düşük, göz ardı edilebilir bir seviyede hatta. Onun dışında üstteki yorumların hepsine +1. Aşı karşıtları benim için hâlâ cahil ve söyledikleri herhangi başka bir şeyi de ciddiye almama konusunda bir gösterge
0
nundu
(07.10.24)
amerika'ya giris icin asi gerekiyordu. istemeden zorla oldum. 2022 basinda. 2024 yilinda kalp problemleri yasamaya basladim. tansiyon yukselmesi, tasikardi, aritmi vs.

ancak asiri stres altindaydim ve icki, sigara, esrar, kahve kullaniyordum. simdi hepsini biraktim umarim duzelirim.
0
antikadimag
(07.10.24)
Haklı çıktılar.
Şu an bulmam zor ama tanınmış ilaç şirketi yetkililerinin bile aşıların yetersizliği veya yan etkileri hususunda itiraf niteliğinde açıklamaları oldu.
Covid için testleri vs ile beraber 5 yılda ancak hazır olur denen aşılar 1 yıla yakın sürede hazır hale geldi ve % 95-99 etkili diyerek reklamları yapıldı uygulandı.

Kalp krizleri sonucunda ölenlerin aşı durumunun ne olduğu hususnda açıklama, ayrıntılı otopsilerinin yapılmaması ayrı husus.
Almanya'da olanların aşı hususnda zarar görenlerin açtığı davaları da duymaması imkansız.
Davaların nasıl sonuçlandığını bilen varsa belirtirse iyi olur.
Tazminat almaları da söz konusuydu.

Ayrıca bazı ülkelerin meclisindeki bu durumu ele aldığı konuşmalar,yabancı doktorların açıklamaları Türkçe alt yazılı olarak sosyal medyada da paylaşıldı.

Daha geçen 1-2 aylık sürede maymun çiçeği virüsü yaygarası koparıldı ama her devlet şu an kendi derdiyle uğraştığından ilgi görmedi ve bu yöndeki haberler bıçak gibi kesildi.
Şu an ses seda yok.
Bizdeki ana medya da böyle kriz ve dert, korku içeren haberleri sever doğrusu.

Evet aşı da lazım ama kimin eliyle bu işler yürüyor bunu da iyi bilmek anlamak lazım.
Bir devlet, vatandaşlarını dışarıdaki bazı kurum ve yapıların kendince söylemlerine,uygulamalarına bırakmamalı.
Salgına bağlı aşı konusu, küresel uygulamalardan sadece biri.
Olaya daha büyük ölçekte bakmak lazım. Mesela devletlerin dışında çok büyük sermaye sahibi aktörlere.
Böyle krizlerde kimin kazandığına.
Salgında insanlar, devletler kaybetti.
Özel şirketler, internette bilişim alanında söz sahibi teknoloji firmaları ve herzamanki gibi bankalar kazandı.

Tuhaf değil mi?
Dünya nüfusunu azaltmak istemenin savaş dışında daha bir çok yolu var.
Konu uzun ve daha insanlara ssözde sağlık için takılmak istenen çiplere bile gelmedik.
0
diyecevaplandı
(07.10.24)
Aşı ve kalp krizi çipler düz dünya, yeterince gerizekalıysanız hepsine inanabilirsiniz.
0
Bir ben var benden şurada
(07.10.24)
şu anda hiç pandemi olmamışcasına, gözümüzün önümde capcanlı insanlar günler içinde ölmemiş gibi kalabalıklarda geziyoruz, otellerde konaklıyoruz, konserlere gidiyoruz. bunun tek sebebi aşıdır. aşı karşıtlığı nankörlüktür, hem de insanoğlunun en büyük icatlarından birine karşı nankörlüktür. yapmayın.

çok kötü besleniyoruz. denetim yok, al işte sözde çok müslüman yusufta domuz eti çıkmış. gençler alkol alamadığından redbul denen garabete da dadanıyor. kırk yıllık kamyoncu gibi sigara içiyorlar. ya ne olacağıdı?
0
titanyum22
(07.10.24)
1 örnek ile olayı aşıya bağlayamayız ama aşı öncesi angio olup sorunu olmayan birey bi kaç biontek aşısından 1 sene sonra yarı kalp krizi geçirip 4 damarı değişti. ben şahsen pişmanım.
0
eja
(08.10.24)
buna cevap vermek için kontrollü olarak kalp rahatsızlığı olmayan yeteri kadar fazla bireyi kontrol ve deney grubu olarak ayırıp deney yapmak lazım. hatta o da yetmez, deney grubundaki kalp rahatsızlığından ölenlere detaylı otopsi yapıp ölüm nedenlerini aşıya bağlamak lazım.

şu durumda "yok öyle bir şey" de diyemeyiz, "aşıdan dolayı kalp rahatsızlıkları oluşuyor" da diyemeyiz. tamamen tesadüf de olabilir, gerçekten aşı kalp rahatsızlığı da yapıyor olabilir.
0
kibritsuyu
(08.10.24)
kibritsuyu +1

Bu sorunun cevabini bilemeyiz. Bilim biraz otorite haline gelmis ve astigim astik takiliyor. Bir kisi bilim adami iken, bir gorusu yuzunden direk aforoz edilebiliyor. Bilimsel olarak arastirilip sonuca baglanmis konularla ilgili bir problemim yok esasinda ama bilimin dogasina aykiri sacma bir ozguven goruyorum.
0
mbond
(08.10.24)
(3)

Ağırlık antrenmanı yaparken...

gnosis
Öncelikle bu saçma soru için özür dilerim. Birkaç aydır evde dumbbell ile çalışıyorum. Ağırlık kaldırırken saymaya alışamadım bir türlü. Yürüyüş ve koşu yapmayı seviyorum. Çünkü o sırada istediğim gibi düşünebiliyorum, problem çözüyor, hayal kuruyorum. Ağırlık kaldırırken ise saymaya odaklanmak, kas
Öncelikle bu saçma soru için özür dilerim. Birkaç aydır evde dumbbell ile çalışıyorum. Ağırlık kaldırırken saymaya alışamadım bir türlü. Yürüyüş ve koşu yapmayı seviyorum. Çünkü o sırada istediğim gibi düşünebiliyorum, problem çözüyor, hayal kuruyorum. Ağırlık kaldırırken ise saymaya odaklanmak, kasa odaklanmak, ara vermek hep zor geliyor. Bunun bir kolay yolu yöntemi var mı ki?
0
gnosis
(07.10.24)
Bendede tam tersi agirlik kaldirirken einstein oluyorum cok rahat

Kosarken zor gibi ama
0
Zetnikov
(07.10.24)
Sayma hocam o da bir teknik, "bu tekrarı da yapmaya çalışırsam kesin götüm çıkar" dediğin yerde bırak.
0
Kaleci Saçlı Yırtıcı Forvet
(07.10.24)
Geveze + kaleci.
Ikisi de mantıklı yöntemler. Ama harbiden aklıma şunu getirdi=d
youtu.be

Başka yöntem de bir kaldırıs/indiris ne kadar sürüyor bakin, 12 tekrarsa 12* bu zaman diyip alarm kurun.

Yalnız ağırlık çalışırken bunun olmaması normal çünkü zaten kardiyovasküler hareketler ile farklı yani. Bence arada aklınızı boş biraksaniz bu sekilde daha sağlıklı olacak.
0
logisticsmanager
(07.10.24)
(3)

duyuru hanımlarına cilt bakım sorusu

m e b
selamlar,ben iki-üç haftadır aşağıdaki ürünleri kullanıyorum; kullandığımı bilmeyenlerin birçoğu "yüzünde iyi anlamda bir değişiklik var" dedi ama ben kendimce ikna olamadım zannedersem, o kadar da bir değişiklik fark etmiyorum.bu ürünlere alternatif daha iyi önerileriniz var mıdır? yoksa bunlar kal
selamlar,

ben iki-üç haftadır aşağıdaki ürünleri kullanıyorum; kullandığımı bilmeyenlerin birçoğu "yüzünde iyi anlamda bir değişiklik var" dedi ama ben kendimce ikna olamadım zannedersem, o kadar da bir değişiklik fark etmiyorum.

bu ürünlere alternatif daha iyi önerileriniz var mıdır? yoksa bunlar kalite anlamında yeterli midir sizce?

yüz yıkama köpüğü: natur aren
yüz bakım jeli: bee beaty çay ağacı özlü yüz yıkama jeli.

(bu ikisini dönüşümlü kullanıyorum)

aydınlatıcı tonik: dermoskin aydınlatıcı tonik

cilt bakım serumu: alldermo - kolajen / alldermo c vitamini aydınlatıcı serum
(bu ikisini de dönüşümlü kullanıyorum)

cilt bakım kremi: diadermine expert active glow aydınlatıcı serum (ama krem şeklinde) (bu aydınlatıcı kremi de diğer ikisiyle dönüşümlü kullanıyorum)
0
m e b
(07.10.24)
Bro duyuru hanımı değilim ama kendi kullandıklarımı söyleyeyim:

Sabah, benim cildim yağlı olduğu için BHA içerikli yüz temizleme jeli, yüksek içerikli askorbik asit formunda c vitamini serumu, arbutin ve güneş kremi. Bu her gün.

Akşam: Yağ bazlı temizleyici ve yüz yıkama jeli, retinol, niacinamide. Bu haftada 5 gün, haftanın 2 günü de yüz temizliği sonrası AHA-BHA serum ve niacinamide. Benim cildim pek nemlendirici istemediği için kullanmıyorum ama senin cildin kuruysa sen kullanabilirsin.

Seninkine gelirsek köpük cildi çok kurutuyor, aydınlatıcı tonik muhtemelen c vitamini içeriklidir çok gerekli değil bence, kolajen kullanımı anlamsız, krem şeklinde dediğin aydınlatıcı serum da c vitaminidir muhtemelen, çok fazla c vitamini kullanmışsın, bunları güneş kremsiz kullanıyorsan leke yapabilir dikkatli ol.
0
Kaleci Saçlı Yırtıcı Forvet
(07.10.24)
Cilt tipine, yaşam biçimine (evden çalışmak, dışarda olmak, bütün gün pc karşısında veya sahada olmak vs vs) göre ihtiyaçlar çok değişir. O yüzden bakım işi çok kişisel ama tek söyleyebileceğim; olabildiğince içeriği temiz, doğal ürünler kullanmak elzem.

serum, krem, tonik vb. aşamaları kullanman güzel, yüzü her gün yıkamak net gerekiyor. Ben olsam bazı ürünleri değiştirirdim ama. Bilmediğim markalar var bakım rutininde onlara yorum yapamıyorum ama diadermine kullanmazdım mesela. Kozmetik değil eczane ürünü kullanırdım ben olsam, temiz içerik sebebiyle.

benim sevdiğim markalar; homemade aromaterapi, simya evi, bu ara bazı serumlarında (hydra skin ve c vit) skin sensual iyi gibi, ayrıca la roche posay her daim bebeyim.

bb krem: la roche posay
nemlendirici: kışın homemade aromaterapi, yazın skinsensual, simya evi veya la roche posay
tonik: gül suyu (%100 doğal bir şey ama marka ismini hatırlayamadım. meriç keskin'in kullandığından)
yüz temizleme: kışın hindistan cevizi yağı, yazın otacı köpük veya zjaia
gece serumu (retinol): bu ara skin sensual. ama bu bitince simya evi'ne geri dönücem galiba.
0
mor oje
(07.10.24)
Benim anladığım/bildiğim kadarıyla kolajen cilde sürmekle işe yarayan bir şey değil.
C vitamini güneş lekesi yapabiliyor, sık kullanmayın ya da gece kullanın.

Gündüz için hyaluronik asitli bir serum alabilirsiniz.
Bir de her gün güneş kremi, kış dahil.
0
kobuzchu kiz
(07.10.24)
(12)

yaş ilerledikçe oyunlardan zevk alamamak

arkady svidrigaylov
bu muhabbete pek inanmazdım cidden varmış böyle bir şey. uzun süredir oyun oynamıyordum 2 haftalık izne çıktım. benim tatilim de yazlıktaki evimizde pineklemekten ibaret. dışarı çıkmayı sevmiyorum. tatildeyiz boş zamanım var haliyle steam'dan bir oyun yükleyeyim dedim. birkaç sene önce half life aly
bu muhabbete pek inanmazdım cidden varmış böyle bir şey. uzun süredir oyun oynamıyordum 2 haftalık izne çıktım. benim tatilim de yazlıktaki evimizde pineklemekten ibaret. dışarı çıkmayı sevmiyorum. tatildeyiz boş zamanım var haliyle steam'dan bir oyun yükleyeyim dedim. birkaç sene önce half life alyx'i satın almıştım. half life zaten çocukluğumun oyunu. bol hikâyeli bir oyun, zaman geçirir bir yandan eğlenirim dedim.

oyunda herhalde 45 dakikadan fazla durmadım. oyunu beğenmediğimden değil aksine aynı modla yapılmış half life 2'i çok severek bitirmiştim seneler önce. beynim bu oyuna kafa yormak istemedi, bu oyunla yorulmak istemedi sanırım. 45 dakika bile zor durdum, çıktım oyundan.

age of empires vardı. çocukluğumda en bayıldığım oyunlardan biriydi. çocukken hep 4'ün çıkmasını beklemiştim. seneler sonra ben büyüdüğümde oyunun 4'ü çıktı satın aldım 2 dakika duramadım onda da.

abi cidden yaş ilerleyince en sevdiğimiz oyunlardan bile nasıl soğuyoruz ?
0
arkady svidrigaylov
(06.10.24)
Var abi var yıllar önce burada sormustum, hala aynisi. Arada geliyor şöyle 5-6 saat oynuyorum. Sonra haftalarca gene yok. Şimdi hanim ailesinin yanina gidecek o dönem bosluktan oynarım dedim.

Sogumak değil de hayatta çok şey var gelecegimizi etkileyecek. Misal benim fransizcami çok daha iyi yapmam lazım, sirkete yeni gelecek uygulamayi ogrenmem lazım, yeni is sebebiyle bazı şeyler ogrenmem lazım ve çoğunu da boş vaktimde yapıyorum. Bunlar benim belki gelecek 10-20 yılımı etkileyecek, haliyle onun anksiyetesi ile oyun oynarken vakit bosa geciyor hissediyorum yapamıyorum.

Misal benim hanımın oyunlara baslatan benim, benden kat kat fazla oynuyor, her gün oynuyor hatta. Herkeste olmuyor yani ama olanlarda bunu çözen görmedim. Gerçekten hayatinizda stres yoksa, gelecek kaygisi yoksa o zaman olur. Misal 2018 yılında yeni işte basit satin alma yapıyordum, aksam 5.30 biterdi is, geleceği düşünecek bir şey de yoktu. Saatlerce oynardim. Şimdi öyle değil.
0
logisticsmanager
(06.10.24)
içerik olarak bir yerden sonra çoğu aynı geliyor, merak yaratmıyor

Benim bir ritüelim vardır, elimde bi kadeh şarap yılbaşı akşamı 1.5-2 saat heroes 3 açar oynarım yeter :)
0
grimavi
(06.10.24)
Yaş ilerledikçe kafa kaldırmıyor bence.
0
Kaleci Saçlı Yırtıcı Forvet
(06.10.24)
en güzeli arkadaşlarla beraber oyunan reel oyunlar. kutu oyunları, 101, batak gibi.
0
jelly bear
(06.10.24)
ben oldum olası, insanı yormayan simulasyon oyunlarını sevdiğim için kafa kaldırmama olayını yaşamadım. hatta steam de achievement sistemi olduğundan bu tip oyunlardan sıkılmıyorum da. yaşım 37. severek oynuyorum.
0
wilhelmwasmuss
(06.10.24)
bir kişi de demiyor ki half-life alyx'i nasıl oynadın? örnek verilecek oyun bu mu sizce?

oyunlardan zevk almamak başka VR'dan zevk almamak başka.
0
late viper
(06.10.24)
27-28 gibi birakmistim ben..

gecen sene cocuga ps5 aldim, hatta heves ettim gittim yeni cikan diabloyu aldim eski gunlerin hatrina... eve gelip bir duble viski koyup oyunu aciyorum, 10 dakikada bayiyorum.

40'i devirip oynamaya devam edenlere hayret ediyorum yaw..
0
cooperr
(07.10.24)
Kafa yoran oyunları bırakıyor insan o yaşlardan sonra basit kafa dağıtan oyunlara yönel serious sam oyna mesela ama ilk versiyonu oyna
0
basond
(07.10.24)
vallahi ben sadece yilda bir kere far cry, painkiller veya age of mythology atiyorum. oyun oynamak icin pc basina gecince ne yapiyorum ben aga ya sorusu kafamda cinliyor.
0
baldur2
(07.10.24)
20'şer dakika roundları olan oyunlar dışında ben de sıkılıyorum. 5-6 el sonra bu oyunlar da sıkıyor hatta. (battlefield 1 vs)

bence hem vakit kısıtlı hem oyunda harcanan vakti başka yere harcayabilirdim hissi insanı bırakmıyor.
0
bass solo take one
(07.10.24)
Hayat acimasiz soguk ve zalim

Para kazanilmasi lazim faturalar fln kira kafa bir trilyon artik

Evin olsa evlendin diyelim cocugami bakican karina mi ev islerine mi yoksa meslegine mi sosyal hayatina mi

Yas ilerledikce hayat ciddilesiyor

Oyunlar bana cocukca geliyor suan birde online sevmiyorum veletler var bi suru oyle akli basinda adam bulmasi zor

Ayda yilda bir red alert oynarim pcden
0
Zetnikov
(07.10.24)
care nintendo switch.

cocukken ps'im olmadi hic ve cok ozenirdim. sonra para kazaninca ps5 aldim kendime ve cogu oyunu oynayamiyorum bile. tlou serisini cok begenerek oynamistim ama baldur's gate aldim biraz oynadim duruyor kenarda. rdr 2 bile oynayamadim. bunlar cok begenilen oyunlar.

switch varken oynuyordum sadece. cunku telefon gibi canin sikilinca alip 1-2 saat vakit oldurup kenara atabiliyorsun. o cok guzeldi.
0
antikadimag
(07.10.24)
(5)

protein tozu ve aminoasit kullanım sırası

stationary traveller
selamlar haftada 3-4 gün spor yapıyorum. amacım kas kütlesini artırmak ideal kilodayım. 3 ay normal tempoda takviyesiz çalıştım. artık takviye almak istiyorum. whey protein tozu + bcaa + kreatin + l-citrulline sıralaması nasıl olmalı?her gün l-citrullineidman günübcaa - spor öncesikreatin - spor sır
selamlar haftada 3-4 gün spor yapıyorum. amacım kas kütlesini artırmak ideal kilodayım. 3 ay normal tempoda takviyesiz çalıştım. artık takviye almak istiyorum.

whey protein tozu + bcaa + kreatin + l-citrulline sıralaması nasıl olmalı?

her gün

l-citrulline

idman günü
bcaa - spor öncesi
kreatin - spor sırasında
protein tozu - spor sonrası


veya normal rutindesin yüklenmene gerek yok diyorsanız bcaa veya kreatin ikilisinden birini çıkarıp biri bitince diğerine spor öncesi olarak başlamak daha mantıklı gibi geldi.
0
stationary traveller
(06.10.24)
3 ay sonrasında bir anda full supplement mi girmeye gerek verdiniz?
Günlük ne kadar protein aliyorsunuz? Kgnuz ne kadar?

Bunlar içinde harbiden kanitlanmis ve mantıklı bir creatine var. Onu da ne zaman aldığınızin önemi hiç yok çünkü öyle çalışan bir şey değil, ise yaramasi bir kaç hafta kullanim ile başlıyor.
Protein tozu da günlük protein miktariniz eksikse gerekli değilse gereksiz.
Çoğu iyi protein tozu markasının içinde zaten Essential amino asitler var.
L citeuline de sayenizde duydum, malum supplement sektörü milyar dolarlık sektör. Sürekli yeni bir şeyler çıkarıyorlar.

Bence 3 aylık birinin daha şimdiden jay cutler gibi bu kadar kasmasina gerek yok. Mike israetel bile supplement gerek yok diyorsa (advanced değilseniz) bence bu kadar kafa yormaya gerek yok.
0
logisticsmanager
(06.10.24)
Whey ve kreatinin saati önemsiz ama whey genel olarak antrenman sonrası alınıyor ama o da bir mecburiyet değil ama sen çok önemsiyorsan antrenman sonrası al. Sitrülin antrenmandan 40 dakika önce bcaa'yı da intra gibi kullanıp antrenman esnasında kullanabilirsin ama bence bcaa kadar gereksiz çok az supp. vardır.
0
Kaleci Saçlı Yırtıcı Forvet
(06.10.24)
l-citrulline i ilk defa ve sayende duyan bir diğer kişi olarak @logisticsmanager +1 diyorum.

Konuyu biraz daha açmak adına:
Günlük alman gereken proteini hesaplayacaksın, eğer açığın kalıyorsa ne kadar açığın kalmış ise o kadar protein tozu alacaksın. Açık oluşan günlerde ve açık ne kadarsa o kadar.

Yani protein tozu daha iyi vücut yapmak için fazladan alınması gereken bir şey değil.
0
Mirket
(06.10.24)
belli ki kullanacaksiniz, ise yarar yaramaz o zaten yazilmis. Zaten 5 kisiyiz bu tip seylere yazan hep ayni seyleri soyluyoruz ama marketingle mucadele de bir yere kadar.

Ben kullaniyor olsam;
Bcaa yi spor sirasinda, suyumun icinde, tad da versin.
Kreatin + whey i idman sonrasinda. beraber. Neden beraber cunku kreatin tek basina icmesi unutulan bir urun. ben sabah tuketiyorum misal rutin, idmandan bagimsiz. Ama ben alistim, boyle yapma sebebim de rutin olmasi icin. Whey niye idman sonrasi cunku motive eder, tadi guzelse sunu basim de wheyimi icim dersin.

bir sey l- ile basliyorsa ve musabik degilken kullaniyorsak genelde cok paramiz vardir.

Dikkat ettiysen hic kuantatif bir yarardan bahsetmedim.
0
wallcan
(07.10.24)
Sitrülinle ilgili genel bir bilinmezlik var, ben naçizane sitrülin için gereksiz diyemem amaca göre gereklilik gösterebilir, ha ben hiç kullandım mı? Kullanmadım, kullanmam ama amaç doğrultusunda kullanılabilir. Sitrülin arjinin öncülüdür, yani sitrülin alındığında bu arjinine sentezlenir, arjinin de damarları genişletip kandaki azot miktarını arttırıp pump yaşatır, "abi ben pump olmayınca antrenman yaptığımı hissetmiyorum" diyenler kullanabilir çünkü oldschool kafa pump'ın da kas hipertrofisinde etkisinin olduğunu düşünüyor ama kas hipertrofisinde tek gerçeğin mekanik gerilim olduğu birçok kez ispatlandı, peki sitrülin yerine direkt arjinin alsak olmaz mı derseniz o da olmaz çünkü vücut dışarıdan gelen arjinini senetezlemez arjinini kendisi senetezlemek ister, onu da sitrülinden yapabilir. Sitrülinin de görünen etkisi pump, pump olmak isteyen böyle motive olan biri kullanabilir ama kas hipertrofisinde bir etkisi var mı derseniz yok. Duruma göre çöp ürün diyebiliriz ama diyemeyebiliriz de.
0
Kaleci Saçlı Yırtıcı Forvet
(07.10.24)
(14)

korkarak yasamak

aferin cok iyi dusunmussun
sorum ozellikle kadin arkadaslara,son gunlerdeki cinnet hali yuzunden sokaga ciktigimda cok stres oluyorum. aksamustu bile olsa omzumdan arkaya bakiyorum, pejmurde giysili insanlar kadin erkek fark etmeden beni cok tedirgin ediyor, karsidan gelen adam beni bicaklar mi, takip ediliyo muyum, tam metro
sorum ozellikle kadin arkadaslara,
son gunlerdeki cinnet hali yuzunden sokaga ciktigimda cok stres oluyorum. aksamustu bile olsa omzumdan arkaya bakiyorum, pejmurde giysili insanlar kadin erkek fark etmeden beni cok tedirgin ediyor, karsidan gelen adam beni bicaklar mi, takip ediliyo muyum, tam metro gelirken biri arkamdan iter mi gibi manyakca seyler aklima geliyor.
paranoyak mi oldum? yasadigim muhit cok nezih olmasa da cok da kotu degil, kalabalik icinde bile gerginim artik.
sizce napmali?
0
aferin cok iyi dusunmussun
(06.10.24)
ha bi de boyle korktugum icin kendimi kotu hissediyorum, butun bunlari ve benzerlerini yasayan kadinlara saygisizlik ediyormusum, sanki tek derdim benim basima gelmesiymis ve ben olaya yuzeysel yaklasiyormusum diye kendime kiziyorum ama korkmama da engel olamiyorum. boyle hissetmem normal mi?
0
🌸aferin cok iyi dusunmussun
(06.10.24)
sanırım buna kitle travması veya ikincil travma gibi bir şey deniyordu. yaşadığın durum normal. ilerlerse bir uzmana görün.
0
phonex
(06.10.24)
korkmayın. burada da varlığı olan incel alçakları sevindiriyorsunuz. bulabildiğiniz herhangi bir silah, bıçak, ne sizi rahat ettirecekse onu taşıyın yanınızda. alabiliyorsanız silah alın. yivli tüfek evde bulundurma şartıyla ruhsatlı alınabiliyor. biber gazı, muşta, elektroşok ne varsa beraberimizde taşıyacağız ve tacizin/saldırının herhangi bir türü karşısında susmayacağız. kız kardeşimize yapılan tacizi/saldırıyı gördüğümüzde de susmayacağız ve tepki göstereceğiz, gerekirse sırf bağırarak da olsa o tepkiyi göstereceğiz. tiz kadın sesinden rahatsız olanları daha da rahatsız edeceğiz.

her konu açıldığında da bunların ne kadar alçak yaratıklar olduğunu anlatıp bilmeyenleri konu hakkında bilgilendireceğiz. nitter.poast.org

bu iki kız boşuna ölmedi, artık bir uyanış var görüyorum. nihayet incellerin canına ot tıkanacağı günler geldi.
0
titanyum22
(06.10.24)
Korkuyla yaşanmaz.
Böyle olayların başınıza gelme olasılığı çok yüksek değil hala.
0
parka
(06.10.24)
Tedbir alın ama sakin olun.
sürekli panik doğru değil.
sosyal medyaya o kadar dalmışısız ki bizi şahsen içinde olduğumuz hayatın gerçeklerinden uzak bir hale getirmiş.
Gününü 10 saat bilgisayar oyunuyla geçirenlerin etrafa çevreye piksel piksel bakması da onun normali.

Korkuyla yaşayan bir kız daha.
Ama adamlar hırsız falan değilmiş:
streamable.com
Olan biteni düşünmek gerekir her daim gelecek hakkında kötü olasılıkları hesaplamakla da bir hayat geçmez.
0
diyecevaplandı
(06.10.24)
ben bir cezaevi çalışanıyım akşama kadar suçlularla beraberiz. genel gözlemim ve istatisktiki bilgilerde bunu destekliyor, suçların yüzde 90nı madde etkisinde gerçekleşiyor. büyükşehirde yaşayanlar için bu tarz suçlulara denk gelme oranı çok yüksek. anadoluda iseniz güvenilir muhitlere oturun oturamıyorsanız da biber gazı bıçak çakı vs ile gezin. ama en önemli şey korktuğunuz belli etmeyin. bu adamlar ezebilecekleri kişileri buldular mı eziyorlar. cezaevi ve sokak kültürleride böyle baskın karakterler eziyet eder. eziyet ede ede eziyet edile edile büyümüş toplumun eğitimsiz ve kontrolsüz kesimi bu arkadaşlar.
0
mikahakkinen
(06.10.24)
korkmak gündemimde yok. mezarlıktan falan geçmiyosam gece yarısı korkmam yani. gündemdeki negatif haberleri asla izlemiyorum, sosyal medyada direk geçiyorum. sizde öyle yapın. evet çok korkunç insanlar var ama çok güvenilir insanlar da var ve size hep o güvenilir insanlar denk gelecek.
0
kurcalamabozarsin
(06.10.24)
yanınızda bıçak biber gazı gibi şeyler taşıyın.şimdi gelecekler diyecekler bıçak taşıma falan diye ama korkma adam bıçaklasanda ölmedikten ve sakat kalmadıktan sonra kolay kolay ceza almazsınız kadın olduğunuz için.
0
komando kani var bende
(06.10.24)
Seni çok iyi anlıyorum ve yadırgamıyorum sana korkma vs de diyemem kadın erkek herkes için inanılmaz boktan bir Türkiye'de yaşıyoruz ve sistemli bir şekilde bu hale getirildik, ben "korkma senin başına gelme ihtimali az" gibi telkinlerde bulunanları da anlamıyorum ne yazık ki surlarda öldürülen kızlar için de ihtimal düşüktü ya da ne bileyim birkaç sene önce yolda kendi halinde yürürken kılıçla kafası kesilip öldürülen bir kadın vardı onun için de ihtimal yok denecek kadar azdı belki de ama insanın başına gelince o %0000,1 olan ihtimal bir anda %100 oluyor gördüğünüz gibi. Onların yaşadığını burada herhangi bir kadının yaşamama ihtimali yok ne yazık ki ya da arkadan selektör yaptı diye bir erkeğin trafikte aracından indirilip öldürülmeme ihtimali de yok, herkes yaşayabilir herkesin tedbirli olması şart. Tamam şu an herkes gördüklerinden dolayı travma sonrası stres bozukluğu yaşıyor tabii ki bu derece korkuyla yaşamayacağız ama kimse de "ya ben rahatım aga" dememeli.
0
Kaleci Saçlı Yırtıcı Forvet
(06.10.24)
x.com

x.com

Korkunun fotoğrafı deseler şu zavallının yüz ifadesi derdim. Yazık yaa
x.com
0
Mirket
(06.10.24)
Araba alma durumun varsa her yere arabayla git gel. Yoksa yanına arkadaş bul.
0
gabe h coud
(06.10.24)
normal ancak böyle yaşamaya devam edersen olabilirsin.

bununla ilgili çalışmanı tavsiye ederim. türkiye'de hiçbir zaman kadın olarak güvende değiliz.

martial arts sana özgüven kazandırabilir. savunma sporu her birimizin öğrenmesi gereken bir spor dalı.
0
janderzel zartanyan
(06.10.24)
reyting yaptigi icin kadin cinayetleri daha cok paylasiliyor ama istatistiksel olarak erkeklerin erkekleri öldürme orani erkeklerin kadinlari öldürme oranindan cok daha fazla. fakat her sekilde temkinli olmak lazim.

ben almanya'da da ayni paranoyayi yasiyorum ki görece güvenli bir yer denebilir. kisisel aldigim önlemleri sayayim
1) ne yaparsam yapayim, nereye gidersem gideyim mutlaka en az bir kisi benim ne yaptigimi, nereye gittigimi biliyor.
2) eve gelirken anahtari kapinin önünde degil önceden cikariyorum biri arkamdan bana yetisemesin diye
3) araba, bisiklet park ederken tenha bir yere degil giren cikanin cok oldugu bir yere park et
0
sonsuz
(06.10.24)
Sonsuz doğru bir şey söylemiş aslında. Erkekler kadınlardan daha çok öldürülüyor. Bu da şu anlama geliyor aslında, kadın olmakla çok da ilgisi yok olayın. Kötü insanlar kötülük yapmaktan artık korkmuyorlar ya da çekinmiyorlar. Herkes herkese istediğini yapabilir ama düzgün insanlar birine salak bile diyemez çünkü birine hakaret etmek çok kötü bir şey :(
Kötü bir ayrılık döneminden geçtiğim için etrafımdaki çoğu kişi evlensen rahatlayacaksın(sevişsen diyemiyor kuzularım) falan diyorlar ama son yaşanan olayda kızın surdaki bedenini görünce herkes bi triplere girdi ahahaj.
Geçen yıl yaşanan depremde de aynısı olmuştu. Tanıdığım çoğu insan bir süre kendine gelemedi, ev hatta şehir değiştirenler oldu. Ben ise yaklaşık 3 sene önce falan deprem korkusuyla doktorluk olmuş ve aylarca uyumamıştım. O dönem inanılmaz sakindim ve insanlar duyarsız olduğumu düşünmüşlerdi.
Hayır canlarım. Ben insanların artık gözlerini kulaklarını kapatıp mutlu mutlu yaşayamadıkları şeyleri zaten sürekli gördüğüm ve izlediğim için o an şok olmuyorum sadece. Sürekli korku halindeyim zaten.
Antidepresanlarla ayakta duran ve okuma yazmayı gazete okuyarak öğrenmiş biri olarak tavsiyem sakin olmanız. Babam da fazla okurdu, zor bir yerde askerlik yapıp 80 dönemini yaşamıştı. Emniyetle çalışıyordu. Tam bir haber bağımlısıydı. Sonuç 56 yaşında demans hastası oldu. Kaldıramadı.
Yapacağınız şey sakin olmak. Ben arabasız tuvalete bile gitmiyorum. Kimseyle kavga etmiyorum. Anneme sövseler ama babam :(( modundayım. Ama günün sonunda artık kaçacak bir noktada olmazsam tek başıma da gitmeyeceğimi söyleyebilirim. Nefes alan her varlığı insan olarak görmüyorum. Bu yüzden nefes alan her varlığa karşı aynı etik ve ahlaki değerlerim yok. Bana, canıma malıma aileme varlığıma düşman kimseye karşı herhangi bir şey hissetmiyorum. Kafam oldukça rahat diyebilirim.
Hayatınızı yeniden düzenleyeceksiniz ne yazık ki. Dışarıya çıkmamak, eğlenmemek, daha usturuplu giyinmek, ne bileyim bir şey bir şey yapmamak çözüm değil. Bunlar çözüm olsaydı afganistan kadınlar için dünyanın en güvenli ülkesi olurdu. Şunu yapmazsam başıma bir şey gelmez diye bir şey yok. Karşıdakiler için sınır yok çünkü. Onlardan güçsüz olmanız yeterli. Kadın, erkek, çocuk, hayvan ayrımları yok. Güvenli ya da güvensiz yer ayrımları da yok. Güneş ışığıyla ya da ay ile de ilgilenmiyorlar. Zarar verebilecekleri her şeye zarar veriyorlar. Çok basit aslında.
Kendinizi korumak için daha akıllı olmak zorundasınız benim anladığım şey bu. Allah korusun ama bir gün yaptığınız şeyler yeterli gelmeyebilir. O gün için müthiş bir söz var. Benim anam ağlayacağına onunki ağlasın. Bu kadar basit.
Size abarttığınızı söyleyenleri de takmayın. Güvenli yerlerde allahın şansı kulları bu tür akıllar vermeyi seviyorlar. Sizi kısıtlamaya çalışanları da takmayın, azcık haber izleyen biri suçların sadece gece vakti ıssız sokaklarda kadınlara karşı işlenmediğini de bilir. Bunların hepsi bana göre saçmalık.
Değişik bir tür savaşta gibi hissediyorum ben kendimi. Hayatta kalmaya çalışıyorum. Kadın ya da erkek düzgün insanların hepsi farkında olarak ya da olmayarak bunu yapmaya çalışıyor aslında.
Daha akıllı ve daha dikkatli olacağız. Karşıdakilerin kafası çoook rahat. Bizimkinin de rahat olması lazım.
0
mrvln
(07.10.24)
(5)

sac icin sampuan vs kalip sabun

antikadimag
sampuani birakip kalip sabuna gecmeyi dusunuyorum. hatta tam olarak dalan antik zeytinyagli. hem daha dogal, hem de daha ucuz.ne dersiniz? sampuansiz bir hayat mumkun mu?
sampuani birakip kalip sabuna gecmeyi dusunuyorum. hatta tam olarak dalan antik zeytinyagli. hem daha dogal, hem de daha ucuz.

ne dersiniz? sampuansiz bir hayat mumkun mu?
0
antikadimag
(05.10.24)
"Doğal" olayının benim hayatımda bir karşılığı yok benim hayvan gibi saçım var onun insani bir şekilde sakinleşmesi için şampuanı ayrı saç kremi ayrı tarağı ayrı kılı ayrı yünü ayrı 50 tane malzeme kullanıyorum, bi tane sabunun benim için bir anlamı yok benim için mümkün değil. Bir de doğal da neye göre doğal doğada doğal olup insanı öldüren birçok bitki var mesela o da doğal, bence bir ürün doğal diye pazarlanıyorsa, seni tenzih ederim, ben onun keriz tokatlamak adına üretildiğini düşünüyorum. Bununla birlikte sabunla birkaç dakika bi elini yıka sonra kurula elini incele bi kurutma vs yapıyor mu sana kendini nasıl hissettiriyor bir bak, sonra yine saçıma sürmek istersen sür gitsin.
0
Kaleci Saçlı Yırtıcı Forvet
(05.10.24)
seboreik dermatitten kurtulmak için mecitefendi doğal ardıç katranlı sabununu kullanmaya başladım ve bir yıldır devam ediyorum. keçeleşme falan olmadı. bu serinin meredeyse tüm sabunlarını aldım kullandım. hepsi aynı etkiyi verdi. şiddetle tavsiye ederim. btw kadınım saçım uzun
0
titanyum22
(05.10.24)
benim sacim icin de imkansiz, sacimi sac kremi olmadan zor acanlardanim.
fakat kuzenim senelerdir sadece zeytinyagi sabunla yikar saclari keman teli falan olur o kadar kalin ve sert. guclu yani.
mumkun kisacasi.
0
kurcalamabozarsin
(05.10.24)
HC CARE şampuanları öneririm dökülmeyi engelliyor güçlendiriyor sls falan yok içinde www.hc.com.tr
0
eja
(06.10.24)
6-7 sene olmustur sacima sampuan surmeyeli. cocukken surulen jole disinda da bir sey surmem. sekil falan da yapmiyorum zaten. :)) su sabunu kullaniyorum hep tavsiye ederim:

www.lsvdukkan.com
0
arakaali
(06.10.24)
(19)

çocuk sevmeyenlere sorum - neden?

mark greg sputnik
BAHSETTİĞİM ŞEY ÇOCUK SAHİBİ OLMAK DEĞİL.bazı insanlar çocukları hiç sevmez. etraflarında bulunmasını istemezler. şimdi ebeveynler zaten aşırı zor olsa bile muhtemelen kendi çocuklarından bıkmıyorlardır, yani en azından "keşke olmasa!" diyemiyorlardır. amca, teyze, dayı, hala vs. desen zaten premium
BAHSETTİĞİM ŞEY ÇOCUK SAHİBİ OLMAK DEĞİL.

bazı insanlar çocukları hiç sevmez. etraflarında bulunmasını istemezler. şimdi ebeveynler zaten aşırı zor olsa bile muhtemelen kendi çocuklarından bıkmıyorlardır, yani en azından "keşke olmasa!" diyemiyorlardır. amca, teyze, dayı, hala vs. desen zaten premium üye, çocukla keyifli vakit geçirip sıkılınca anasına babasına verebiliyorlar.

ama genel olarak hani mesela işte arkadaşıyla buluşurken onun bebeğini de getirmesine bile kızan, bebeklerle, çocuklarla aynı ortamda bulunmayı hiç sevmeyen insanları merak ediyorum.

ben her zaman çok sevmişimdir mesela, yaş çok fark etmez, ergenliğe kadar hepsini aşırı sevimli buluyorum. bi yandan çok saflar, diğer taraftan bizim asla aklımıza gelmeyecek düşünceleri olabiliyor. bebek zaten sevimli ve saftirik, biraz daha büyükleri "anaa harbi lan!" dedirtecek bissürü enteresan fikir üretebiliyor vs...

bir çocuğun devamlı sorumluluğunu almak dünyanın muhtemelen en zor işidir, ona itirazım yok ama neblim hani çocuk deyince yüzü düşen insanlar var. onu merak ediyorum. niye sevmiyosunuz? ağladığı için mi? makul bi şekilde iletişim kurulamadığı için mi?
0
mark greg sputnik
(05.10.24)
Çocuk bence çok büyük sorumluluk. ekonomik açıdan ve ilgilenme açısından bana yük geliyor.
0
ferenc
(05.10.24)
Ben çocuk sesinden nefret ediyorum bağran çağıran zırlayan bi çocuk hayattan soğutuyor beni.
0
Kaleci Saçlı Yırtıcı Forvet
(05.10.24)
e arkadasinla oturup iki muhabbet edeceksin ya cocuk orda ses yapacak ya ilgilenilmesi gereken bi seyler olacak. laf bolmek zaten hepsinin yaptigi bi sey sonuc olarak rahat degil. hele is yerine getirmek, daha fazla yorum yok
0
ala09
(05.10.24)
Çok çocuklu ailede büyümüş (birisi 3 diğeri 4 kardeş) iki arkadaşım da çocuk istemiyor. Kardeşlerine anne babalık yapmak durumunda kalmışlar ve bıkmışlar öyle söylüyorlar
0
kullanicadi
(05.10.24)
Sürekli bitmeyen bir ses... Ve o ses kulaklarini tirmalayacak seviyede olmadığında bile ilgini çekecek herhangi bir şey anlatmiyor
0
abuzer
(05.10.24)
Ben o yüzü düşen kişiyim. Çünkü doğası gereği hareketli, meraklı ve gürültülü oluyor. Sınır kavramları da yok. Duygusal bağımın olmadığı çocuklar sevimli gelmiyor o yüzden. Bir çocuğa sevgi besleyip tahammül edebilmem için ya öğrencim ya da kan bağımın olması gerekiyor. Diğer türlü uzaktan seviyorum yetiyor.
0
ruhen hastayim ben
(05.10.24)
Çocukları değil ebeveynlerini sevmemek aslında konu. Tek vasfı hamile kalmak-hamile bırakmak olan kişiler anne-baba olunca şımarık, sürekli ağlayan, bağıran, etrafı dağıtan, olay çıkaran insanların 2 saat dinlenmek için gittikleri yerin içine sıçan veletler ile hayvanlara ve kendilerinden daha küçüklere işkence eden p*çler doğuyor. Yoksa insan evladı gibi çocuklar ile ilgili sorunum yok. Baldan tatlı çocukları olan arkadaşlarım var.
0
nawar
(05.10.24)
@nawar, güzel nokta hocam. buna kesinlikle katılıyorum. bebek istediği kadar saçmalasın neticede birkaç senelik insan evladıdır, laf anlatsan da anlamaz ama çocuk yaptığı için kendini takdire layık gören sorumsuz ve dangalak ebeveynler gerçekten çekilmiyor.
0
🌸mark greg sputnik
(05.10.24)
Kaleci sacli +1
Nawar +1
0
mor oje
(05.10.24)
Çocukları "sevmeyen" biri değilim, onlarla iletişimi beceremeyen, kısa süre sonra elinde olmadan bunalan, darlanan, zaman zaman (çocuğun şımarıklığına, ailesinin ona yaklaşımına göre) sinirlenen biriyim. Hiçbir zaman hiçbir çocuğa hiçbir şekilde zarar gelmesini şstemem ve zarar vermem. Fakat çocuklarla bir arada olmak beni fena halde darlar, bunalırım, bazen sinirlenebilirim. Uzaklaşırım, elimden geldiği kadar da sorumluluk almam,bir arada durmam.

Dediğin örneği de cevaplayayım,

Arkadaşımla buluşmaya gelirken bebeğini getirmesi beni çok bozmaz, ama 2 yaştan itibaren o bir bebek değildir çocuktur ve çocuk sürekli anne ilgisini üzerinde ister, ben ise annesini ondan çalıyormuş gibi hissederim ve bu histen nefret ediyorum. Ayrıca bir çocuk hiçbir zaman büyüklerin kendi aralarındaki sohbetleri dinlememeli, duymamalıdır. Çünkü bilinçaltı bunlaro kaydeder ve kendi hayatımda yaşadığım gibi hayata dair bazı şeylerden nefret yahut korku geliştirebilirler. Bunu çok şiddetli yaşıyorum, onun için arkadaşımla görüşürken yanımda çocuk istemem.

Çocukları severim, çocukluğun o hesapsız ve korkusuz coşkusuna çok imrenirim ama bir arada duramam, bunalırım. Belki ben baskı altında (kime göre neye göre baskı) büyüdüğüm içindir, bilmiyorum.
0
muhayyer divan
(05.10.24)
Bebeklere agucuk gugucuk yapmak hoşuma gitmiyor. Yani bebekler sevimli gelmiyor bana, bi de kontrol edilemeyen, iletişime geçilemeyen canlılar olması da rahatsız ediyor. Gürültü de zaten söylenmiş.

Şöyle 7-8 yaşından itibaren en azından sohbet edilebilir seviyedeki çocuklarla bir sorunum yok. Hele böyle spesifik bir ilgi alanı olan, meraklı ve hafif büyümüş de küçülmüş çocuklarla sohbet etmekten keyif de alırım. Ama ne bileyim gel boyama yapalım, evcilik oynayalım tarzı işlerde de yokum :D

Ben genelin aksine ergenler konusunda daha pozitifim. Tabii ki bu salak kanzi tip ya da zevzek ergenler değil de biraz okuyan eden ergenlerle sohbet etmek keyifli oluyor.

Benim kardeşimle aramda 11 yaş var, bebekken doğru düzgün zaman geçirmişliğim yoktu neredeyse. Büyüdükçe, bir şeyler paylaşabildikçe yakınlaştık ve şimdi 17 yaşında bir ergen olarak kendisini çok seviyorum. Kendi öz kardeşimi bebekken pek sevmiyodum yani, elin veledi de kusuruma bakmasın :D
0
nundu
(05.10.24)
Neyi neden sevip neden sevmediğimizi pek bilmeyiz aslında. Çok daha derinden gelen şeyler bunlar en fazla justify edebiliriz bi bahane açıklama uydururuz hemen aslında şundan dolayı diye.

Yani seven anlaşan bi şekilde seviyor, sevmeyen de sevmiyor dünyanın en bayağı dandik yanıtı gibi dursa da mevzu böyle cidden.

Ben sevmeyen taraftayım niye sevmiyorum diye düşündüğümde ne yapacağı belli olmayan kontrolsüz, ayarsız, salyalı yüksek sesli inanılmaz dikkat edilmesi gereken bi yaratık sonuçta diyorum. Tanımadığım çocuklarla ilgili sıkıntım var sanırım. (bunu beni tanımadan okuyunca vay g*t herif deniyor çok doğal olarak da öyle değil durum yani dediğim gibi mantıklı bi sebep aradığımda aklıma bunlar geliyor)

Ha çocuk görünce goblin görmüşüm gibi kaçmıyorum çok iyi anlaştığım çocuklar da oldu, yeğenlerimle gayet güzel vakit geçirdim ufaklıklarında çok da seviyordum. Ama 20 yaş altı olmayan bi yere gönder beni ay çocuk seveyim göreyim demek aklıma 20 sene gelmez sanıyorum.
0
hedep
(05.10.24)
sevgi dolu ortamda buyumemistir, genel olarak iletisim sorunu da vardir muhtelemen.
cok kalabalik ortamda buyumustur nefret etmistr
bir suru sebep olabilir
0
kurcalamabozarsin
(05.10.24)
Ben de pek sevmem ya çocukları çünkü anlaşamam ve onu anlamaya çalışacsk sabrı gösteremem.

*geçen gün havuza gittim, çalışanlardan birinin çocuğu da gelmişti. Suya atlayıp bağrınıp çığrınıp duruyodu. Sabahın 8inde 2 kulaç atıcam, yarım saat 1 saat yüzüp gidicem, çocuk huzur bırakmadı.

*metroya biniyorum, bebek arabasıyla terör estiren biri biniyor, zaten sıkıl tepiş gidiyoz, bi de arabadaki çocuk zırıl zırıl ağlıyor, moral filan kalmıyor.

*bayram günü akraba evine gidiyorum, kahvaltımı yapıp kahvemi içip milletle sohbet edicem sanıyorum, çocuk eğlemekten başka bi şey yapmadan dönüyoruz eve. Acıkıyolar oyun istiyolar.

*bi ara amcamın evine gidemiyorduk çünkü kızı 4-5 yaşındaydı, gittiğimiz andan çıkana kadar barbi bebeklerle oynama simülasyonuna giriyoduk, oynamazsak mızmızlanıp ağlıyodu. Korkunç bi dönemdi.

Bu gibi şeyler yani. Ben de sevmiyorum. Zaten şöyle bi söz duymuştum çocuklar osuruk gibidir kimse kendisininkinden başkasına katlanamaz fjfkfkgk

Bi gün kendi çocuğum olursa bu bana yük gelmez muhtemelen içgüdüler sayesinde ama şu an başkasının çocuğunu pek de sevecek bi psikolojide değilim fmgkgkf
0
turuncu tonlarda
(05.10.24)
çok yeni bir şey söylemeyeceğim görünüşe bakılırsa:

çocuklarla çalışmayı seviyorum ama arkadaşlarımın çocuklarıyla ilgili toplumsal zorunlulukları yerine getirmek (örneğin, ilgilenmek, sevgi gösterisinde bulunmak, beğeni ifade etmek, hediye almak) istemiyorum. içimden gelirse bunları zaten yapıyorum, ama çok zaman söz konusu çocuk, benimle arkadaşımın arasındakı kopuşun "sorumlusu" oluyor. çünkü birlikte geçirilen zamanlarda çocuk bir şekilde odakta oluyor, veya çocuksuz bir insan olarak çocuklu akranlarınla geçirdiğin zamanlarda görünmez kalıyorsun senin bir hayatın yokmuş gibi. bezin kaç para olduğu da ilgimi çekmiyor, 3 yaşındaki çocuklarını kreşe vermek için milyor milyar gerekmesi de.

genelde de çocuktan çok, sorumsuz veya umursamaz ebeveynlerine kızıyorum. çocuğa yapacak bir şey yok, çok günahı veya sorumluluğu yok davranışlarında (mizaç olarak kiminin yamyam olduğunu kabul etmek gerek. ayrıca hepsinin öyle çok saf olduğunu da hiç düşünmüyorum).

arkadaşlarımın çocukları bir yana, hiç alakam olmayan insanların çocukları söz konusu olduğunda tahammülüm kendilerine ve ebeveynlerine çok çok daha düşük.
0
harfitarif
(06.10.24)
Açıkçası benim şahsen en zorlandığım şey çocuklu bir arkadaşla buluşup sohbet edebilmek. Sohbetin "Tamam yavrum, efendim canım, yapma evladım" gibi bir şeyle bölünmeden 10 saniye devam edebilmesi mümkün değil. Haliyle insan konuştuğundan da buluştuğundan da bir şey anlamıyor. Ha bir de tabi çocukla gelen kısıtlar var; oraya gidemeyiz, o saatte ayakta olamayız, onu yapamayız; o da zaman zaman zorlayıcı oluyor.
0
salihdt
(06.10.24)
güzel noktalara değinilmiş aslında insanların sevmediği eğitimsiz şımarık çocuklar, ailesi biraz kaliteli ilgi alaka gösterip doğru şekilde ahlak kurallarını verirse insanları rahatsız etmeyen oyun oynayıp başkalarını üzmeyen çocuklar ortaya çıkabiliyor.

ha bazı çocuklar o yaşta o eğitimi reddediyor bazısı reddetmiyor olay çok değişkenli.

ben küçükken düzgün aile eğitimi almış çocukları seviyorum ama her bir halta ağlayan zırlayan mızmızlanan şımarık çocukları sevemiyorum. deniyorum oynamayı iletişimi vs baktım olmuyor hadi yoluna diyorum yok güzelce anlaşırsak tüm gün oynuyoruz.
0
basond
(06.10.24)
Ben anneyim ve kendi çocuğumu çok seviyorum ama başka çocukları hiç sevmiyorum maalesef. Doğurmadan önce de sevmezdim çocukları.

Çünkü çok gürültü yapıyorlar, kontrol etmek zor, strese giriyorum, sürekli korumak gerekiyor, ilgi istiyor. Sevmiyorum arkadaş buluşmasında çocuk.
Ama kendi çocuğumda bunları kontrol edebildiğim için çok seviyorum.
0
kaptan maydanoz
(06.10.24)
çocukları sevmeyenler bence sevenlerden fazla. çoğu insan seviyormuş gibi rol yapıyor.

çocuklar sevilmez çünkü ağlarlar, zırlarlar, inatçıdırlar, şımarırlar
sürekli oyun oynamak isterler, yorarlar.
agucuk gugucuk yapmayı sevmiyorum. yapmadığım zaman ay ne soğuk diyorlar. bizim çocugu sevmedi, bizi de sevmiyor diyip gönül koyuyorlar.
agucuk yapıp çocuğu eğlendirince şımarıyor, bu sefer yapışıyor hep istiyor. ciddi olman gereken yerde de yapışıyor. hatta geçen başıma geldi, ciddi bir şey konusuluyor çocuk yapıstı konusup duruyor 4 yaşında falan. bir sus da diyemiyorsun anlamıyor.
ayrıca çocuklar her şeyi hemen söyler. adamı ipe götürür valla. anne bu bana böyle dediii diye hemen ispiyonlar. olay yanlış anlaşılır saçma sapan yerlere gider. bu sefer annesi ile aran kötü olur.
çocukların çoğu çirkindir. kirpi yavrusunu pamugun diye severmiş. herkese kendi çocugu yegeni güzel geliyor ama çogunlugu çirkin. foto gösteriyorlar bak ne kadar güzel diye, halbuki güzel falan değil.
geçen gün şöyle dedi diye anlatır dururlar halbuki her çocugun söyleyeceği normal şeyleri söylemiştir. ama annesi teyzesi öyle bir anlatır ki çocuk süper zeka sanki.
olur olmadık şeylere ağladıklarını söylemişmiydim
0
abelardo
(06.10.24)
(1)

şu minik aracın modeli nedir?

tabudeviren
plakası da var https://prnt.sc/HCO4qAYr2fGL
plakası da var
prnt.sc
0
tabudeviren
(05.10.24)
Regal Raptor K5 Long.
0
Kaleci Saçlı Yırtıcı Forvet
(05.10.24)
(6)

Iki gol soruyorum

halk
Hagi elbette iyi topcudur ama bu gol kalecinin kazmaligi degil mi?https://youtu.be/CKHztVHCosA?si=EDtcGT5WP2X2lXpwDiğeri bulamadigim meshur bi gol. Kirmizi beyaz formali bi topcu atiyor. 2000 lerde oynamis. Bi ayagiyla topu havalandirarak rakibi calimliyor, diger ayagiyla donerek gol atiyor. Tam bi
Hagi elbette iyi topcudur ama bu gol kalecinin kazmaligi degil mi?

youtu.be

Diğeri bulamadigim meshur bi gol. Kirmizi beyaz formali bi topcu atiyor. 2000 lerde oynamis. Bi ayagiyla topu havalandirarak rakibi calimliyor, diger ayagiyla donerek gol atiyor. Tam bi denge isi. Herif sanirim ingiliz ligindeydi. Ara ara bulamadim.

Huzurlu bi gün olsun hepinize..
0
halk
(05.10.24)
Aradığın ikinci gol bu olabilir
youtu.be
0
grimavi
(05.10.24)
O açıdan o topu o şiddetle o açıyla vurmak çok zor. Kazmalık bir durum değil bu,beklemediği açıdan beklemediği hızla top gelmiş kaleci karşılayamamış. Kazmalık elinden top kaçırıp gol yemek falan. Burda kazmalık bir durum yok.
0
mikahakkinen
(05.10.24)
Hagi'nin en büyük numarası çok iyi knuckleball vuruşları yapabilmesiydi, misal dünya sahnesine çıktığı 94 Dünya Kupası'nda Kolombiya'ya attığı gol ya da 2000 yılında Monaco'ya attığı gol, "lan bu kaleci bu golü nasıl yedi amk" diyeceğimiz böyle sayısız gol. Bu tip şutlarında top hızla belli bir yönde giderken aniden yön değiştirerek kaleciyi yanıltır ve gol olur, bu şutta da öyle olmuş top kalecinin soluna gidecek gibiyken yön değiştirip sağına gidiyor, bunu biz uzaktan gördüğümüz için çok basit zannediyoruz ama bir de kalecinin konumundayken görmek lazım. Tabii ben iflah olmaz bir Fenerbahçeli olduğum için çok abartmadan anlatmaya çalışıyorum ama Hagi bu işlerin büyük bir sanatçısıydı.
0
Kaleci Saçlı Yırtıcı Forvet
(05.10.24)
Bilbao maci kalecinin malligi, 20 yildir her muhabbette soylemisimdir zaten. Ama Monaco ve Milan maci asirtmasi efsanedir, arada acip izlerim defalarca
0
freedonia
(05.10.24)
90'lardan önceki şey piknikte karşı tarafa doğru topa vurmak ile eşdeğer. 2005'e kadar oynanan şey halısaha futbolundan hallice. 2010 biraz sarkarsa 2015'e kadar ise başlangıç seviyesi. Yetenekli ve futbol görüşü olan kişilerin takımları sırtladığı dönemler. Taktiğin, atletizmin, teknik antrenmanların, takım oyununun çıkışı işte o 3. evre sonrası. Yani kalecinin kazma olması son derece normal bir şey. Bunu söylemek de Hagi'yi yeteneksiz yapmaz.
0
nawar
(05.10.24)
Dakika 90+ zaten kaleci uyuklamis. Bu isler boyledir Hagi, Zidane'dan gelen en berbat sutu yesen bile falso koydu, top dondu, ruzgari hesaba katti buyuk usta falan derler, ayni golu Selcuk Sahin'den yiyince sonun Leo Franco gibi olur ama:)
0
speedy
(05.10.24)
(5)

Videodaki şey nedir?

Mirket
Sekizinci saniyedeki şampuan görünümlü hedehttps://x.com/yemeklendik/status/1842272219700859015
Sekizinci saniyedeki şampuan görünümlü hede

x.com
0
Mirket
(04.10.24)
Bal.
0
zaman ilac degil insanlar unutkan
(04.10.24)
Kaleci Saçlı Yırtıcı Forvet
(04.10.24)
dude... görmesen bile tahmin edemedin mi ne olabilir yani

yumuşatıcı tabii ki
0
titanyum22
(04.10.24)
Balla bugüne kadar bir muhabbetimiz olmadı. Uzağım kendisine. Hiç aklıma gelmedi valla.
0
🌸Mirket
(04.10.24)
Aaa bal çok güzel kızartıyor üstü karamelize gibi oluyor. Fırında ballı kuzu kol yapıyorum öneririm. Balı ısıtmak zararlı gerçi ama ne değil ki, arada yenir bişi olmaz.
0
kullanicadi
(04.10.24)
(4)

Sensörlü lambanın hep yanması

etna
Neden olur? Düne kadar hareket olunca yanıyordu artık devamlı yanmaya başladı. Nasıl düzeltilir?
Neden olur? Düne kadar hareket olunca yanıyordu artık devamlı yanmaya başladı. Nasıl düzeltilir?
0
etna
(04.10.24)
Hep yansın-hareket olunca yansın seçenekli düğmesi yok mu onun?

Yoksa sensör bozulmuştur.
0
Mirket
(04.10.24)
sensör kirlenmiş olabilir toz partikül vs
0
jülsezar
(04.10.24)
Ne sensör ne ben söyleyeyim neden olduğunu diyerek küçük bir mümin latifesi yaptıktan sonra ben de sensörün bozulduğu yönünde oy kullanıyorum.
0
Kaleci Saçlı Yırtıcı Forvet
(04.10.24)
elektronik mühendisiyim. %99 sensör değil röle çekili kalmış. röleye sertçe vur düzelir. ama ömrü dolmuş ileride yeniden yapışık kalır. basit bir röleyle değiştirilerek sorun komple çözülür.
0
birmilyonunvarmi
(04.10.24)
(6)

20-21 derece havuzda yüzülür mü?

inheritance
havuz ısıtması henüz açılmamış, suyu yaklaşık 20-21 derece civarındaymış. kapalı havuz, girilir mi?
havuz ısıtması henüz açılmamış, suyu yaklaşık 20-21 derece civarındaymış. kapalı havuz, girilir mi?
0
inheritance
(04.10.24)
Girilmez.
0
Kaleci Saçlı Yırtıcı Forvet
(04.10.24)
sıcaklıkla ilgili bir soru mu yoksa havuza özel başka bir mesele mi var burada bilmiyorum ama sıcaklıksa, soğuk eşiğim yüksek olduğu için belki, bence her türlü girilir.
0
harfitarif
(04.10.24)
şöyle bir gireyim şok etkisi olsun denirse girilebilir ama yüzmek için donarsın bence ama yine de herkesin eşiği farklı olabilir
0
gezegen olan pluton
(04.10.24)
Ruslar gibi bir atla çık ama yüzmeye niyetlenirsen vücut ısın illaki bir süre sonra düşecegi için acil müdahale edilmezse ÖLÜRSÜN (hipotermi)
0
prole
(04.10.24)
22 derece altı su sıcaklığı yüzmek için önerilmiyor.

Bir kere Kasım ortasına kadar Ege'de kalmıştım, denize girerken de su sıcaklıklarına bakıyordum internetten. Kasım'da 22 dereceye kadar düşmüştü ve max 10-15 dakika yüzebiliyordum. (Ki Kasım ayına kadar eylül ekim her gün girdiğim için vücudumu alıştırmıştım da)

Hipotermi olmazsınız ama çok konforsuz olur. Vücudu lüzumsuz stresse sokarsınız.
0
makbur
(04.10.24)
benim gittiğim havuz kaç dereceymiş diye baktım şimdi 28 dereceymiş. valla anca yüzebiliyorum ben. daha soğuğuna bu havada giremem. kaldı ki 20 derece baya soğuk.
0
yurtsuz john
(04.10.24)
(7)

Diş beyazlatma gercekten var mi?

Zetnikov
Misal benim disim sariya kacan bir tonda simdi ben gitsem bu yerlere kar beyaz disim olur mu reklamlardaki gibi?Yada bu dis macunlari var beyazlatici iceren? Ben temiz disten bahsediyorum arkadaslarKahve sigara lekesi olandan degilSikintisiz bi diş dusunun ama tonu sariya kaçan bir ton dogustan mese
Misal benim disim sariya kacan bir tonda simdi ben gitsem bu yerlere kar beyaz disim olur mu reklamlardaki gibi?

Yada bu dis macunlari var beyazlatici iceren?

Ben temiz disten bahsediyorum arkadaslar
Kahve sigara lekesi olandan degil
Sikintisiz bi diş dusunun ama tonu sariya kaçan bir ton dogustan mesela
Doktor beyazlatma yada macun binise yarar mi mantiken

Yaptirip memnun kalanlarda yorumlasin lutfen
0
Zetnikov
(04.10.24)
macunla olmaz. diş beyazlatma tabii ki var. ama kar beyazı itici bence doğal da değil. tonu bi daha düşünün.
0
jelly bear
(04.10.24)
Dişini beyazlatırlar ama kalıcı değil tabii o da, senin kullanım performansına göre birkaç seneye eski rengine döner yine. Ben de hep Opalescence kullanıyorum ama bence o kadar da bir etkisi yok diş rengine.
0
Kaleci Saçlı Yırtıcı Forvet
(04.10.24)
Doğuştan renge çok faydası olmaz.
0
jülsezar
(04.10.24)
Küçüklüğümden beridir bembeyaz dişler istiyorum ama hiçbir zaman beyazlatamadım, sonra da bıraktım. Ben de sigara ve kahve kullanmıyorum ama sarıya çalan dişlerim var.

Fakat geçen ay Marvis markalı beyazlatıcı diş macununu bir deneyeyim dedim. Denedikten sonra dişlerimin beyazladığını görünce çok sevindim. Dedim herhalde dişlerim bayağı beyazlayacak, bembeyaz olacak ama olmadı. Belli bir noktadan sonra olduğu beyazlıkta kaldı. Bir tek ön dişlerim güzelce beyazladı ama diğer dişlerimi çok beyazlatamadım. Zaten öylesi pek doğal da durmuyor. Bu dediğim markayı deneyebilirsiniz. Ama çok iyi bir sonuç beklemeyin. Beni tatmin etti.

Bu arada ben dişlerimi uzun fırçalarım, 5-7dk sürüyor genelde (kısa süreli fırçalama tatmin etmiyor beni) günde iki kere fırçalarım. Belki beyazlamasında bunun da etkisi vardır.
0
faroe adamlari
(04.10.24)
@faroe adamlari

Deneyecegim ama tas catlasana 2sk fircaliyorum
0
🌸Zetnikov
(04.10.24)
julsezar arti 1.

dogustan dise faydasi cok gecici olur. kahve sigara cay lekesi olanlarda daha fazla deger fark daha barizdir.
0
baldur2
(04.10.24)
Benim de çocukluktan beri dişlerim sarıydı ve ön dişlerim uçlardan kırık gibiydi. Antibiyotik kullanımından olir dediler. Sonradan kaplattım ama kaplama rengini de bembeyaz önermedi diş hekimi.
Bir de beyazlatıcı diş macunlarının koladan daha zararlı olduğunu söylemişti.
Bence sağlıklı dişe bir şey yapmamak en iyisi.
0
pro9it9is9
(04.10.24)
(22)

Bu kısa muhabbeti yorumlar mısınız? Bu talep normal mi?

Amaranta ursula
Merhaba arkadaşlar,Konuşma aşağıdaki gibi. Ön bilgi vermek gerekirse Ahmet Ayşe'nin müdürü. Ayşe iş yeri iletişim uygulamasından her mesaj attığında karşıdaki kişiye "Adı selamlar" diye girizgah yapıyor. Bu Ahmet ile de aynı. Sizce aşağıdaki talep normal bir talep mi? Yoksa müdürlük böyle mi? Ayşe:
Merhaba arkadaşlar,

Konuşma aşağıdaki gibi. Ön bilgi vermek gerekirse Ahmet Ayşe'nin müdürü. Ayşe iş yeri iletişim uygulamasından her mesaj attığında karşıdaki kişiye "Adı selamlar" diye girizgah yapıyor. Bu Ahmet ile de aynı. Sizce aşağıdaki talep normal bir talep mi? Yoksa müdürlük böyle mi?

Ayşe: Ahmet selamlar
Ahmet: Ayşe, senden bir şey isteyeceğim
Ayşe: X'e work plan template'i göndereceğim. Göndermeden önce bakmak ister misin?
Ayşe: Tabii-->> "Ayşe senden bir şey isteyeceğim"

Ahmet: Yazacağın talebi komple yazıp gönderir misin? Ahmet selamlar diye giriş mesajı atmadan. illa yazacaksan Ahmet selamlar, xxxxx, diye bir mesaj at lütfen. (Ayşe buraya onaylar emojisi koyar)
Ahmet: Olur bakarım. --->>"Z'ye work plan template'i göndereceğim. Göndermeden önce bakmak ister misin?"
0
Amaranta ursula
(03.10.24)
Ahmet haklı. İşyeri mesajlaşmaları ve mailleşmeleri taraflar için çok sıkıcı formaliteler genelde, içerikten ziyade mesaj formatını ayarlamak sıkıcı. Sonsuza kadar "merhabalar, yeniden merhabalar, iyi çalışmalar dilerim" vs döngüsü yoruyor herkesi. Dolayısıyla selamlaşma ve iyi dilekler kısmını minimumda tutmak en mantıklısı çünkü birisi size "Xxx selamlar" yazınca sizin de bunu cevaplamanız gerekiyor, gereksiz bir mesajlaşma girizgahı oluyor, kim ister ki bunu? Orada iş yapmak için bulunuyorsunuz. "xxx selamlar, yyy konusu hakkındaki dokümanı ekte paylaşıyorum iyi çalışmalar" mis gibi tertemiz bir mesaj/mail.

Yani bu sadece Ahmetin müdür olmasıyla ilgili değil, iş ortamındaki herkes bundan yorulur bir yerden sonra.
0
@stubborn inferno
(03.10.24)
ben de ahmet gibi düşünüyorum genelde ama ahmet gibi yüzleşmeci biri olmadığımdan yazmıyorum :D

birisi selamlar yazıyor, ben görüp cevap verene kadar ya da yaptığım işi bitirene kadar 15-30 dk. geçmiş oluyor. ben selam deyince karşımdaki başka bir şeye dalmış oluyor o görüp cevap verene kadar yine bir yarım saat geçiyor. böyle muhabbet çok oldu. halbuki ilk mesajda istedikleri şeyi yazsalar benim ilk cevabımda konu 15 dakikada kapanacak.
0
king lizard
(03.10.24)
King lizard +1 benim anlatmak istediğimi güzel bir örnekle daha net anlatmış eline sağlık
0
@stubborn inferno
(03.10.24)
Dünyanın en haklı isteği bu biliyor musun fakat sen yine "Ahmet selamlar" mesajı attıktan sonra karşılık beklemeden 2. mesajla derdini anlatıyorsun ben bazen "selamlar amk selamlar" demeden 2. mesaj gelmiyor, keşke tüm mesajlaşmalar sıfır selamlama ile hal hatır vs sormadan direkt konuya giriş şeklinde olsa bu kabalık değil çünkü, selamlaşma ritüeli bazen öyle bir kısır döngüye giriyor ki mesajın içeriğini bulmak için zaman harcamak zorunda kalıyoruz :(
0
Kaleci Saçlı Yırtıcı Forvet
(03.10.24)
Aslında Ayşe selam verirken karşılık beklemeden veriyor ve akabinde diğer mesajda direkt konuya giriyor, karşı taraf cevap versin ya da vermesin. Biz arkadaş grubu olarak nezaketten maraz doğar diye yorumlanmıştık ama sormak iyi oldu karşıt görüşü görmüş olduk.
0
🌸Amaranta ursula
(03.10.24)
Ahmet abi gibi düşünüyorum ama yuzlesmem +7 açıkça soylemek kabalık gibi gelir

Merhaba sonrası asıl içeriği yazmak için cevap almayi bekliyor musun?
0
abuzer
(03.10.24)
Heh yazmışsın, selamina cevap beklemiyorsan çok da şey diil yeaa
0
abuzer
(03.10.24)
Biraz kaba bir tavır. Ben de direkt sadede gelinsin isterim ama karşıdakinin selam verme tercihine müdahale etmek pek nezaketli bir davranış değil.
0
playing star again
(03.10.24)
Ben de eskiden Ayşe gibi yapıyordum.
Sonra yabancı bir şirkette çalışmaya başladım, sadece iki türktük. Bir gün diğer türk arkadaşım yöneticisine sadece “hi maria” yazmış göndermiş ve başka da bişey yazmamış. Maria bana geldi ve dedi ki “bu ne demek oluyor?? hep böyle hello yazıp gönderiyor başka da bişey demiyor, bu çocuk pek normal değil galiba” :D Senin de ona selam vermeni bekliyor ki müsaitsen, okuyorsan lafa girecek dedim. O ne saçma şey öyle filan diye sinirlendi asdmsls. Ben de yabancılarla çalışma deneyimi sayesinde bu huydan vazgeçtim.

Ayşe’nin yaptığı aynı şey değil ama ben Ahmet’i anlıyorum. Bir mesaj bildirimi geliyor, belki o anda başka bir şey yaparken dikkati dağılıyor ve mesajı okuyor “Ahmet selamlar”, bekle ki diğer mesaj gelsin. Beklemeyip yaptığı işe geri dönse 1 dakika içinde yine dağılacak, ne yapsın oturup mesajlaşma ekranına bakarak üç noktayı mı izlesin?
Umarım ülkece bu alışkanlıktan vazgeçeriz.
0
sanxis
(03.10.24)
Selam melam boş iş. İş yapıyoruz, sade ve düz olmak zor olmamalı. Bir de nasılsınız diyeni var bunların. Cevap vermeden işi de söylemezler. En sıkıcı ve düşüncesiz iş insanı derim.

Bunu yap desen ve yapsak ne güzel. Böyle bizi rolantide bırakmasanız keşke
0
Shepard
(04.10.24)
is yeri icin normal. Bunun icin site bile var:

www.nohello.com
0
sertac akin
(04.10.24)
Ayşe, selam mesajından sonra cevabı beklemek yerine yazmak istediği şeyi yazıyorsa sorun yok. Ahmet'ten selam cevabı bekliyorsa, Ahmet +1.
0
nawar
(04.10.24)
nawar+1
0
Bruce
(04.10.24)
Eğer her seferinde konuşmanın devamını getirmek için selamınıza cevap beklemiyorsanız (ki buradan beklemediğiniz anlaşılıyor) çok gereksiz bir istek olmuş. Çünkü temelde tek seferde göndermekle aynı şey zaten bu.

Arkadaş sinrliymiş, morali bozukmuş, bunalmış. Sonra da bunu size yansıtmış.

Her seferinde merhaba yazıp daha fazla şey yazmadan merhabasına cevap bekleyen insanlarla ilgili konuşuluyor böyle şeyler. Sizin müdür de burdan temel alarak olayı ileriye taşımış. Sinirli bir zamanda, ezberden iş yapmış

Sizin durumunuzda hepsini tek seferde yazmanız daha mı işlevsel? Belki... Ancak bu şeylerin sonu yok. Her şeyi müdürün keyfine uyarlayamayız. Birinden bunu istemek yanlış bence. Beğenmesi gerekmiyor. Bu müdahale etmek için çok detay bir konu, sonu yok bunun.
0
akhenaten
(04.10.24)
Ahmet,bence, yerden göğe kadar haklı.

Ciddi odaklanma gerektiren işlerde, bu iletişim penceresi hop diye açılıyor, ne diye bakıyorsun 'Ahmet selam' .
Bir de altında " Ayşe yazıyor " ibaresi yanıp sönüyorsa bizdeki gibi, yalan yok, içimden ağır küfür ederek beklerim..

Yaz gönder kardeşim, 'Ahmet selam, template hazır göndermeden bakmak ister misin ?'.

Ben olsam Ahmet gibi girizgah da yapmam, "Ayşe lütfen selam mesajını ayırma, tek bir mesajda tamamını gönder."
0
latchet
(04.10.24)
buradaki aşırı profesyonel ve selam vermeyerek kazandığı 3-5 dk ile dünyayı kurtarmaya devam eden arkadaşlar gibi düşünmüyorum. her şeyi bir kenara bırakarak selam vermek, merhaba demek gibi insani hareketlerin devam etmesi gerektiğini düşünüyorum yoksa hayvanlardan bir farkımız kalmıyor gibi, onlar da kendi çıkardığı sesler veya fiziksel hareketler ile bir şekilde anlaşıyorlar.

çoğu zaman mailde, mesajda, aramada eğer o gün daha önce iletişimde bulunmadıysam selam veya merhaba nasılsın diyerek cümleye başlarım.

bu arada bir zamanlar ben de diğer arkadaşlar gibi bunu boş muhabbet olarak görürdüm. iyiyim desem veya kötüyüm desem ne değişecek gibi, yada zaman öldürme selam sabahla vs. vs. sonrasında bu lafların aşırı sanatsal veya mesaj kaygısı içeren 2. sınıf film ve dizilerde gözümüze sokulan ve ilk duyduğumuzda vay arkadaş haklı galiba dedirten, sonrasında ise insanlığın gereği selam vermenin var olduğunu düşünmeye başladım. böyle düşünmemde bir diğer etken de yaşadığım büyük şehirden daha sakin bir yere geçmemle oldu.
0
bravoteam
(04.10.24)
Bence hayvanlardan farkımızın bir yolu da insanların seçimlerine ve düşüncelerine saygılı olup 12 iq seviyesinde bir zeka göstergesiyle laf sokmamaya çalışmaktan da geçebilir, merhabaya selamlamaya bu kadar hassas olan ve eksikliğinde hayvanlardan bir farkının kalmayacağını düşünen insanlar medeniyetin girişi olan başkalarının fikirlerini önemseme konusunda da hassas olmalı zira belki de bizi hayvanlardan ayıran en önemli özelliklik selamlaşma ve hal hatır sormak değil birbirlerinin doğru ya da yanlış düşüncelerine saygı göstermektir diye düşünüyorum, yoksa hoşuna gitmeyen bir konuda anında leşe hücum eden bir sırtlan gibi hücum edersen hayvandan ne farkın kalır.
0
Kaleci Saçlı Yırtıcı Forvet
(04.10.24)
mobilden bakinca bildirimde benim mesaj icergini gorebiliyor olmam lazim. selam yazip gonderince ve bekleyince olmaz. hepsini yaz, is araligima alayim. is arasinda konusuruz istersen halimizi hatrimizi sorariz ama is istiyorsan direkt gondermelisin
0
mizore
(04.10.24)
selamına cevap beklemiyorsa ikinci önerideki formülü de öneriyorsa fazla bildirim almak istemediğindendir. bazı insanlar cümle cümle mesaj atıyor biliyorsunuz, çok tat kaçırıcı. bir de bu selamlar sanki gün içinde ilk kullanımında okey olabilir ama gün içinde her mesaj böyle başlıyorsa bayar bence de gereksiz bi nezaket.
0
red g
(04.10.24)
Ahmet'te kendimi gördüm, gün içinde yoğun bir yazışma oluyorsa bu şekilde yapılmasında benim açından bir sorun yok, hatta tercih sebebimdir. Gün içinde ki ilk mesajda nezaketen bir selamlaşma yapılsa yeterlidir. Mesai saatleri dışında ise ekstra bir selamlaşma yazılabilir.

Selam yazıp, karşıdan cevap gelmeden birşey yazmayanların durumu daha can sıkıcı. Çalışma hayatında bir sorun, talep varsa bunun direkt yazılmasını tercih ederim ki ilk mesajda konu neymiş öğreneyim, müsaitlik durumuna & işin önceliğine göre cevap yazayım.
0
sealth
(04.10.24)
ahmet yüzde bir milyon haklı ya. ben normal arkadaşlarımın ya da akrabalarımın bile "turuncu merhaba" diye attığı mesajlara gıcık olan biriyim. iş arkadaşım neden bana "turuncu selamlar" diye mesaj atsın ne münasebet. hepimiz burda para kazanmak için bir araya gelmiş zorunlu ortam arkadaşıyız :) ne bu selam melam.
0
turuncu tonlarda
(04.10.24)
üst ast farketmeksizin tek kalıp mesaj yazma taraftırıyım.

Ayşe: "Ahmet selam, kolay gelsin; X'e work plan template'i göndereceğim. Göndermeden önce bakmak istersen ektedir. iyi çalışmalar."

Ahmet: "Ayşe, bakıp dönüş yaparım. kolay gelsin" ya da "senin için tamamsa gönder gitsin. kolay gelsin"

yazılabilir ya da doğrudan selamlama ya da iyi dilek çıkarılabilir. bu durum mesajlaşan tarafların anlaşmasına bağlı bir durum.

tüm mecalini sayfalarca da olsa tek kalıp mesajda göndermesini isterim açıkçası.
0
phonex
(05.10.24)
(11)

Araba marka model yükseltme?

i-pek
Merhaba arabam 2015 polo 80 bin kmde otomatik vites. Hiçbir sorunu yok ve çok rahat kullanıyorum minik olduğu için. Çevremden gelen yükselt ısrarları nedeniyle soruyorum, artık yavaş yavaş sorun çıkarmaya başlayacak mı? Butce olarak 1 m ayıracak olsam ne tavsiye edersiniz? Açıkçası tekrar polo almak
Merhaba arabam 2015 polo 80 bin kmde otomatik vites. Hiçbir sorunu yok ve çok rahat kullanıyorum minik olduğu için. Çevremden gelen yükselt ısrarları nedeniyle soruyorum, artık yavaş yavaş sorun çıkarmaya başlayacak mı? Butce olarak 1 m ayıracak olsam ne tavsiye edersiniz? Açıkçası tekrar polo almak isteyebilirim. Sorunsuz arabanın aynısinin daha yenisini almak biraz saçma mi? Ya da başka minik tavsiyesi olabilir. Teşekkürler.
0
i-pek
(03.10.24)
Normalde mühendisler benzinli/dizel motorları 300.000-500.000 km arasında sorunsuz bir şekilde hayatına devam edecek şekilde üretiyorlar ama bizim insanımız 100.000'e yaklaşınca bi ikircikleniyor huylanıyor, üst segment motorlar 1.000.000 km bile yapıyor, arabandan memnunsan aynen devam et Polo gibi marketi yüksek bir arabayı her km'de her türlü satarsın değer kaybı olmadan.
0
Kaleci Saçlı Yırtıcı Forvet
(03.10.24)
Pardon bütçe olarak mevcut araç üstüne 1m. Piyasası 800 k civariymis bendekinin de.
0
🌸i-pek
(03.10.24)
Son iki arabamı 50000 olmadan satıp sıfır aldım. Sonuncusunu geçen ay aldım artık durumum elverdikçe hep aynısını yapmayı düşünüyorum eğer imkan varsa sıfırlayın bence.
0
spacevan
(03.10.24)
Aynı marka modeli mi yükseltiyorsunuz siz de?
0
🌸i-pek
(03.10.24)
2015 arabayi upgrade etmek normal. Ister polo ister baska bir sey olsun mantikli. Bakim ucreti artip arizalar ve muayene ucretleri devreye girmesindense, butce de varsa cok mantikli. Polo da mantikli butceniz yetiyorsa.
0
mor oje
(03.10.24)
Ben olsam yatirimlik 1+1 ev alirim. Tam zamani.
0
halk
(04.10.24)
120 bin araçların ağır bakım sürecidir. değiştirilme zamanı gelmiş.
0
mikahakkinen
(04.10.24)
800 bine gidiyorsa o yastaki araba cok iyiymis. Gerekli gormuyorsaniz cevreye cok kulak asmaya gerek yok bence. Benzinli Polo ise 150 bin km sonrasi artik can sikmaya baslamasi surpriz olmaz, cok iyi bakildiysa farkli da ilerleyebilir. Tabii bu kilometreler sizin icin cok uzaklarda.

Kalecinin kilometre orneklerine cok katilamiyorum. Polo icin surpriz olmazsa 200 bin km sonrasi uzucu olabilir diye dusunuyorum.
0
mbond
(04.10.24)
Evet benzinli. Üstüne 500 k koyarak 2023 2024 alınabiliyor anladığım kadarıyla. Sıfırı ne durumda bilmiyorum.
0
🌸i-pek
(04.10.24)
Acikcasi bu kadar fark vererek modeli bu denli yukseltebilmek aslinda bana firsat gibi gorunuyor. Sifira yakin arabalar gorece uyguna bulunabiliyorsa, garantisi varsa, gecmisi temizse alinabilir. Saniyorum son yillardaki gelismeler sonrasi fiyatlarda boyle bir dengesizlik olustu. Sifira yakinlar iyi fiyatlara alinabiliyorken, yaslandikca fiyat dususu iyice yavasliyor anlasilan.
0
mbond
(04.10.24)
Ben arabaya harcanan parayı gereksiz görüyorum bizim milletimizde var bu. Dalga konusu bile oluyor. Benim aracımın biri 380bin diğeri de 326bin kmde. Araca vereceğiniz parayla yatırım yapın sonra daha iyisini alırsınız.
0
mirty
(04.10.24)
(8)

Hammadde bitince ne olacak

the sound and the fury
Son petrol son cam plastik vb hammadde bitince ne olacak? Daha kötüsü ilerde susuzluk olacak o zaman tasarruf da yetmez insan sayısı artıyor. Türkiye nüfusu 200 milyon olacak diyenler düşünüyor mu bunu? Nijeryaya mesela ne olacak merak ediyorum kaynaklar yetiyor mu nüfusu yok eşit dağıtım olmadığı i
Son petrol son cam plastik vb hammadde bitince ne olacak? Daha kötüsü ilerde susuzluk olacak o zaman tasarruf da yetmez insan sayısı artıyor. Türkiye nüfusu 200 milyon olacak diyenler düşünüyor mu bunu? Nijeryaya mesela ne olacak merak ediyorum kaynaklar yetiyor mu nüfusu yok eşit dağıtım olmadığı için kaynaklar tükenmiyor mu
0
the sound and the fury
(03.10.24)
Ya simdi derler ki ama iste ek kaynaklar bulundu, sondaj teknolojisi gelisti falan filan. Butun bunlar olabilir ama sirf propagandasi yapiliyor diye islerin o yonde ilerleyeceginin garantisi yok. Zaten tamamen hakli da olsalar, kaynaklarin yeniden kullanimiyla ilgili cesitli calismalar var. Petrol ihtiyaci da elektrikli araclarla azaltilacak, yani oyle olacagi iddia ediliyor.

Bu arada ilk cumlemi suna istinaden yazmistim; 90'larda okullarda soylenen seylere gore petrolun coktan bitmis olmasi falan gerekiyordu.
0
mbond
(03.10.24)
su dışında diğer kaynaklar için endişe edilecek durum çok uzakta bence.
teknoloji geliştikçe yeni materyaller de üretiliyor. yeni teknikler ile madenlerden daha fazla verim alınıyor ya da yeni cevherler keşfediliyor.

90'lardaki petrol bitecek geyiği bildiğim kadarıyla yalan değildi. o zamanın teknolojisi ve finansal imkanları ile elverişli olan kaynaklar azdı ve muhtemelen onlar tükendi. ancak yeni yöntemler, yeni kaynaklar bulundu ya da çıkarma maliyetleri düştü. şimdiki kaynaklar da belki 50 yıl sonra bitecek ancak o zamana dek yeni kaynaklar bulunabilir.

su'ya girmiyorum. o ciddi ciddi endişe etmemiz gereken bir şey. para olmadan su içilmiyor ülkemizde ve ciddi bir para ayırmaya başladık gün be gün.
0
biseysorcaktim
(03.10.24)
Eskiden kocaman tarlada az miktarda domates üretilebiliyordu. Şimdi küçücük serada çok fazla domates üretiliyor.
Eskiden petrol herşeydi. Şimdi yenilenebilir enerji kaynakları teknolojisi hızla gelişiyor.
Deniz suyunu arıtıp kullanan ülkeler var.

Yani teknolojideki ilerleme sorunu çözecek.

Ancak şöyle olacak. Dünya aşırı hızla çölleşecek. İnsanların çok büyük bölümü şu an Afrika'da örneği görüldüğü üzere hızla sefalete ve açlığa kurban gidecek.
Diğer insanlardan zenginlikle ayrışmış mutlu azınlıklar mutlu mesut yaşamaya devam edecek.
0
Mirket
(03.10.24)
@mirket sadece insanlar değil hayvan nesilleri de risk altında. Çoğunun nesli tükenecek o halde.
0
🌸the sound and the fury
(03.10.24)
Dünyanın %70'i su onun da %97'si tuzlu su, tuzlu suyun filtrelemesini pratik hale getirip su sıkıntısını aşabilirler, bu süreçte tabii deniz hayatı biraz sekteye uğrar dünyadaki oksijenin büyük bir kısmını üreten Algler ufak ufak ölür ama o zamana kadar zaten insanlık onun da çözümünü bulacak kadar ilerler bilimsel anlamda. Enerji için de nükleer enerji gibi olabilecek en temiz ve neredeyse "yoktan" enerji üreten enerji kaynağı var, nükleer enerjide stabil üretimi olan Fransa gibi ülkeler enerjinin kralı olur, gerçi önceden petrolde Araplara muhtaçtı dünya ama nükleer enerji üretimi çok daha basit ama coğrafya olarak böyle santraller kurması riskli olan Türkiye gibi Japonya gibi ülkeler ne yapar bilemem yine birilerine muhtaç kalırız ya da santral kurup çalıştırmayı beceremeyip patlatarak dünyanın içinden geçeriz :)
0
Kaleci Saçlı Yırtıcı Forvet
(03.10.24)
Sürekli olarak yokluk, kıtlık haberlerinin ardındaki ana kaynağa bakmak gerekiyor.
İleride yapılması küresel planlar için arada bir çıkan haberler sadece.
Dünyanın sanılandan daha zengin kaynaklara sahip olduğunu düşünüyorum.
Afrika bile hala fakirse batının yıllar yılı sömürmesiyle fakir. Oysa toprağı ve yeraltı kaynakları oldukça zengin bir yer.

2025te de uzayda bir şeylerin olması söz konusu. Belki de uzaylılar gelecek (!) Plan bu yönde.
Küresel bir vicdan, ortak bir farkındalık, ortak savunma gücü için böyle haberler gerekli.
Singularity kavramını iyi anlamak lazım.

Hammadde bitmeyecek. Sadece yapay krizler yapay kıtlıklar oluşturulacak.
Covid döneminde olanları unutmamak lazım .
0
diyecevaplandı
(03.10.24)
Adapte olunabilecek noktaya kadar adapte olunacak; bu tabi ki ölümlerin artması vb. demek. Ancak adapte olamayacağımız bir nokta gelirse de kökümüz kuruyacak işte. İnsanlık tarihinde buna benzer dönemler ve yok olmanın eşiğinden döndüğümüz zamanlar var. Bir kaynak direkt olarak tükenmese de ona erişimin zor ya da imkansız hale gelmesi (Mesela iklim değişimi nedeniyle güneşten yeterince faydalanamamaız bu arada da her yerin buzullarla kaplanması) bu bağlamda düşünülebilir.
0
salihdt
(04.10.24)
kesfedilmeyen hammadde, kesfedilen hammededen cok daha fazla oldugu icin oyna dewamke. 30 sene once araplarin petrolu 30 sene icerisinde bitecek deniyordu, adamlar her zamankinden daha zengin su anda:D
0
baldur2
(04.10.24)
(14)

Araba Kullanmak

rock n roll
Sizce soğukkanlı olmayan insanlar da araba kullanabilir mi? Ben ehliyet almak istiyorum ama aşırı paniğim. Ben normalde de soğukkanlı değilim. Sizce bu sevdadan vaz mı geçeyim yoksa kullandıkça rahatlar mıyım?Not: Bisiklet bile süremiyorum, çocukken biraz öğrenmiştim düz gidebiliyordum döneceğim zam
Sizce soğukkanlı olmayan insanlar da araba kullanabilir mi? Ben ehliyet almak istiyorum ama aşırı paniğim. Ben normalde de soğukkanlı değilim. Sizce bu sevdadan vaz mı geçeyim yoksa kullandıkça rahatlar mıyım?

Not: Bisiklet bile süremiyorum, çocukken biraz öğrenmiştim düz gidebiliyordum döneceğim zaman inip bisikleti çevirip tekrar biniyordum. Şimdi onu bile yapamıyorum. Araba sürerken kim bilir ne hale gelirim :))

İstiyorum çünkü araba kullanabilmek lazım.
0
rock n roll
(03.10.24)
Ben kullanabiliyorsam herkes kullanır. İlk arabam gri güvercinimi haşat ederek öğrendim. Kullandıkça öğreniliyor. Yanına Bi arkadaşını al al çık.

Bana en zor gelen şey hızlı akan trafiğe yan yoldan çıkmaktı. Bir de parkta sorun yaşıyordum. Şimdi arabanın sığabileceği her yere tekte park ederim
0
kullanicadi
(03.10.24)
Bir de ben de çok paniğim. İlk kazamda çarptığım adam bana tek kelime edemedi halimi görünce. Arabayı bıraktı beni sakinleştirmişti elim ayağım yarım saat titredi
0
kullanicadi
(03.10.24)
Araba kullanmayı bilmek önemli. Ama özellikle istanbul'daysanız araba kullanmak eşittir sinir, stres, dert sahibi olmak demektir. Can güvenliği de yok, her gün görüyoruz yol kavgası diye millet birbirini kesiyor. Psikopatın birine denk gelmek çok olası. Araba kullanmamı gerektirmeyecek bir hayatı her zaman tercih ederdim. Hep hayalim büyükada'da yaşamaktı onun en büyük nedeni adada araba olmamasıydı.

Sizin durumunuzda ise aşırı paniğim diyorsunuz. Bu en büyük sıkıntıdır trafikte. Bunu aşabilecek misiniz onu düşünün. Eğer aşamazsanız işiniz çok zor. Bisiklet sürerken bile o durumdaysanız akan trafikte düşünemiyorum sizi. Cesaretlendirmek isterdim ama sanki eğer zaruri bir ihtiyaç değilse kullanmazsanız sizin için daha hayırlı olur gibi.
0
messor
(03.10.24)
@kullanicadi; arkadaşımı yanıma alsam sinirlenip direksiyona o geçer. Çok iyi araba kullanıyor :))
0
🌸rock n roll
(03.10.24)
Önce kendine Bi daire belirle. Ben beş altı ay Bakırköy Yeşilköy Florya dışına çıkamadım. İşe metroyla gidiyordum dalga geçiyorlardı helal dairenden çıkamıyorsun dimi diye.

Bahçeşehir e taşınınca hiçbir yere toplu taşıma ile gidemedim iş başa düştü. En sağdan yavaş yavaş, navigasyonla gitmeye başladım. Hemen trafiğe çıkma da ufak bir alanda sür önce giderek genişlet. Avmlere git önce oralarda park kolay oluyo. En kötü vale varsa ona verirsin park eder:p
0
kullanicadi
(03.10.24)
bu tamamen size bağlı. yapamazsınız diye bir şey yok ama aşabileceğinizi düşünüyor musunuz? heves kırmak istemem ama istanbul için özellikle konuşuyorsak bu düzeyde panik herkesi tehlikeye sokar.

ehliyet kursuna gittiğinizde belli olur zaten panik düzeyi :) ehliyeti de aldıktan sonra mutlaka önce az trafik, sakin küçük yerlerde başlayın. önce araca hakim olmak önemli. sonrası seri hareketler, soğukkanlılık gerekli mutlaka.
0
chanandler bong
(03.10.24)
eşim aynı durumdaydı. İyi bir hocadan 10 ders aldı. beraber sürekli trafiğe çıktılar. 15 yıllık şöför şimdi.
öneriler:
1-araba otomatik vites olsun. zaten diğer araçlardan stres olacaksın. bi de vitesi düşünme.
2-sakin bir hocadan özel ders al.
3-trafik kurallarına uy. sırf sana arkadan selektör yapıyor veya korna çalıyor diye panik yapma, şerit değiştirme. arkadan çarpacak hali yok. en kötü yanından söverek geçer.
4-çok endişe ediyorsan arka ve yan camlara acemi sürücü yazıp yapıştır. bi tık daha rahat edersin belki.
0
merhum
(03.10.24)
Ankara'nın trafiği de İstanbul'a benziyor :)
0
🌸rock n roll
(03.10.24)
otomatik ehliyet alma ya da alacaksan iki ayağını kullanma. sadece sağ ayağını kullanarak öğren. fren yerine gaza basanlar senin gibi panik olanlar genelde.

araba kullanmak çok büyük özgürlük. mutlaka ehliyet al, hatta hemen şimdi başvur. ama dediğim gibi çok pratik yap, çok özel ders al. zamanla elin ayağın gibi oluyor araba.
0
gabe h coud
(03.10.24)
Ön bilgi: 3 senedir araba kullanıyorum. Kullanmayı otomatik viteste öğrendim, düz vites de kullanabiliyorum, 2.5 senelik B sınıfı ehliyetim var. Şehiriçi trafiği, uzun yol, tek ya da iki hamlede park etme vs hepsi tam.

Şimdi nasıl öğrendiğime gelelim...

Ben normalde soğukkanlı biriyim hemen her konuda. Panik olmam için ortada gerçekten çok büyük bir tehlike ve elimde de az zaman olması lazım. Lakin araba kullanmayı zorla, sinir hastası ve yaşlı bir aile büyüğümden öğrendim. Resmen bir işkenceydi. Sürekli bağırıp çağırıyor sayıp sövüyordu. Soğuk terlemeler mi dersiniz, ağız kurumaları mı, sıkıntılı ne ararsanız gırla. O bir sene benim için tam bir işkenceydi, hala bile azalmış şekilde devam ediyor yer yer. Park etmeyi yeni öğreniyormuşum gibi davranıyor, "direksiyonu şöyle kır, böyle git, böyle gel" falan diyor:)

Bunu neden anlattım? Birincisi, bu şartlar altında ben bile öğrendiysem siz de gayet öğrenirsiniz. İkincisi, inanılmaz dikkatli bir sürücüyüm, şimdiye dek herhangi bir dokundurma çizik dahi yapmadım, ve bunu çok sıkı ve sert birinden öğrenmiş olmama borçluyum bir ölçüde. Ama dengeyi kurmak da bana kaldı. Biraz daha rahat birisi olsaydı bu kadar nefret ederek, korkarak geçmezdim direksiyona. Bu da eksisi. Yani ikisinin arasında bir eğitmen bulun. Ya para vererek ya eş dost fark etmez. Hem sizi soğutmayacak hem de çok gevşek bırakmayacak, sizi çevredeki ve trafikteki sorunlara karşı ayık tutacak birini bulmanız lazım. Bu belki de en önemlisi.

İkinci önemli nokta, sürekli ve sık sık pratik yapmanız. Ben bir sahil kasabasında öğrendim. Önce deniz kenarındaki toprak yol, sonra köy yolu, sonra ilçe, sonra şehiriçi, sonra uzun yol diye diye büyüttüm ama hemen her gün pratiğe çıkıyorduk. O süreçte beş yaş falan yaşlandım ama üç ayda tamamen kendi başıma trafiğe çıkabiliyordum. Rahat edeceğiniz bir rota seçin, yeni bir rotaya geçene dek, gerekirse bir hafta gerekirse 1 ay orada pratik yapın. Yanınızdaki kişiyle çıkın pratiğe ama her an yanınızda oturmasın, bazen arabadan inip yönlendirsin sizi. Özellikle park manevralarında ve geri viteste giderken.

Ne kadar çok pratik yaparsanız o kadar rahat edersiniz ama bu iş sadece iyi araba kullanmak değil unutmayın. Biraz soğukkanlı ve sakin olmayı öğrenmeniz lazım çünkü trafikte bir sürü ucube var: makas atanlar, alkollüler, uykusuzlar, düpedüz hayvanlar, dikkatsiz yayalar vs. Hepsini kontrol edemezsiniz dolayısıyla kendinizi kontrol edebilmeniz lazım. Ve de arabayı tabi ki. Bir süre sonra bir uzvunuz haline gelecek zaten, sizinle tam uyum içinde hareket edecek arabanız.

Bu arada hata yapa yapa öğrenmeye katılıyorum ama bunu minimumda tutmak en akılcı seçenek tabi ki çünkü kıra döke yaptığınız her hata size maddi hasar olarak dönecek, aracınızın hasarı artacak ve en önemlisi şevkiniz kırılacak. Kırıp dökmeden de öğrenmek mümkün, ona gayret edin, insanlık hali kaza olursa da "canımız sağolsun oyuna devam" diyebilin ama.

Kendinizden emin olmadan trafiğe çıkmayın, ufak ufak, trafik yoğunluğunun az olduğu bölgelerden ya da o saatlerde başlayın ama "tamam ben hazırım"ı hissetmiyorsanız kesinlikle çıkmayın, zaman verin, pratiklere devam edin.

Bir de bence işinizi çok kolaylaştırır: önce bisiklet sürmeyi öğrenebilirsiniz. Çok alakalı durmuyor ama birçok getirisi var şöyle ki:

-Denge hassasiyetiniz artacak
-Dönüşleri ve viraj almayı bisiklet gidonunda öğrenirseniz direksiyonda daha az zorlanacaksınız
-Gittiğiniz yola hakim olmayı öğreneceksiniz her yeri rahatça gördüğünüz için
-Daha önce yapamadığınız bir şeyi yapabilmenin motivasyonu gelecek:)

Biraz uzun oldu ama bunları uygularsanız bence gayet de kullanabilirsiniz, ama önce sakin olmayı öğrenmeniz gerek. Sırf araba direksiyonunda değil hayat direksiyonunda da çok işinize yarayacak:)

Bol şans!
0
@stubborn inferno
(03.10.24)
araba dedigin bir makine, ve etrafina baktigin zaman bir suru dusuk IQlu gayet rahat kullanabiliyor. abartilacak bisey yok. mevzunun sogukkanli olmakla da bir ilgisi yok.
araba kullanabilmek bir yetenek ya da zeka belirtisi degil. rahat ol, alisirsin.
0
cooperr
(03.10.24)
Allahını seversen yapma şunu, ne vasıfsız adamlar tek trafik kuralı bilmeden kamyonlar tırlar kullanıyor sen mi yapamayacaksın? altı üstü bir makine bu. insan kullansın diye yapılıyor.

kullanırsın kendine güven diyen arbre +1
0
titanyum22
(03.10.24)
Aslında daha çok düşük IQ sahibi kişiler yüzünden korkuyorum galiba.
0
🌸rock n roll
(03.10.24)
Trafiğe dışarıdan bakınca araba kullanmak gerçekten korkutucu ve kaotik gözüküyor yüzlerce binlerce araba aşırı süratli giden var ruh hastası gibi makas ata ata giden var her türden birçok tip var bunalrı dışarıdan görmek gerçekten insanın adrenalinini yükseltiyor ama sürücü koltuğuna oturup sen de o kalabalığa dahil olduğunda sadece sen ve önündeki arkandaki yanındaki birkaç aracı görmeye başlıyorsun o kaos o araba kalabalığı birden yok oluyor ve rahatlıyorsun. Bir de böyle düşün.
0
Kaleci Saçlı Yırtıcı Forvet
(03.10.24)
(10)

Yoğurt Makinesi Çok mu Gereksiz

eisberg
Bugün A101'de gördüm de gaza geldim aldım 700 tl'ye, Kiwi marka. Personel 3 gün iade hakkınız var dedi :). Ev yoğurdu çok seviyoruz aslında üstelik bebek de var ona da yediririz diye düşündüm ama öte taraftan da iyi kötü evde de mayalıyorduk yoğurt. Çok iyi beceremesek ve sürekliliği sağlayamasak da
Bugün A101'de gördüm de gaza geldim aldım 700 tl'ye, Kiwi marka. Personel 3 gün iade hakkınız var dedi :). Ev yoğurdu çok seviyoruz aslında üstelik bebek de var ona da yediririz diye düşündüm ama öte taraftan da iyi kötü evde de mayalıyorduk yoğurt. Çok iyi beceremesek ve sürekliliği sağlayamasak da arada yapıyorduk.

Kullanan var mı aramızda, bir avantajı vs. var mı sizce?

Teşekkürler
0
eisberg
(03.10.24)
Ülkede en çok alınan ve kullanılmayan aletler koşu bandı ekmek yapma makinesi ve yoğurt makinesi.
0
Kaleci Saçlı Yırtıcı Forvet
(03.10.24)
Şu saklama kaplarından yeteri kadar al.
Herbirine 1 çay kaşığı yoğurt koy.
Sütü kaynatıp parmağınızı içinde sekize kadar sayıp dokuza kadar sayamayacağınız kadar tutabildiğiniz seviyeye kadar soğutun.
Yoğurt konmuş saklama kaplarını bu süt ile doldurun.
Hepsini kapaksız olarak, ısıtılmamış fırında akşamdan sabaha kadar bekletin.
Saklama kaplarınızı kapatıp buzdolabına yerleştirin.
İhtiyacınız oldukça birer kap tüketin.
Afiyet olsun.

www.trendyol.com

Not: Ekmek yapma makinemi 4 sene önce aldığımdan bu yana dışardan ekmek almadım. Bir ara kahveli ekmek deniyeceğim.
0
Mirket
(03.10.24)
@kaleci saçlı yırtıcı forvet +1 kahve öğütme makinesi.
ama son dönemde ilgimi fakirin pastörize makinesi çekti araştırıyorum.
0
mikahakkinen
(03.10.24)
Parmakla zor diyenler için

www.trendyol.com
0
Mirket
(03.10.24)
parmakla ısı ayarlamak zor +1, her insanın acı eşiği farklı.

700 liraya makine alacağınıza bir yiyecek termometresi alın, 45 derecede iken sütün %3'ü kadar mayalık yoğurt koyun (1 kg için 30 gram, ben 3 kg süte 1 küçük paket sade activia katıyorum). sarın sarmalayın, 6 saat sonra hazır.
0
kibritsuyu
(03.10.24)
iyi yapmışsın evde yaptığım yoğurtlar jersey süt alsamda tutturamıyorum her seferinde öpücük babaya önce öpücük atıp sonra sövüyorum stressiz mis gibi yoğurtların olsun güle güle kullan
0
eja
(03.10.24)
Benin söylediğim şekilde yapın, tutmazsa zararınızı karşılarım.

Yalnız, paketli yoğurtların hepsinden maya olmuyor.

Bir de çiğ süt satıcıları sütün kesilmesini geciktirmek için karbonat vs katkı maddesi koyabiliyorlarmış. .öyle bir şey varsa zaten makineyle de tutmaz o yoğurt.
0
Mirket
(03.10.24)
en üstteki cevabe hitaben, koşu bandına şekil 1a olarak aynen katılıyorum da yoğurt makinası tam öyle değil gibi. en azından bende öyle olmadı.
ben de pandemide yoğurt yapmaya çalışmıştım bir kaç kez, tam istediğim gibi olmadı. yok sıcaklığı kontrol et, battaniyelere sar sarmala, fırında beklet, saat tut. bana zor geldi. sonradan da vazgeçtim.
geçen aylarda arçelik yoğurt yapma makinesi aldım. böyle akıllı ev aletlerini severim, telefondan takip edebiliyorsun, kaç saat kaldığını, bitince bildirim geliyor vb.
linki aşağıda. buradaki en üstteki uzun değerlendirme bana ait. tekrar buraya yazmıyorum.
www.hepsiburada.com
kısaca ben çok memnunum. 8bin küsüre almıştım, 7binlerde seyrediyor şu an. başka sitelerde daha ucuzunu da bulabilirsiniz belki.
0
panamera
(03.10.24)
@mirket hocam kavanozlar 450 tl ben zaten makineyi 6 tane kavanozu ile beraber 700e aldım şimdi düşününce karlı geldi :)
0
🌸eisberg
(03.10.24)
bebek için aldık. devamlı kullanıyoruz.
0
unalub
(03.10.24)
(9)

Büyük parti ne zaman olmalı?

catpat
Merhabalar, eşim 1984 kasım doğumlu. Ülkemizde biten yaş söylenir denildiği için 38 inci yaşını kutladık geçen yıl. Yurtdışında yaşarken alıştığım kadaryla 39 olmalıydı. Yıl hesabı yapınca bu yıl 40 yaşına basıyor, 39 bitmiş olacak bana göre kasım ayında. Yuvarlak yıllarda büyük partili kutlama yapm
Merhabalar, eşim 1984 kasım doğumlu. Ülkemizde biten yaş söylenir denildiği için 38 inci yaşını kutladık geçen yıl. Yurtdışında yaşarken alıştığım kadaryla 39 olmalıydı. Yıl hesabı yapınca bu yıl 40 yaşına basıyor, 39 bitmiş olacak bana göre kasım ayında. Yuvarlak yıllarda büyük partili kutlama yapmayı seviyorum ancak, bu yıl 40 yaşını kutlamak abes mi olur? Annesi 39 oluyor diyor, ne yapsam bilemedim. Sürpriz olacağı için eşimin fikrini soramıyorum.

Bu yıl mı, gelecek yıl mı 40 yaş partisi yapmalıyım? Yardımcı olursanız çok sevinirim.
0
catpat
(03.10.24)
Hocam eşin yıl hesabına göre zaten 40 yaşında ama ay hesabına göre kasım ayında 40 olacak, yani kasım ayında büyük partiyi yapabilirsin.
0
Kaleci Saçlı Yırtıcı Forvet
(03.10.24)
Kasım ayında dünya üzerinde 40. yılını bitirmiş oluyor. 40 kutlanır. Hadi 40. yıl bitti diye 41'i kutlayalım der bazıları, ama 39'un hiçbir alakası yok.

www.calculator.net
0
herzan
(03.10.24)
yurtdisinda yasadigin kadariyla bu sene 40 olmali. turkiye'dekiler 41 diye diretebilir ama senin sorun matematikte galiba :D
0
baldur2
(03.10.24)
Ben de Kasım’da 40 oluyorum ve büyük bir parti vereceğim :)
0
gabe h coud
(03.10.24)
eee ben 85liyim bir yıldır kendime 39 diyorum, haksızlık resmen
yenge kırk olmuş ama sen evliliğinin salahiyeti için bir beş yıl sonra parti ver istersen.
0
titanyum22
(03.10.24)
Soruyu ve cevapları okurken bi an 2023'teyiz diye düşünerek okudum ve itiraza geliyodum ama 2024teyiz evet ve 40. yaşı dolmuş olacak bu kasımda. O yüzden 40 yaş kutlaması olmalı :D
0
nundu
(03.10.24)
Kasımda partiyi yap ama pastanın üstüne 18 yazdır, acayip hoşlarına gider böyle şeyler. yaşlandığını hissettirip de kaş yapayım derken göz çıkarma :D
0
mustafakesekci
(03.10.24)
84'luyum. haziranda tam 40 sene yasamis oldugum icin 40 yasindayim diyorum artik. girilen yasin soyleyeni cok gordum de (bu da yanlis), biten yas soylenmesi durumuna hic rastlamamistim :D

soyle bir bakkal hesabiyla gostereyim:

1985 kasim
-1984 kasim
___________
1 yil 0 ay



2024 kasim
-1984 kasim
__________
40 yil 0 ay

annesi esinizin 1. yas gununde 0 diye kutlamis olabilir bir sorun bakalim :D
0
supergirl
(03.10.24)
40 yaş partisini bu sene Kasım ayında yap. Biz arkadaşlar arasında kendimize 40 yaş uçurması partisi yapıyoruz çok güzel oluyor 5 sene var 40 olmama iple çekiyorum :p
0
kullanicadi
(03.10.24)
(6)

stanley termos ama hangisi?

summerjam0306
çok çeşit var anlamıyorum da hiç. yaz sabahları soğuk, kış sabahları sıcak kahvemi koyup çıkacağım. arada bir çok acil durumda çocuğun da çorbası girer en fazla.hangisini almalı ki?
çok çeşit var anlamıyorum da hiç. yaz sabahları soğuk, kış sabahları sıcak kahvemi koyup çıkacağım. arada bir çok acil durumda çocuğun da çorbası girer en fazla.

hangisini almalı ki?
0
summerjam0306
(03.10.24)
Trigger action alma, never leak al. Ha yine never leak sahibi olarak söylüyorum: daha önce kullandığım thermos ve emsa (alman malı bu) stanley'den çok daha iyiydi.
0
prole
(03.10.24)
Neverleak kullaniyorum memnunum. Trigger action gibi agiz kismi acikta degil, daha hijyenik
0
mor oje
(03.10.24)
Ben de Trigger Action modelini öneriyorum, neden dersen ben Trigger Action modelini kullanıyorum ve mutluyum, siz de kullanın siz de mutlu olun. #işbirliğideğil#
0
Kaleci Saçlı Yırtıcı Forvet
(03.10.24)
Stanley sormuşsun ama contigo önerisiyle geldim. ağız kısmı benim için önemliydi çok araştırarak almıştım. çocuklarda da çok görüyorum bu modeli. stanley neverleake benziyor ama ekstra olarak ensesindeki tuşa basarak içiyorsun, tuşa basmazsan dökülmüyor. unutkan olduğum için o tuş olmasaydı elli defa üstüme dökmüştüm

www.trendyol.com
0
titanyum22
(03.10.24)
Bir 10 yıldır Trendix kullanıyorum, bir defa bile üzmedi. Yaklaşık 6 saat kadar sıcak tutuyor (maalesef soğuk performansını bilmiyorum) üstelik de damla akıtmıyor. Hatta o kadar sıcak tutuyor ki ben ağzıma götürüp içemem, termosun yanında bardak taşırım öyle bir sıcak tutma.
0
charbiel
(03.10.24)
stanley the aerolight transit modlini kullanıyorum, memnunum.
0
antihero
(05.10.24)
(33)

hayatımın ilk darbı, ne yapmak lazım?

fakat
hep haberlerde gördüğümüz o şey benim başıma geldi.ergenekon caddesi 16/A da bulunan migros mağazasında darp edildim, hiçbir sebep de yokken.anlatayım. 19.45 sıralarında, cips almak için bu magazaya gittim. kasada ödeme yapıyordum, manav tarafından bir adam bana çarparak başka bir kasaya ürün koydu,
hep haberlerde gördüğümüz o şey benim başıma geldi.

ergenekon caddesi 16/A da bulunan migros mağazasında darp edildim, hiçbir sebep de yokken.

anlatayım. 19.45 sıralarında, cips almak için bu magazaya gittim. kasada ödeme yapıyordum, manav tarafından bir adam bana çarparak başka bir kasaya ürün koydu, bir şey demedim, sonra arkadan gelip bilinçli olarak çarparak bir şey daha koydu. bende 'yavaş' dedim ama kendimi haklı çıkarmak için söylemiyorum, gerçekten son derece normal bir şekilde söyledim, zaten gün boyunca bütün keyfim yerindeydi bugün. adam ters baktı hatta, başımı eğip devam ettim. belki de hata buydu, birden sen kime dikleniyorsun dedi. işte bu sefer cevap verecektim, ama boğazımdan tuttu, arka arkaya vurdu başıma. neye uğradığımı şaşırdım, 31 yaşındayım, hiç kavgaya karışmadım, hiç dayak yemedim. hemen biraz uzaklaştım polis çağrdım, duydu, döndü, yerde düşen gözlüğünü aradı, taktı, sen dedi polisi mi arıyorsun dedi aynı şekilde bir daha vurdu. çevre acayip kalabalık, hiç kimse karışmadı, ama suçlamıyorum, belki bir husimet var zannettiler. yani adam beni, istanbul'un en işlek caddelerinden birinde, evire çevire dövdü.

neyse, maalesef polis gelmedi arkadaşlar. 45 dakika sonra beni aradılar, adam orda mı dediler, tabi kaçtı dedim, darp raporu alıp feriye polis amirliğine gelin dediler. ben zaten şaşırdım, evet hala şaşırıyorum. neyse gittim hastaneye burnumdan falan kan geliyor tabi, tetanoz falan vurdular, iki ilaç yazdılar, görüntüleme cihazına girdim, acil kbb baktı, bulguları yazıp darp raporu verdiler.

feriye polis amirliğine gittim. bakın, üç kere polis ile konuştum, bir keresinde beni özelden aradılar, ve feriye polis amirliği dediler ama bu sefer de şişli polis amirliğine yolladılar. burada ordan oraya taksiyle gidiyorum, toplam 400 tl taksiye verdim eve gelinceye kadar, şişlideki polis de önce yollayacaktı ama herhalde ben ağlamaklı olunca bir şeyler yapası geldi. bir kağıda olayı yazdı, benim bilgilerimi aldı, kamera kayıtlarından tespit edelim direkt adamdan şikayetçi olun dedi.

biraz uzun oldu ama, kısaca ben galiba dayağı yediğimle kaldım. üstelik hala burnuma elimi götürünce kan geliyor. kendimi çaresiz hissediyorum, aileme de yarın anlatacağım. siz ne yapıyorsunuz, yanınızda biber gazı falan mı taşıyorsunuz? kendi adeletmizi kendimiz mi sağlayacağız ya da dayak yiyip yiyip oturacak mıyız?

not: eğer kamera görüntüleri ya da kimlik tespiti falan olursa paylaşacağım. yani sonuçta bu kurtuluşta markete girdiğine göre o civarlarda birisidir. en azından hapse girmese bile, hiçbir ceza alamasa bile, kim olduğunu bilelim. ama kime anlatsam üstüne düşme boşver diyor, lan ilk defa dövüldük, öylece eyvallah mı diyeceğiz, anlamadım ki.

şimdi aklıma gelmeyen öneriler varsa alabilirim, daha detaylı bilgi isteyen varsa yazabilir.
0
fakat
(02.10.24)
Gecmis olsun.
Pesini birakmayin elemanin mevcutta hagb varsa mesela direk hapse girer ilk alacagi cezada

yalniz merak ettim eliniz armut mu topluyordu?
0
nuisance2
(02.10.24)
geçmiş olsun. dün ekşide biri motoru ezen araba başlığına yazmıştı, "ben daha haksız olduğu halde başına bir şey gelmeyeceği için bu kadar rahat hareket eden bir topluluk görmedim" diye. adamdaki rahatlığa bak, keyfi adam dövmüş.

biber gazı diyorsun da olay o kadar saçma ki sen daha kendi elini kaldıramamışsın şaşkınlıktan, biber gazını nerede bulup da adama sıkacaksın? olur şey değil. filmini yapsalar oha yok artık kurguya bak deriz.
0
titanyum22
(02.10.24)
Geçmiş olsun. Kuzenime de benzinlikte bi adam kafa attı aynı böyle saçma bi nedenden. Şikayetçi oldu, mahkemeyle uğraştı, tehdit edildi vazgeçmedi. Adam da en son adam yaralamaktan ceza aldı ama yatmadı diye biliyorum.

Sizin markette de görüntü vardır. Son dönemde epey bi sosyal medya baskısı yaratılabiliyor. Görüntüleri edinirseniz paylaşalım gündem yapalım sözlükte. Kendinizi blurlayıın ifşa olmak istemezseniz.
0
awlmi
(02.10.24)
Geçmiş olsun, her erkeğin hayatında dayak attığı dayak yediği bir dönem olmuştur, sen bununla biraz geç tanışmış olduğundan biraz gururun incinmiş olabilir ama üzülme herkes bu yollardan geçmiştir, senin ilk deneyimin biraz barzo çağına denk geldiği için orantısız olmuş sadece acemiliğine denk gelmiş ama bu da bir tecrübe sayılır senin için, ben de böyle destek vereyim sana.
0
Kaleci Saçlı Yırtıcı Forvet
(02.10.24)
bir de ilave olarak yanlış bilmiyorsam kasten adam yaralamada kamu davası açılıyordu. şikayetten dönseniz bile zaten kamu davayı devam ettiriyor olmalı. bir avukata da danışabilirsiniz. devlet işlem yapmak zorunda siz isteseniz de istemeseniz de diye aklımda kalmış.

edit: biraz bakındım sanırım kırık olunca böyle oluyormuş (kuzenimin burnu kırılmıştı). kırık yoksa uzlaşma oluyormuş galiba.

şurdan baktım;
barandogan.av.tr
0
awlmi
(02.10.24)
Geçmiş olsun. Malesef buna bişey yapmazlar. Cinayetler de bile verdikleri cezalar ortada. Artık bu olay geçmiş bitmiş böyle bakın.
0
ferenc
(03.10.24)
Arkadaşlar gerçekten o kadar saçma ki hiçbir şey yapamadım, ben tabi ki can havliyle kendimi korumaya çalıştım, ama benden çok güçlüydü, ben zayıf biriyim herhalde zaten o yüzden gözüne kestirdi. Yani öyle dövsun diye beklemedim, ama gücüm yetmedi. Ve kimse karışmak istemedi, polis de gelmedi, ki o cadde çok kalabalık. Şimdi biber gazı falan araştırıyorum. Başka bir şey tasisam herhalde o da bana döner, o yüzden girmeyeceğim. Ama nasıl manyaklarla yasiyoruz. Dediğim gibi en azından biz bilelim yayalım. Görüntüler ortaya çıkınca göreceksiniz, adam resmen dövmek için bahane arıyor, ya başka bir şeye kızdı, ya da madde falan kullanmış.
0
🌸fakat
(03.10.24)
Geçmiş olsun, sıkıntılı bir insana denk gelmişsiniz. Şu noktada yapılacak bişi yok beklemekten başka. Umarım kimliği tespit edilir, ben şu anlattığınız senaryodaki insanın suç kaydı olmaması ihtimalini pek olası görmüyorum. Bence de hagb'si falan vardır. Gelişme olursa paylaşın lütfen
0
kullanicadi
(03.10.24)
toplum çok hasta. eğitim, medya, ekonomi, kötü beslenme vs. ile bilinçli bir şekilde hasta edilmiş bir toplum.
ve eğitim müfredatı değişti yozlaşma daha da artacak. kimse de çıt yok
0
bahçedekisandal
(03.10.24)
gücünüz yetmeyebilir normaldir kendinizde sıkıntı aramayın. benim bi ruh hastası bilmem kaç kuşak dövüşçü arkadaşım var, gerçekten gözlerimin önünde 3 kişiyi dövmüşlüğü var ama onun da bir sonu yok. sen döversin bu sefer bıçak/silah çıkarır biri ki başına da geldi götüm götüm kaçtı bi şekilde. napıcaz silah mı taşıycaz. ortalık manyak kaynıyo hangi birine yeteceksin. mümkün mertebe bulaşmadan devam etmek lazım. yasal olarak hakkınızı arayın, yapılabilecek tek şey bu.
0
awlmi
(03.10.24)
Çok geçmiş olsun.

Karşılık vermemeniz çok yerinde olmuş. Kavga edebilen ya da gerçekten güçlü iyi dövüşen biri dahi olsanız bu ülkede kimseyle kavgaya girilmez -normal şartlarda da asla taraftari değilim tabii-

Biri çıkarır takar kelebeği bıçağı, tabanca çıkarır vs.

Türkiye'de fight club filmindeki gibi takilacaksin. En iyisini yapmışsınız aslında farkında olmayarak belki de..
0
makbur
(03.10.24)
Sadece karate gibi gerçekte işinize yaramayacak şeyler öğrenmeyin diye geldim. Boks veya kickbox öğrenin, öğrenecekseniz. Karate ve gibileri adam olsaydı boks gibi müsabakaları olurdu. Yumruk veya tekmeyi gerçekten yemeden verilen eğitimler gerçekten uzaklar. Blok yapmayı öğretirmiş ama karşınızdakinin de size karateci olarak saldırması gerekiyor çünkü karateciye karşı blok öğretiyorlar. Güreş de olur bu arada.
0
Shepard
(03.10.24)
Ya ben de kas yok zaten, ince zayıf bir şeyim. Boks falan belki öğrenirim ama biraz uzun iş ve 10 saat ayakta çalıştığım için bilemiyorum fırsat olurmu, yine de teşekkürler. Şimdi kartta para yokmuş, nakit var sadece, yarın yükleyip biber gazı muşta falan alacağım. Napayım en azından uzaklasmama yeter belki, muşta bilemiyorum da biber gazı kesin hep cebimde kalsın
0
🌸fakat
(03.10.24)
Geçmiş olsun, 7 kişiye 2 kişi dalıp dayak yemişliğim vardır. O sırada eğitimim yoktu.

olaydan seneler sonra 2 sene haftada iki kez eğitim aldım, yediğim dayağın belki 100 katını eğitimde yedim. kaburgam çatladı, defalarca gözüm morardı, vücudumda morarmayan, darbe yemeyen yer kalmadı.

İlk günler insanın gururu azıcık incinir, zamanla geçer. Dövüş eğitimi almanıza gerek yok, ben hayatımda daha başka kavgaya karışmadım çok şükür.

Yasal olarak hakkınızı aramak için sağlam bir avukat tutun, adam belki içeri girmez ama hem sağlam bir tazminat koparırsınız, belki karşı tarafın denetimli serbestliği vardır, 3-5 ay da olsa yatmasını sağlarsınız.

iftira atmasına karşı şahit mutlaka bulun, bana küfretti der yırtmaya çalışır.

Tekrar geçmiş olsun, daha kötüsü olmadığı için şanslı sayın kendinizi.
0
kimlanbu
(03.10.24)
kamera görüntüleri varsa yüzüne de vurduysa arkadaş ceza alır. iyi bir avukatla çözülür. polis savcılık türkiyedeki tüm memurlar çalışmak istemiyor. ülkemizde ne yazık ki adalet yok ve adalet sistemi çökmüş durumda.
0
mikahakkinen
(03.10.24)
Insallah yakalanir ve siciline isler ilerde sicil istenen isleri yapamasin en azindan
0
Zetnikov
(03.10.24)
Geçmiş olsun...

Bu iş sizin çözebileceğiniz bir iş değil maalesef. Hükümet ve yargının çözmesi lazım. Ama onlarında çok umurunda değil. Savcıları da dövmeye başladılar, dur bakalım. Bir kaç milletvekili de dayak yerse, belki...


.
0
kartallar yuksek ucar
(03.10.24)
Geçmiş olsun bende 2 kişiyle kavga etmiştim tek başına imkanınız varsa boksa gidin.
0
slm ben yalnız komando yasin
(03.10.24)
kardeşime pazarda yan baktın diye esnaf saldırmıştı. dava açtık. adam baya yüklü para cezası aldı. peşini bırakmayın.
0
xrated
(03.10.24)
kardeşim erkek adam dayakta yer dayakta atar. bir keresinde bende dayak yedim bir yumruk o yüzden yapacak bir şey yok. boşver. olan olmuş biber gazı al iyi olur olmadı sıkarsın. sende 2 tane sallabilirdin.
0
sizofren06
(03.10.24)
'Boşver, uğraşma, sineye çek.' diyenlere anlam veremiyorum.

Toplum hastalıklı bir hal almaya başladı.

Normal insanlar bu gibi olayları sineye çektikçe, hakkını aramadıkça, hastalıklı insanlar yaptıkları yanlarına kar kalmış olarak meydanı boş buldukça daha da azıtacaklar.

Böylelikle normal vatandaşların konfor alanları iyice küçülecek.

Hakkınızı arayın. Polis, işten kurtulmak için sizi iknayla dosyayı kapamaya çalışsa bile ikna olmayın. Dosyanın savcılığa ulaşmasını sağlayın. Şahsa bir şey yapılmaz sanmayın. Bu davada bir şey yapılmasa dahi kayda geçecek bir dahaki sefere daha ağır ceza almasına sebep olacaktır.

Eğilmeyin. Hakkınızı arayın.

Geçmiş olsun.
0
Mirket
(03.10.24)
Geçmiş olsun.
Benim şahsi düşüncem failin yaptığının aynısı, halkın da göreceği bir yerde kendisine yapılmadıpı sürece adalartin gelmeyeceğidir.
İşleyişte sözde insanilik adı altında faili arka planda ödüllendiren bir sistem var maalesef.
Gerçekte işlediği suç sebebiyle bir ceza alan suç işlemekten artık korkmalı. Ama yok..
bizde hapse giren Miroğlu, Polat Alemdar olup çıkıyor.
İşin peşini bırakmayın.
İşin sonu tazminat olsa bile en yükseğini almaya gayret gösterin.

Başka türlü anlaşma/uzlaşma yollarına girmeyin.
0
diyecevaplandı
(03.10.24)
çok normal şeyler. istanbul gibi çöp şehirde böyle bir olay yaşamamış olmakmucize. bulaşmamak bulaşınca da önemsememek lazım. bir kaç güne zihinden silmek lazım yoksa kafayı yedirtir düşündükçe
0
ShadowOfMoon
(03.10.24)
annem de boşver uğraşma adresini bulur kafaya takar diyor ağlıyor, doğru ne bilemedim. teoride herkes iyi, şiddet magduru olduk, sanırım öyle evde oturacağız. gerçeklerle yüzleştim ülkenin. o rahat rahat gezsin...
0
🌸fakat
(03.10.24)
Bence memur olayı unutup vazgeçeceğini düşünüyor. Kendiliğinden gidip kamera falan araştıracağını sanmam.

Adliyeye git nöbetçi savcılığı bul ifadeni ve raporunu ver sonra gönül rahatlığıyla uyuyabilirsin.

Raporun olduğu için ceza alacaktır.
0
hebanon
(03.10.24)
Dövüş sporu falan ne alaka yahu. Olay dayak yemek falan olsaydı her gün trafikte en az 10 tane arabayı çiğnerdim ben. Güzel güzel de dayağımı yerdim, cinnet seviyesine geldiysem ben de tekme tokat döverdim. Öyle medeni medeni yere düşene kadar falan yok ki artık. Herkes bıçaklı. Seçim günü sokağımda bir şeyi olmayan toplamda 3 daire falan vardı. Saat üçe kadar savaştaki gibi silah sesi dinledim ben.
Yok erkek adam dayak yer yok döver falan düşüncesi 2005 yılında falan kaldı. Şu an öyle bir ortam yok.
Soruya gelirsek şikayetinizin peşine düşün. Evet size yaptığının karşılığını allah kahretsin ki görmeyecek ama bir gün yanlış kişiye çatacak. O gün sizin şikayetiniz bir sürü şeyi değiştirebilir. Benim istanbulda yaşama nedenlerimden en büyüğü en büyük balığın olmaması. En kötünün en ruh hastasının en mafyasının vs. vs. Her zaman daha kötüsü bir yerlerde var. Böyle biri de tamam bu sene bi tane adam dövdüm yeter artık seneye demeyecek, devam edecek. İşte o gün için sizin de başınıza gelen bu temizlenmesi gereken virüsün geçmişinde bulunsun. Siz de yapabileceğinizi yapın yeter.
0
mrvln
(03.10.24)
Güncelleme: Polis beni aradı, kamera kaydını incelemiş, olay çok basit bir nedenden çıkmış dedi, önceden bir vukuatiniz var mı diye sordu. Yok dedim, adamı hayatımda görmedim. O sırada telefon çalıyor bakmaliyim dedi, bir buçuk saat sonra ben aradım, açmadı. Şimdilik bu kadar.
0
🌸fakat
(03.10.24)
yerinde olsam biraz herifi sorustururum, eger civarda yasiyorsa ve o markete sik sik geliyorsa 3-5 kisi toplarim, herifi kolay kolay hastaneden cikamaycak sekilde benzetirim.
boylelerini sakat birakmak lazim ki kolay kolay baskasina dalamasin.
0
cooperr
(03.10.24)
Güncelleme: Arkadaşlar, polis beni aradı, yabancı olabilir mi dedi, ben adamın 'bir adım daha atarsan seni öldürürüm' dediğini, polisi kimi ararsan ara dediğini söyledim, Türkçeyi herhangi bir aksan olmadan konuşuyordu yani.

Anlamadığım şey, şu aşamada kayıtları neden alamıyoruz, biz silideyiz, ben bilmiyorsam başkası biliyordur, adamı paylassak çok kısa sürede bulan gören çıkar, zaten darp suçu görüntülerde sabit? Çok daha kısa sürebilir bu şekilde. İlla kimlik tespitini polisin mı yapması gerekiyor?
0
🌸fakat
(04.10.24)
hocam geçmiş olsun. bence bir psikoloğa da gitmenizde fayda var.
bir şikayetiniz olmasına gerek yok. "insanlar görünmemi önerdiler geldim" dersiniz.
olayı farklı bakış açılarından size sunarak daha sağlıklı atlatmaya yardımcı olabilir.

derdiniz başınızdan aşkındır belki şuan ama sormak istiyorum;

şuan çarşıda pazarda, bir kaba insanın yine bir suçsuzu darp ettiğini görseniz, müdahil olur musunuz ? yoksa sizin migros'takiler gibi seyirci mi kalırsınız ? bu konuda fikriniz değişti mi çok merak ettim.
0
WithWorth
(04.10.24)
Seyirci kalan sadece migros değildi, tüm Ergenekon caddesiydi. Ajitasyon için söylemiyorum, orası çok kalabalık bir yerdir ve olayın çoğu caddede oldu, kimse karışmadığı gibi maalesef ben gulen insan bile gördüm. Kaldırımdan kimse gecmek istemedi. Açıkçası ben zor durumdaki insanlara yardım etmek taraftarıyım dir her zaman, ama gördüğünüz gibi kaba kuvvete geldiğinde kendime hayrim yok. Bu yüzden zaten kimseyi de suçlamıyorum olay anında müdahale etmedi diye. Ama bir noktadan videoya cekebilirdi, polis ambulans konusunda yardımcı olabilirdi, sonrasında ne bileyim nasılsın falan deyip bir kolanya verebilirdi. İnsanlar esnaf falan hiçbir şekilde yardımcı olmadı. Açıkçası onların hiçbirinden alışveriş yapasim gelmiyor bu yüzden. Çünkü kavga anında, kendine bir şey olur diye uzak durmayı anlarım, ama sonrasını anlamam. Ben orda oturdum yarım saat polis bekledim, onlarda gelmedi gerçi. Hiç kimse yanıma gelmedi, bu adam burnu kanıyor, morluklar var, ne oldu falan demedi sıradan vatandaş da.
0
🌸fakat
(05.10.24)
Hiçbir sonuç çıkmadı, adamı bulamadılar, aradılar mı bilmiyorum
0
🌸fakat
(20.11.24)
yuh bee sen ciddi misin??

adam rteye küfretti deseydin sülalesini dizmişlerdi nezarete
0
titanyum22
(20.11.24)
(6)

Fitness neyi yanlış yapıyorum?

gnoti tsauton
8-9 aydır fitnessa gidiyorum.Kadınım. daha disiplinli gitmeye başladıkça kalça büyütmeye çalışırken gitgide küçülmeye başladı. Dik ama hacimsiz şuan. Bir şeyi yanlış mı yapıyorum yoksa yağdan arınıp kas oranını arttırma süreci normalde böyle mi ilerler? Karbonhidrat proteine daha çok mu abanmalıyım
8-9 aydır fitnessa gidiyorum.Kadınım. daha disiplinli gitmeye başladıkça kalça büyütmeye çalışırken gitgide küçülmeye başladı. Dik ama hacimsiz şuan. Bir şeyi yanlış mı yapıyorum yoksa yağdan arınıp kas oranını arttırma süreci normalde böyle mi ilerler? Karbonhidrat proteine daha çok mu abanmalıyım yoksa?
0
gnoti tsauton
(02.10.24)
Kası büyüten protein değil karbonhidrattır, proteinin çok küçük bir kısmı kas efektinde kullanılır, geri kalan her şey için karbonhidrat gerekir, bunun için de karbonhidrat cinsinden kalori fazlası oluşturman gerekir. Yani ihtiyacın olan toplam kalori miktarını bulmalı ve bunu makarolara ayırıp kalori fazlası oluşturmalısın. Misal 2000 kalori alman gerekiyorsa kilo başına 1,5 gr protein kilo başı 1 gram yağ alıp kalan açığı da karbonhidratla kapatmalısın. Sen muhtemelen düşük kalori alıp yağ kaybediyorsun, o nedenle de küçülüyor.
0
Kaleci Saçlı Yırtıcı Forvet
(02.10.24)
evet bu süreç böyle. vücudun ödem atıyor ve yağ yakıyor.

karbonhidrata abanırsan kalçan büyür ama göbeğin, bacağın, diğer bölgelerin de büyür. sulu bir görüntü olur.
0
yurtsuz john
(02.10.24)
Su spor hocasini da takip edebilirsin:
www.instagram.com
0
mor oje
(02.10.24)
yurtsuz john evet tam olarak takıldığım nokta da o. Belim ince kalması için kalori açığı kalçamın büyümesi için kalori fazlası lazım beynim error veriyor.
0
🌸gnoti tsauton
(02.10.24)
kalori hesabını yaparım fakat günlük rutinini bilmem gerekiyor. haftada kaç gün idmandasın vs vs.
0
yurtsuz john
(02.10.24)
hem buyuyup hem kuculemezsin. gerci bir yolu var bunun icin ama 40 yasinda olmeye degmez. kalori miktarini artirip daha sert agirlik deneyebilirsin.
0
badcode
(03.10.24)
(8)

Az bilinen damar türküler nelerdir?

buluty
Çalarken sazdan göz yaşı damlasın. O derece. Sb.
Çalarken sazdan göz yaşı damlasın. O derece. Sb.
0
buluty
(02.10.24)
Kaleci Saçlı Yırtıcı Forvet
(02.10.24)
tabii lan manyak mısın
(02.10.24)
Hüma Kuşu: youtu.be

Keke xiyaseddin: youtu.be
0
Amaranta ursula
(02.10.24)
pek türkü sayılmaz ama türkümsü ve damar

m.youtube.com

m.youtube.com
0
titanyum22
(02.10.24)
Yukarıdakilere bakamadım aralarında var mı bilemedim.

Dar Hejiroke
0
old possum
(02.10.24)
beyfendi
(02.10.24)
youtu.be

youtu.be

youtu.be

youtu.be

youtu.be


Az bilinmiyor olabilirler :)
0
dezember
(03.10.24)
ananiyimioguz
(03.10.24)
(10)

Satranç neden

alice in potatoland
Kadın ve erkek diye ayrılıyor? cehaletten soruyorum.
Kadın ve erkek diye ayrılıyor? cehaletten soruyorum.
0
alice in potatoland
(02.10.24)
Varsayımsal konuşuyorum stres altında salgılanan hormonlar, hormonların miktarı odaklanma farkı şeklinde bilimsel bir yaklaşım getirilebilir ama asıl neden satranç turnuvaları ABD'de 19. yüzyılda yapılmaya başlamış, bu tarihlerde Avrupa'da ve ABD'de kadının konumu evinin mutfağıyla sınırlıydı, o nedenle zamanında kadınları turnuvalara almamışlardır aldıkları zaman da ayrı tutmuşlardır o da standart hale gelmiştir.
0
Kaleci Saçlı Yırtıcı Forvet
(02.10.24)
Satrançta kadınlar ve erkekler arasında ayrı kategoriler olmasının nedeni, fiziksel güce dayalı bir spor olmamasına rağmen, tarihsel, kültürel ve pratik sebeplere dayanıyor. İşte bu ayrımın nedenleri:

1. Tarihsel Temsiliyet Eksikliği
Satranç, yüzyıllardır erkek egemen bir alan olmuştur. Tarihsel olarak bu cinsiyet eşitsizliği, kadınların satranca katılımını ve gelişimini sınırlamıştır. Kadınlar için ayrı turnuvalar düzenlenmesi, daha fazla kadının satranç oynamasını teşvik etmek, onlara rekabet fırsatı sunmak ve satrançta kadın temsiliyetini artırmak amacıyla yapılmıştır.

2. Teşvik ve Gelişim
Kadınlar için düzenlenen ayrı turnuvalar, onların yeteneklerini geliştirebileceği, rekabet edebileceği ve başarılı olabileceği destekleyici bir ortam sağlar. Dünyanın pek çok yerinde kültürel ve toplumsal beklentiler, kadınların satranç gibi entelektüel ve rekabetçi alanlara girmesini engelleyebilir. Kadın turnuvaları, kadınların bu alanda tanınmasını ve gelişimini teşvik eder.

3. Katılım ve Performans Farkı
Satranç zihinsel bir oyun olmasına rağmen, üst düzeyde oynayan kadın satranç oyuncularının sayısı erkeklere kıyasla oldukça azdır. Bu, elit düzeydeki oyuncu havuzunda büyük bir fark yaratır. Ayrı turnuvalar, kadınların Büyük Usta (WGM) gibi unvanlar kazanmasına ve daha az deneyimli bir erkek havuzuyla rekabet etmek zorunda kalmadan tanınmasına olanak tanır.

4. Biyolojik ve Psikolojik Faktörler
Satranç fiziksel güce dayanmasa da, bazı argümanlar kadınlar ve erkekler arasında ilgi alanları, risk alma eğilimleri veya bilişsel stratejilerde farklılıklar olabileceğini öne sürer. Ancak bu görüşler tartışmalıdır ve büyük olasılıkla bu farklılıklar biyolojik nedenlerden çok, kültürel ve toplumsal etkilerle şekillenmektedir.

5. Açık Turnuvalarda Entegrasyon
Kadınlar için ayrı turnuvalar olmasına rağmen, satranç çoğu spor dalına kıyasla daha entegre bir yapıya sahiptir. Kadınlar, cinsiyet sınırlaması olmayan açık turnuvalara katılabilirler ve bu turnuvalarda başarılı olabilirler. Örneğin, Judit Polgar ve Hou Yifan gibi kadın oyuncular, en üst düzey erkek oyuncularla başarılı şekilde rekabet etmişlerdir. Bu da satrançta cinsiyet eşitliği potansiyelinin var olduğunu gösterir.

Özetle, satrançtaki bu ayrım, tarihsel ve katılım farklılıklarından kaynaklanmaktadır, yetenek açısından bir zorunluluk değildir. Uzun vadede amaç, daha fazla kadının oyuna katılması ve başarı göstermesiyle birlikte tam entegre turnuvalara doğru ilerlemektir.
0
sonsuz
(02.10.24)
ek soru: aynı şeyi okçuluk için de ben düşünüyorum. sanırım aynı mesafeden atılıyor ve süre - güce dayalı bir spor değil. en azından kadın da erkek de tam 12'den vurabiliyor. bu durumda neden kadın erkek birlikte yarışmıyor?
0
exlibris
(02.10.24)
okculukta kas kullaniliyor tabii ki. sirt kasi, genis omuz, kol kasi yapiyorlar. yayi cekmek kolay mi
0
sonsuz
(02.10.24)
Erkekler daha zeki
0
Shepard
(02.10.24)
Bence okçuluk çok farklı bir konu, misal okçuların kullandığı makaralı yayların libre değerinden cinsi, yani yayın sertlik derecesi kadın ve erkek sporcular için farklılık gösterir, hatta yayın sertlik derecesi yaşa kiloya boya göre bile değişkenlik gösterebiliyor, misal 1.80 boyunda 80 kiloluk bir sporcu 28 inç gerili 50 librelik bir yayla atış yapmayı tercih ederken 1.60 boyunda 60 kiloluk bir kadın aynı şartlarda yarışabilmek için aynı yayı 28 inç çekemeyeceği için haliyle birlikte yarışmalarının da bir imkanı kalmıyor zira atıcılıkta siklet farkı bile yok aslında siklet farkı da olmalı kadın-erkek kategorisi ile birlikte, bu dengesizlik erkeklerin ve kadınların kendi aralarında yarışmalarında bile haksızlıklara neden olabiliyor. Misal son olimpiyatlarda Mete Gazoz'un kaybettiği Güney Koreli sporcuyu gördünüz dombili bir arkadaştı ve bu bir fark yaratıyor avantaj sağlıyor, atıcılıkta güç değişkeni çok önemli bir parametre çünkü. Bu biraz şuna benziyor: Yerde 100 kiloluk bir halter var 80 kiloluk bir erkekle 60 kiloluk bir kadına "hadi gelin bunu kaldırın, ilk kim 3 defa kaldırırsa yarışmayı kazanır." Bu ne kadar adaletsizse aynı derecede adaletsiz olur okçulukta birlikte yarışmaları.
0
Kaleci Saçlı Yırtıcı Forvet
(02.10.24)
şepard anırdım kardeş hiç gülesim yoktu gece gece. çok yaşa emi
0
titanyum22
(02.10.24)
satranç icat edildiğinde woke eşitlik zart zurt icat edilmemişti
0
lambırcek
(02.10.24)
çünkü muhtemelen kadınların erkeklere karşı neredeyse hiç şansı olmazdı.
0
estranged
(03.10.24)
Kadin erkek diye ayrilmaz. Kadinlar, gencler, yildizlar, kucukler, senyorler vs. diye ayrilir. Bir de acik kategorisi olur. Kadinlar dahil herkes acikta yarisabilir. Ayrimlarin sebebi acikta yarismanin zor olmasi dolayisiyla gruplarin kendi klasmanlarinin olusmasi tabii ki.
0
dunal
(03.10.24)
(16)

Kiracının evden çıkarkan istediği depozito bedeli

dolantindr
Merhaba.Arkadaşlar şimdi beş sene önce kiraya tutulan yerin sözleşmesinde teminat 800 lira denilmiş. Beş sene sonra çıkarken, kiracı depozito olarak 800 lira mı almalı, yoksa son kira bedelini mi depozito olarak almalı? Yasal dayanak ile cevaplayabilir misiniz?edit: beş sene sonraki de 7 bin olsun k
Merhaba.

Arkadaşlar şimdi beş sene önce kiraya tutulan yerin sözleşmesinde teminat 800 lira denilmiş. Beş sene sonra çıkarken, kiracı depozito olarak 800 lira mı almalı, yoksa son kira bedelini mi depozito olarak almalı? Yasal dayanak ile cevaplayabilir misiniz?

edit: beş sene sonraki de 7 bin olsun kira.
0
dolantindr
(02.10.24)
girerken ne verdiyse onu alır.
0
neira
(02.10.24)
Hocam yasada (Borçlar Kanunu) normalde ev sahibi depozito aldığında onu (para olarak almışsa) vadeli tasarruf hesabına yatırmalı ve kiracının onayı olmadan çekilmemeli, kiracı evden çıkacağı zaman da bu para çekilip kiracıya iade edilmeli, depozitonun değer kaybı da bu şekilde önlenmeli şeklinde bir madde var, tabii burada illa ki faiz-enflasyon nedeniyle değer kaybı olacaktır ama yasa koyucular "ülkede bu kadar da boktan bir ekonomi olmaz amk" diye düşünüp ekstra bir önlem düşünmemiş muhtemelen. Neyse, eğer böyle bir şey yapılmamışsa depozito güncel kira üzerinden verilmeli, eğer araştırırsan bununla ilgili yargı kararlarını görürsün zaten.
0
Kaleci Saçlı Yırtıcı Forvet
(02.10.24)
kiracı düz mantıkla güncel kira bedelini istiyor, ama oraya kira bedeli yazılmadığı sürece geri ödemesi yazılan tutar deniliyor.
bende tutar yazmasına rağmen kiracıma kira bedeli ve kendi ev sahibimede kira bedeli olarak konuştum anlaştım.
doğrusu bence kira bedeli
0
eja
(02.10.24)
Yasal olarak 800 tl, etik olarak Kira bedeli.
0
emcekare olmadi einstein olsun bari
(02.10.24)
Tabi şu var. Kiracı kira bedeli yönünde talepte bulununca, ev sahibi de evdeki zarardan düştüm diyecek. İşin bir de bu tarafı var.
0
🌸dolantindr
(02.10.24)
sözleşmede tutar yazıldı ise tutar kira bedeli yazıldı ise kira bedeli ama insanlık açısından kira bedelini vermek daha şık bir davranış olur bu enflasyon ortamında
0
gezegen olan pluton
(02.10.24)
Ev sahibi olarak kira bedeli verdim hep ancak bunun karsiliginda makul bir sure once cikis tarihini haber vermesini talep ettim.Son dakika haber verenlerin emrivaki cikis tarihini kabul etmedim depozitodan kestim.
0
turkuaz
(02.10.24)
5 sene önce 800 lira ile alınan emtia, ziynet vs ile bugünkü aynı olmadığına göre siz de kanuna göre parayı vadeli hesaba yatırmadıysanız elbette güncelden vermelisiniz. Sizin kiranız artıyorken depozito bedelinin aynı kalması akla mantığa sığmıyor.
0
Kediyi üzdün
(02.10.24)
burada ters taraftan bakınca da şöyle bi durum var. O 800 lira evdeki bi sıkıntıyı karşılayabilecek mi şimdi? Bu sebeple faizde bekletme olayı en mantıklısı ama kimse yapmıyor.

Ben kiracı olarak sözleşmede yazanı aldım hep. (tl olarak miktar yazıyordu kira iki katına çıkmış olsa bile önceki parayı aldım)
0
nhk ni youkosu
(02.10.24)
@kaleci +1

800 TL + yasal faiz. TBK 342

Evde bir hasar oluşsa ya da kiradan kaçsa kiracı "dur 1 aylık kira bedeline göre güncelleyeyim" mi diyecek yoksa depozitodan düşmeni mi isteyecek sence? %99 depozito bahane edecek. Eğer %1'lik bir kiracı ise kira bedeli mi, yoksa borç+yasal faiz mi sana kalmış. Ben güncel kira bedeline sıcak bakardım.

Bunun yasal da etik de hali bu.
0
nawar
(02.10.24)
eğer 800 tl olarak vermeyi teklif ederse. evi boyatmadan çıkın depozitonuz yansın :)
0
bigcaptain
(02.10.24)
eğer kiracı bu geçtiğimiz pandemi döneminde yasal artış oranı %25 kardeşim diyip kira artırmada etik dışı davrandı ise depozito iadesinde de kısasa kısas yapılıp 800 tl + yasal faiz olarak ödenmeli. %25 de insafsızlık kardeşim, piyasa şartlarına göre kirayı artırmayı kabul ediyorum dediyse de aynı etik yaklaşımla güncel 1 kira bedeli olarak iade edilmeli. ne ekersen onu biçersin.

800 tl olarak iade etmek ne yasal ne de etik.
0
mustafakesekci
(02.10.24)
yasal faiz oranı haziran 2024e kadar %9du hazirandan sonrada %24 oldu. ona göre hesaplayın. 1250 lira gibi birşey çıkacaktır. o zaman onu ödeyin geçin.

ama olması gereken sözleşmede alınan paramı yazıldı yoksa bir kira bedelimi yazıldı. madem bunu bu kadar dert ediyormuş dolar-euro olarak verseymiş.

ha hala diretiyorsa o zaman boya badana parası, temizlik parası isteyin sizde. tadilat gerektiren birşey mutlaka olmuştur bunları belirtin.

ayrıca anahtar teslim tutanağı tutmayı unutmayın.
0
my fault
(02.10.24)
Olm adamlar söylemiş işte kiracının verdiği depozitoyu bankaya yatırman lazımmış, yatırılmış mı? Yok. Yatırılmadıysa güncel bedel neyse ondan ödenecek işte yasa bu kanun bu, hala yok dolarla ödeseymiş yok dövizle ödeseymiş yok faiz şu yok bu, ayrıca burada sizin etik anlayışınıza ihtiyaç da yok yasa sizin insiyatifinize bırakmamış konuyu öyle olsa zaten herkes depozitonun üstüne yatmak için 40 takla atardı, yasa ne yapacağını söylemiş, burada muallakta kalmış bir durum yok.
0
Bir ben var benden şurada
(02.10.24)
işte bu nedenle uyanık kiracı dolar olarak depozito verir ve sözleşmeye yazar.
Ben döviz olarak yazdığım halde döviz çok arttığı için çıkarken güncel 1 kirayı kabul etmiştim.
adil olan evi kiralarken 800 TL 1 kiraya denk geliyorsa yine güncel 1 kira vermektir.
0
merhum
(02.10.24)
uzman geldi
kontratta özellikle depozito bedeli bir kira karşılığı verilmiştir diye belirtmediyse verdiği parayı alır.yani 800 tl
0
jamswety
(02.10.24)
(9)

abd'ye saldırmak çok zor değil mi

WithWorth
dünyanın öbür ucunda;gemiyle gitsen dert, füze yollasan öyle bir menzil yok.coğrafi kalelerinde(!), aşırı güvende değiller mi ?
dünyanın öbür ucunda;
gemiyle gitsen dert, füze yollasan öyle bir menzil yok.
coğrafi kalelerinde(!), aşırı güvende değiller mi ?
0
WithWorth
(02.10.24)
öyle bir menzil var. rusya amerikanın komşusu sonuçta.
0
brakgn
(02.10.24)
Bro o kadar da uzak olmayabilir ya: encrypted-tbn1.gstatic.com
0
Kaleci Saçlı Yırtıcı Forvet
(02.10.24)
cografi olarak guvenli yerdeler. o nedenle abd de halk girdikleri savaslari film izler gibi izliyorlar, disariya gonderdikleri lejyonerler icin endiseleniyorlar.

rusya, cin ve kuzey kore nispeten erisebilir yakinlikta. ama abd yi tehdit eden ulkeler veya orgutler, daha cok dunyanin bircok yerinde bulunan abd ustlerini hedef gosteriyor, ana karayi degil.
0
emrahday
(02.10.24)
Herkes alaska sınırını örnek göstermiş de, abd zaten alaska'yı bu jeopolitik öneminden ötürü Kanada'ya parayı bastırıp almış 19. Yy ortalarında. Alaska ileri bir üs gibi, Alaskada sonra kocaman bir Kanada var ABD'ye ulaşmak için.

Yani Rusya ABD'ye değil, abd aslında Rusya'ya komşu :)
0
makbur
(02.10.24)
Abi zaten Rusya Alaska'ya asker çıkarıp Alaska üzerinden ABD'ye saldırır gibi bir iddia yok, sadece mesafe ve menzil bağlamında verilmiş bir örnek bu. Yoksa zaten Rusya'nın ABD'ye saldıracağı bir senaryoda muhtemelen müttefiki Küba'yı kullanarak böyle bir şey yapmak isterdi.
0
Kaleci Saçlı Yırtıcı Forvet
(02.10.24)
zaten o yüzden süper güç
coğrafya her şeydir
amerikanın coğrafi avantajı mükemmel
0
abelardo
(02.10.24)
Intercontinental ballistic missiles (ICBMs) can fly much further than the minimum range; for example, Russia could hit Chicago with an ICBM launched from the Krasnoyarsk ICBM base, which is located 9,156 kilometers (5,689miles) away.

uzay sınırına çıkabilen balistik füzeler için menzil düz çizgi gibi olmuyor.
0
kisa
(02.10.24)
Balistik füzeler boşuna icat edilmedi +1
0
grimavi
(02.10.24)
Evet çok zor .
Ayrıca uyguladıkları taktikler:
-Ortadoğu her zaman birbirine girsin.
- Savaş yakınımda olmasın.
Benden uzakta olsun.
- Vietnam'da Irakta Afganistan'da sürekli kayıplar verdim. onun yerine diğer devletler veya vekil terör örgütler benim adıma savaşsın.
Diğer devletlerin içinde sürekli gerilim yaşanması için çeşitli STK lara veya gazetecilere fon yardımı yapayım.
-Hitlerden sonra almanyanın gücünü NATO oluşumu ile sürekli baskı altında tutayım.
- Rusyayla yakınlaşmaları olmaması için Avrupa'yı da sürekli korkutayım.
Diğer devletlerde CIA ile bazı cemaat ve tarikatlerde kendi uşaklarımızı her zaman hazır tutalım. (Japonya'daki moon tarikatı da da bunlardan biridir ve çeşitli siyasileri bun tarikatın içindedir)
- Askeri ve diplomatik çekişmelerin yanısıra doların rezerv para olması sebebiyle Fed in kararlarıyla canımız sıkıldığında diğer ülkeleri rahatsız edecek derecede ekonomik kararlar alalım.
- TV ye çıkan ve bize bağlı bazı ekonomist görünen uşaklarla, ekonomik gerçekte olan biteni değil kağıt üstünde yazılı olan şeyleri anlattırıp duralım.

vs. vs.

Bonus olarak , gerçekte Irakta kimyasal nükleer silah yoktu ama yine de girdik. Oraya özgürlük yerine kan getirdik.
Bununla birlikte Rusya'da her türlü silah olmasına rağmen bir tarafımız yemediği için onlarla kendi adkerimizle savaşmaya giremiyoruz arada ukraynalıları kullanıyoruz...
gibi unutulmaya yüz tutmuş gerçekleri hatırlamak lazım.

Saldırmak zor olsa da kendi içlerinde eyaletler
arası ayrılıkçı hareketlerle her şeyin tersine
dönmesi de söz konusu.
Bununla ilgili anltılardan biri ise:
Doların gücünü kaybetmesiyle birlikte devasa miktardaki
dış borçların ödenmesi noktasın eyaletlerin bunu üstlenmeyeceğidir
0
diyecevaplandı
(02.10.24)
(5)

Şu süpürge alınır mı?

ananiyimioguz
sb https://www.hepsiburada.com/sapli-otlu-cali-el-supurgesi-p-HBCV00006WZECX?ftid=qmt3q6s13fw8sz1h&magaza=nikadu&url_src=ios-product-detail
0
ananiyimioguz
(01.10.24)
Merhabalar, ürün fiyatlari otomatik olarak güncellenmektedir. Bazen yazılımsal nedenlerden dolayı fiyat olması gerekenden yüksek yada düşük olabilmektedir, En kısa zamanda ilgileneceğiz. Anlayışınizdan dolayi teşekkür eder keyifli alışverişler dileriz.


Demişler
0
kisa
(01.10.24)
Dyson varken alınmaz.
0
Bruce
(02.10.24)
ben önermem. 1906 yılında bunların elektriklilerini icat ettiler. onu öneririm. bunu en fazla nostalji olsun diye duvarına asabilirsin
0
limonlu eksi
(02.10.24)
Ben öneririm bu süpürgenin uçlarında elektronik sensörler var tozlu-kirli alanlara yaklaştıkça sapındaki titreşim motorunu çalıştırıp kullanıcıyı uyarıyor, çok verimli bir alet, ben de düşünüyorum önümüzdeki günlerde.
0
Kaleci Saçlı Yırtıcı Forvet
(02.10.24)
@ kisa, www.youtube.com

@ Bruce, ben manuel seviyorum.

@ geveze yazar, temiz ve garantisi devam ediyor ise olabilir.

@ limonlu eksi, saz mı hocam bu, kullanmak lazım. ayrıca bazı türbelerde bu alet sırta sürüldüğünde kötü ruhları ve enerjileri de süpürdüğüne inanılıyor, bu onların kullandığı kutsal, + basılmış bir item olabilir.

@ Kaleci Saçlı Yırtıcı Forvet, bak bunu bilmiyordum kutsal olmasındansa böyle işlevsel olması daha çok hoşuma gider.
0
🌸ananiyimioguz
(02.10.24)
(8)

Yürüyüş yapmaya başlayacağım da üstüme ne almalıyım?

anna sun
Havalar soğudu birden İstanbul'da. Ceket, mont gibi ne önerirsiniz üstüme giymelik? Örnek atabilirseniz benzerlerini araştırırım ben. Gerçi büyük beden olduğum için seçeneklerim sınırlı oluyor ne yazık ki ama... Tchibo ve Marks&Spencer'da bedenim var, oralardan da önerileriniz olursa almak isterim.
Havalar soğudu birden İstanbul'da. Ceket, mont gibi ne önerirsiniz üstüme giymelik? Örnek atabilirseniz benzerlerini araştırırım ben. Gerçi büyük beden olduğum için seçeneklerim sınırlı oluyor ne yazık ki ama... Tchibo ve Marks&Spencer'da bedenim var, oralardan da önerileriniz olursa almak isterim.
0
anna sun
(01.10.24)
güzel bir rüzgarlık iş görür. havalar aşırı soğumadığı sürece içine giydiğiniz şeyi değiştirerek uyum sağlarsınız. kalın bir şey alınca her zaman giyilemiyor. bütün spor markalarında var, bütçenize göre bakın.

yağmurdan da korusun derseniz ayrı, o zaman biraz daha outdoor şeylere bakmanız gerekir ama yağmurda da yürünmüyor ki :)
0
awlmi
(01.10.24)
@awlmi çok teşekkürler. ekim ayında rüzgarlık yeter belki ama sonrası da kış artık iyice. tüm yaz kışın gelmesini bekledim yürüyüşe başlamak için, çığ da düşse yürümek istiyorum :d
0
🌸anna sun
(01.10.24)
Termal & sauna eşofman al.
0
yurtsuz john
(01.10.24)
Ben şundan aldım. Henüz giyecek kadar hava soğumadı. Ama hem üstte güzel duruyor hem de rüzgarı kestiğini düşündüğüm bir yapısı var.
www.decathlon.com.tr
0
Amaranta ursula
(01.10.24)
Sunusa hesapla yuruyunce fena isinip terlicen en iyisi termal esofman al
0
Zetnikov
(01.10.24)
Membran malzemeden yağmurluk ve yürüyüş pantolonu, bunlar zaten yağmuru soğuğu geçirmez içine de Dri-Fit malzemeden bir şeyler giyersin yeter, ben naçizane sauna-termal giysiler giyip gereksiz terlemeyi ve o teri dışarı atamayacağın için sürekli cildin üstünde kalmasını hem doğru bulmuyorum hem de çok rahatsız edici.
0
Kaleci Saçlı Yırtıcı Forvet
(01.10.24)
1 yıldan uzun zamandır Günde ortalama 10 km yürürüm.
Kış için tercihim penye t-shirt üzerine polar kapsonlu sweatshirt.
Altına kalın içi polar gibi olan eşofmanlar iyi, rahat (sarmayan) kot, kargo pantolon en güzel tercihler.
Çok üşüyen biriyseniz termal içlikler var ama yürüyüş temposu arttıkça vücut ısınıdığı için çok gerek olmaz aslında.
Bir de yürüyüşte devamlılık çok önemli, yağmurdan mazeret üretmemek için bir de yağmurluk iş görür.
Ben decathlondan aldım çoğunu.

Yürüyüşünüzü başta 1 saat, 5 km'den az olmayacak şekilde planlarsanız kilo atmakta ciddi faydası var.
0
mhm
(01.10.24)
Havalar serinliyor terinizin üzerinizde kalmaması çok önemli şu therma cool vs her markanın farklı isimlendirdiği termal giyim gerçekten çok işe yarar.

Uzun kollu termal üzerine termal t shirt + üzerine rüzgar kesen hafif bir şey uygun olur bence. (Spor gurusu hiç değilim bi dönem sağlam bisiklet binmişliğim var yalnızca ama. Yakın zamanda üç beş yürümeye başladım)

spor mağazalarının koşu ve outdoor kısımlarında rüzgar kesici zımbırtılar oluyor.
0
hedep
(02.10.24)
(7)

Beş kişi Hyundai i30'a sığar mıyız?

chicha_v2
4 yetişkin 180 üstü erkek, bir de 160'larda anam :)Üsküp - Ohri - Tiran - Budva - Priştine - Üsküp şeklinde bir rotada 4 günde yaklaşık 1000 km yol yapacağız.Kiralama şirketi i30 önerdi ama c sınıfı olmasına rağmen buna sığar mıyız?Daha büyük bir şey mi istesem?
4 yetişkin 180 üstü erkek, bir de 160'larda anam :)

Üsküp - Ohri - Tiran - Budva - Priştine - Üsküp şeklinde bir rotada 4 günde yaklaşık 1000 km yol yapacağız.

Kiralama şirketi i30 önerdi ama c sınıfı olmasına rağmen buna sığar mıyız?

Daha büyük bir şey mi istesem?
0
chicha_v2
(01.10.24)
Hocam anne hanım önde otursa arkadaki 3 erkek "bir arabaya 3 fil binmiş" gibi olur sıfır konforlu bir seyahat olur bence.
0
Kaleci Saçlı Yırtıcı Forvet
(01.10.24)
gidersiniz fakat bel sırt agrılarıyla birbirinizden, arabadan, ayak bastıgınız her yerden ve hayattan nefret ede ede gidersiniz. i30 iç hacmi çok küçük bir araba
0
limonlu eksi
(01.10.24)
Arka uclu cok iri degilse saft tuneli olmayan araclar baya fark ediyor. 3 yetiskin ebatlarinda kisi arkada gittik, cok rahatsiz degildi. Bunu bilme sansi yoksa eger o zaman ya mumkun olan en buyuk arac olmali. Mesela hafif ticari varsa o da iyi olabilir.
0
mbond
(01.10.24)
Şimdi kiralama şirketiyle konuştum günlük 10 euro farkla Corolla sedan verebilirim dedi. Sizce değer mi aradaki farka? Corolla daha iyi midir i30'dan?
0
🌸chicha_v2
(02.10.24)
Hocam onda muhtemelen şaft tüneli yoktur bir miktar daha rahattır ama 1.80 boyunda biri için diz ve kafa mesafesi 2 parmaktan fazla değildir diye tahmin ediyorum arkada taraf için.
0
Kaleci Saçlı Yırtıcı Forvet
(02.10.24)
ikisi arasında çok bir fark yok lenght kısmına bak, www.drive.com.au

i30 un arkası bacak boyu baya kısa bence 8 kişiliklere falan bakın yoksa eziyet olur hiç durmadan saatlerce gidilecekse 1.80 insan için
0
eja
(02.10.24)
5 kişi 1000 km çok fazla, arkadaki 180 üstü erkek sürekli temas halinde olacak ki bu çok yorucu olur, bence 6 kişilik vito, panelvan tarzı bir araç bakın ya da aranızdan bir kişi gelmesin.
0
gezegen olan pluton
(02.10.24)
(1)

Ekşi sözlük'te bir başlık vardı..?

dedeminhirkasi
Yıllar önce açılmış bi başlık. Eleman kumar ya da iddia gibi bir şey oynuyor daha sonra parası kalmıyor ve oynamak için kredi çekiyor, kredi parasını da kaybediyor daha sonra annesinin altını filan bozduruyordu. Bunu bulabilir miyiz dostlar.
Yıllar önce açılmış bi başlık. Eleman kumar ya da iddia gibi bir şey oynuyor daha sonra parası kalmıyor ve oynamak için kredi çekiyor, kredi parasını da kaybediyor daha sonra annesinin altını filan bozduruyordu. Bunu bulabilir miyiz dostlar.
0
dedeminhirkasi
(01.10.24)
Başlık bu: (bkz: 2 yıllık bahis macerasının sonu) ama ilk içerik silinmiş: eksiseyler.com
0
Kaleci Saçlı Yırtıcı Forvet
(01.10.24)
(5)

Tarçınlı su olayını biri bana açıklayabilir mi?

@stubborn inferno
Selam dostlar,Diyabete yatkın bir birey olarak yediğime içtiğime dikkat ediyorum bir süredir. Kan şekerini dengelediği, tok tuttuğu ve yağ yakımına yardımcı olduğu için tarçınlı limonlu su olayını deniyorum bir haftadır falan. Tarçını seven ve kendisiyle hazırladığım suya da alışan bir birey olarak
Selam dostlar,

Diyabete yatkın bir birey olarak yediğime içtiğime dikkat ediyorum bir süredir. Kan şekerini dengelediği, tok tuttuğu ve yağ yakımına yardımcı olduğu için tarçınlı limonlu su olayını deniyorum bir haftadır falan. Tarçını seven ve kendisiyle hazırladığım suya da alışan bir birey olarak da bence içmeye devam edebilirim çünkü midem inanılmaz rahatladı iştahım normaldekinden de dengeli hale geldi.

Ama kaynaklar farklı farkı şeyler diyor. Birisi her gün iç bir şey olmaz diyor, birisi 15 gün iç sonra ara ver yoksa zarar vermeye başlar diyor. Biri limonla birlikte tüket diyor, biri de tam tersini öneriyor. Allah adı verdim şu mis gibi nimetin doğru ve bana zarar vermeyecek kullanım şekli ve sıklığı nedir biriniz anlatın, teşekkürler
0
@stubborn inferno
(30.09.24)
Hocam tarçının ve limonlu suyun kan şekerinin dengelemesinde tok tutmada ya da yağ yakımına yardımcı olmada herhangi bir etkisi yok, bunların hepsi hurafe, bir ara aç karnına elma sirkesi içiriyorlardı ama sirkenin asiti diş minesini dökmeye başlayınca ondan vazgeçtiler galiba.
0
Kaleci Saçlı Yırtıcı Forvet
(30.09.24)
Hadi ya? Çünkü açlık şekerim de tokluk şekerim de bir haftadır hiç olmadığı kadar düzenli, her gün ölçtüm test etmek için, ve beslenmemdeki tek değişiklik bu tarçın olayı oldu
0
🌸@stubborn inferno
(30.09.24)
Hocam kan şekerinin yüksekliği ya da düşüklüğü kronik olarak farklı bir takım medikal problemler nedeniyle ya da akut olarak anlık beslenme rutinleri nedeniyle oluyor. Misal insülin direncin varsa kan şekerin yüksek olur çünkü hücrelerin insülin duyarlılığını yitirdiği için hücreler şekeri içeri alamaz o nedenle şeker seviyesi kanda yükselir ve ölçümlerde kan şekeri seviyesi yüksek çıkar, tıp bilimi bunu tedavi etmek için metformin bazlı ilaçlar kullanır, metformin mekanik çalışan bir etken maddesidir, yani koçbaşı gibi hücre kapısını zorlaya zorlaya açmaya ve şekeri içeri alıp kan şekerini hipoglisemiye sokmadan düşürmeye çalışarak tedavi etmeye çalışır; kan şekeri düşüklüğünün tedavisi ise daha komplikedir sentetik glukagon hormonu kullanmak zorunda kalırsın, yani gördüğün gibi bunlar aslında basit gibi gözükse de müdahale ve tedavi yolları biraz sıkıntılıdır, tarçın vs. gibi yöntemler zararlı değildir ama tedavi edici bir özelliği de yoktur bu anlamda.
0
Kaleci Saçlı Yırtıcı Forvet
(30.09.24)
Bilmiyorum uogurt tsrcin yapiyordum gece acikmalarim durmustu

Plasebo mu bilmiyorum
0
Zetnikov
(30.09.24)
2007, 2009 tarihli bazı çalışmalar var, tarçın takviyesinin glisemik kontrol ve insülin duyarlılığı üzerinde önemli etkileri olabileceğini ve bu etkilerin 12 saat boyunca devam ettiğini gösteriyor.

2019 yılında Uluslararası Gıda Bilim Dergisinde iki Türk bilim insanının çalışmasına ilişkin bir makale var; 3-6 gram tarçın tüketiminin bazı kan parametrelerini olumlu yönde etkilediği söyleniyor. Başka bir çalışmada da, 12 hafta boyunca günde bilmem ne kadar tarçın tüketiminin oksidatif stresi azalttığı ve bozulmuş açlık glikozunu düzelttiği gösterilmiş.Bir ara epey incelemiştik.

Ancak tarçının kullanım şekli konusunda net bir standart yok. Sadece 2012 tarihli bir çalışmada 'öğütülmüş tarçın' kullanımı ifadesi var.

Biz her sabah çubuk tarçını öğütüyoruz, 10 gramı iki kişi bölüşüp gün içinde, yoğurda, çorbaya, salataya, smoothiye falan katıp kullanıyouz.
0
latchet
(30.09.24)
(5)

Yeni dogurmus anneye esi ev/araba almali mi?

lapaz
https://www.reddit.com/r/AITAH/s/jF7FczYdPW
0
lapaz
(30.09.24)
Öyle bir maddi imkanı varsa alsın ne olacak, linke bakmadım ama başlığa göre konuşuyorum. Yoktan var etmesi gerekiyorsa aptallık olur.
0
Kaleci Saçlı Yırtıcı Forvet
(30.09.24)
bizde altın bilezik takılır genelde ama ev araba alan da duydum.
0
titanyum22
(30.09.24)
Linke bakmadım zira İngilizcem yok. Yeni doğurmuş olduğu için hediye edilecekse, imkanlar müsaitse alınır, olabilir. Müsait değilse imkanlar neye izin veriyorsa o yapılır.

Önemli olan bebek doğunca o kadının işini kolaylaştırmak, bebeğe bakma sürecinde ev işlerini çalışma hayatını bir sürü ıvır zıvır o kadının tepesine yığmamak, enerjisini toparlayıp vücudunun kendine gelmesini sağlayacak imkanı tanımak bence. Anne olmak evin her işini yüklenmek değil, hele ilk yıllarda. Böyle yapılırsa o kadının orta ve uzun vadede hem beden sağlığından hem ruh sağlığından çalmış olunur.
0
muhayyer divan
(30.09.24)
Evlilikte edinilmiş mallar zaten (kimin üzerinde olduğundan bağımsız olarak) hukuken ortaktır. Bu şahıs 'Kendine' ev alabiliyormu ki eşine ev alsın?

Arabayı anlarım da. Onun da hukuken adı, ailenin ikinci arabasıdır.

Hediye denen şeyde de, ailenin gelir düzeyine göre değişir gerçi de belirli bir meblağdan sonra anlam bozulması olur.
0
Mirket
(30.09.24)
cevap: paraya bakar.

belki senelerce cocuk icin ugrastilar, adam yasim gecmeden cocugum olsa hayali kuruyordu, kafasinda da bir cinsiyet vardi o da tuttu diyelim, parasi varsa gider arac da alir, ev de alir ucak da..
0
cooperr
(30.09.24)
(4)

yarın diyete başlayan biri ne yemeli

alp9900
yarın sıkı bir diyete başlıyor olsaydınız bugün ne yerdiniz
yarın sıkı bir diyete başlıyor olsaydınız bugün ne yerdiniz
0
alp9900
(30.09.24)
canim istemiyorsa hicbir sey.
0
robert bosch
(30.09.24)
dondurma
0
gabe h coud
(30.09.24)
En son 2 aylık cut'a girdiğimde anneme elmalı turta yaptırmıştım hepsini yemiştim, bugün aynı şey olsa yine öyle yapardım yarın olsa yine aynı şeyi yapardım.
0
Kaleci Saçlı Yırtıcı Forvet
(30.09.24)
Zaten sıkı diyete başlıyorum diye bugün abartma, vücuttaki bu dalgalanma diyetin ilk gününü de zorlar

Havalar soğudu, akşama bir çorba yap, yanına salata, yanına biraz protein, bir de tadımlık turşu (doymalık değil)
0
grimavi
(30.09.24)
(7)

Eşimin tırnağındaki leke bir sağlık sorununun göstergesi olabilir mi?

twelfth
https://i.ibb.co/XFYVnwn/IMG-0940.jpg
0
twelfth
(30.09.24)
Hocam sanki orayı bir yere çarpmış da ondan olmuş gibi o leke ama buna neden olabilecek pek çok neden var mantar da olabilir kalsiyum eksikliği de olabilir ama bence bir yere çarpmaktan oluşan bir iz o.
0
Kaleci Saçlı Yırtıcı Forvet
(30.09.24)
merhaba. olamaz.
0
libertine
(30.09.24)
prole
(30.09.24)
Olamaz. Bir yere çarpmıştır
0
limonlu eksi
(30.09.24)
ya bir yere çarpmıştır veya vitamin eksikliği
0
oekuklu
(30.09.24)
çinko içeren bir takviye almayı düşünebilir.
0
kullanıcı adı
(01.10.24)
Chat gpt:

Tırnaklarda oluşan beyaz lekeler (leykonychia), genellikle küçük travmaların (tırnağı sıkma, çarpma gibi) sonucunda ortaya çıkar. Ancak bu lekelerin başka nedenleri de olabilir.

İşte bazı yaygın nedenler:

Tırnak Yaralanmaları: Tırnağa darbe almak ya da baskıya maruz kalmak, tırnakta beyaz lekelere neden olabilir.

Beslenme Eksiklikleri: Özellikle çinko, kalsiyum ve demir eksiklikleri tırnakta beyaz lekelerle ilişkilendirilebilir.

Alerjik Reaksiyonlar: Oje, aseton veya temizlik malzemelerine karşı alerjik reaksiyonlar tırnakta beyazlık yapabilir.

Mantar Enfeksiyonları: Tırnak mantarı bazen beyaz lekeler olarak kendini gösterebilir.

Kimyasal Maddelere Maruz Kalma: Temizlik ürünleri gibi kimyasallara uzun süreli maruz kalmak da tırnak sağlığını etkileyip beyaz lekelere yol açabilir.

Eğer bu lekeler kalıcı hale gelirse veya tırnaklarınızda başka değişiklikler fark ederseniz, bir dermatologla görüşmek faydalı olabilir.
0
ananiyimioguz
(02.10.24)
(8)

Marvel evrenine giriş - Sıralama nasıl?

mor oje
Marvel’ı baştan öğrenmeye, takip etmeye merak saldım. Birçok kaynak var google’da, aşağıdaki sıralama nasıl? Bunu takip edeyim mi? https://shiftdelete.net/marvel-filmleri-hangi-sirayla-izlenir/ampFilmleri izlemek dışında önereceğiniz farklı kaynak var mı? Marvel’ı hatmederken marvel & dc çatışmasını
Marvel’ı baştan öğrenmeye, takip etmeye merak saldım. Birçok kaynak var google’da, aşağıdaki sıralama nasıl? Bunu takip edeyim mi?

shiftdelete.net

Filmleri izlemek dışında önereceğiniz farklı kaynak var mı?

Marvel’ı hatmederken marvel & dc çatışmasını da öğrenmek istiyorum, biraz konuyu genişten alacağım yani. Teşekkürler şimdiden.
0
mor oje
(30.09.24)
Sanırım marvel sever biri çıktı karşına sdfjs

Eskiden takip ederdim ama artık iyice şeye sardı tamamen ticari kaygılarla zorlama işler dayatıyorlar gram da zevk vermiyor. Çoluk çocuk eğleniyordur belki ama ben avangers'tan sonra saldım açıkçası.

Yine de ben hakkıyla öğreneceğim diyorsanız en iyisi çizgi romanlarını alıp okumak. Spider Man, X-Men, Fantastic Four, Iron Man, ve The Avengers gibi serileri bulup okursanız ortamı ve karakterleri oturtursunuz.

Ama çizgi roman işi çok zaman alabilir. O yüzden filmler de kafi bence. Attığınız sıra gayet uygun geldi bana, onlar izlenilebilir.

Yine de dediğim gibi Avengers: Endgame'den sonra sarmıyor beni artık.

Bu arada kafanıza takılan bir şey olursa chat gpt ile de sohbet edebilirsiniz baya faydalı olur.
0
ananiyimioguz
(30.09.24)
bilerek yazmıyorum ama ingilizce ve daha yeni tarihli kaynak daha doğru olacaktır.

www.thewrap.com
ve
editorial.rottentomatoes.com

rotten tomatoes faz faz ayırmış. bana daha mantıklı geliyor.
0
kisa
(30.09.24)
@ananiyimioguz ashsjsh yok ya, deadpool'un yeni filmine gidince, göndermeleri anlayamayınca "e madem seviyorum bi baştan öğreneyim" dedim. :)

çizgi roman okumayı hiç sevmiyorum ya, ona girersem baştan pes ederim, uzun da sürer dediğin gibi. Filmlerden gideyim, chatgpt fikri mantıklı, en azından tarihçe için mantıklı olur.
0
🌸mor oje
(30.09.24)
@kisa rotten tomatoes'un kategorize etmesi çok güzel olmuş hakikaten, bununla diğerini bir karşılaştırayım bakayım.
0
🌸mor oje
(30.09.24)
Marvel evreni aslında çok karışık çünkü yakın geçmişe kadar Marvel film hakları başka başka yapım şirketlerinde olduğu için birbirleriyle çok bağlantıları yok. Misal X-Man Deadpool Wolverine Fantastic Four başka bir firmada The Avengers (Iron Man Thor Hulk Black Widow) Dr. Strange başka bir firmada Spider-Man Venom başka bir firmada ve bunların filmlerinin diğer yapım firmalarından çıkan filmleriyle bir ilgisi yok. Hatta X-Man bir ara evreni sıfırlayıp sonra başka bir seri çekmişti diye hatırlıyorum, Spider-Man için de Sony (film hakkı onlarda) ile anlaşma yapıp evrene dahil ettiler ama tüm haklarını alamıyorlar, Spider-Man tekrar farklı bir film çekebilir belli olmaz. Onun dışında şu an Walt Disney sanırım hem Marvel Studios'u hem de 20th Century Studios'u satın alıp X-Man ile The Avengers'ı teknik olarak birleştirdi ama bunların birlikte olduğu bir evren yaratılacak mı bilmiyorum. Bir de mesela Hulk var. Hulk'a eskiden film çekiliyordu ama artık sadece Evren'de diğer filmlerin içinde kendine yer buluyor solo film çekilemiyor zira Hulk'ın film hakları çok karışık, zamanında Marvel ile Universal arasında bi anlaşma yapılmış ama nasıl bir anlaşma yapıldığını anlamak için hukukçu falan olmak lazım iki firma da solo film uapamıyor o anlaşmaya göre, çok acayip işler. Marvel Studios zamanında iflas edecekken karakterleri bu şekilde satıp belini biraz doğrultmuş ama karakterler elinden gitmiş, sonra o paralarla Iron Man'i çekip kendini kurtarmış ama karakterlerin haklarının satılmasından sonra işler baya karışmış.
0
Kaleci Saçlı Yırtıcı Forvet
(30.09.24)
merhaba. ya uyarsınız uymazsınız bilemiyorum, şu an 0'dan başlamak için bi formül var aslında. "how to watch marvel universe" derseniz bu tablolar internette mevcut ama kaleci saçlı forvet'in dediği gibi öyle karıştırdılar ki marvel bile bu düzene uymadı deathpool'un son filminde sinematik evreni anlamak için gerekli olmayan 3 filme gönderme yaptı elektra, blade serisi, daredevil. şimdi göndermeleri iyice anlamak için şunları da izleyeyim demek gerekiyor mu, ruh hastaları için evet. yok ben sadece olay örgüsünu kabaca anlayayım diyenler için hayır.

yani starwars gibi 4,5,6, 1,2,3 denilemeyecek kadar fazla film ve dizi var. bence bunlar iron man 1 filminde ya biz hepsini birbirine bağlayalım demeye karar verdi. oradan başlayıp yakın zamanda çekilen eternals, madame web ve morbius hariç izlemek gerekiyor. çok film ama eğlenceli. ben olsam ilk çekilen hulkları siktreder ironman 1 den başlayıp çekim yılı sırasıyla filmleri izlerdim. dizilerden de sadece loki ve wandavision ı izlerdim. (araya fantastik 4 lü ve x men eski/yeni seriyi de koyardım, zırt pırt gönderme yapılıyor, ne alaka dememek için)
0
libertine
(30.09.24)
diziler dahil şu listeden izle. www.gamesradar.com

x-men serisine de bakayım dersen onun izleme sırası şuradan; www.imdb.com
0
deranzo1
(30.09.24)
@libertine ya çok gönderme vardı ve ben de çok yüzeysel biliyorum karakterleri, yanımdaki anlattı durdu gönderme oldukça. =)) şimdi herkesin dediği gibi olay biraz karışmış telif melif işlerinden, o kadar detaya girmem muhtemelen. ama en azından marvel ve dc evrenlerini öğrenip yorum yapabilir hale gelmek istiyorum gibi. yeni bir şey öğrenme motivasyonu gibi düşünebiliriz jshdjsd.

dizi kısımlarına sarıp sarmamasına göre karar vericem gibi, uzun uzun fazla fazla bölüm -eğer diziye ısınamazsam- fazla gelir bana :) ama filmlerle bir başlayayım artık listelerim de var.^^
0
🌸mor oje
(30.09.24)
(2)

Gandalf geçmişi hatırlamıyor mu ?

skr1292
Gandalf ölüp ak Gandalf olarak geri döndüğünde "aaa evet bana bir zamanlar gri Gandalf derlerdi" vs diye bir şeyler söylüyor.O arada ne oluyor, bildiğim kadarıyla eru görevini tamamlasın diye kendisini geri gönderiyor da önceki yaptıkları hayatı vs hepsini unutuyor mu ?filmde sanki böyle bir izlenim
Gandalf ölüp ak Gandalf olarak geri döndüğünde "aaa evet bana bir zamanlar gri Gandalf derlerdi" vs diye bir şeyler söylüyor.

O arada ne oluyor, bildiğim kadarıyla eru görevini tamamlasın diye kendisini geri gönderiyor da önceki yaptıkları hayatı vs hepsini unutuyor mu ?

filmde sanki böyle bir izlenim veriyor.
0
skr1292
(29.09.24)
Gandalf Maia. Evrenin kuruluşundan önce yaratılıyor. Elflerden yaşlı. Asıl adı Olorin. Elfler ve elflerle bağlantılı olarak insanlar ona Mithrandir diyor. 3. çağda orta dünyaya yollanıyor Sauron'a karşı. Orada da Elf ve Valar'a sadıkların kurduğu Gondorlular Sindarin'deki ismi olan Mithrandir'i kullanıyor. Gandalf aşağı yukarı 60000 yaşında. O sürecin 2000 yıl kadarında Gandalf adı biliniyor ve kullanıyor. O da her zaman değil. Öldüğünde de zaman ve mekandan ayrı kalıyor. Orada her gün dünyada bir ömür kadar uzundu diyor. Dünyadan ve hayattan onun bakışında ne kadar uzakta kaldığını bilmiyoruz. İşte o kadar uzun sürelik hafızada bu kadar kısa dönem kullanılan bir isim Gandalf.

Ölümden sonra dönüşü ve Gandalf ismini hatırlanmaması konusu bunla ilgili. Yani 50 yaşında asker arkadaşınla karşılaştığında sana askerde kullandıkları lakabı hatırlatması gibi düşün :) Kim olduğunu ve görevini hatırlıyor ama elbette.
0
nawar
(29.09.24)
Biliyor hocam bilmez mi. Gandalf sürekli evrim geçiren bir canlı, normalde bizim Gandalf olarak bildiğimiz kişi Olorin isminde bir Maia, Olorin normal şartlarda çok güçlü biri ama aynı zamanda biraz da kırılgan bir canlı. Valar, Sauron tehlikesine karşı Orta Dünya'ya göndereceği büyücüler arasına Gandalf'ı da dahil ediyor ama Gandalf Sauron'dan acayip tırsıyor gitmek istemiyor ama Valar özellikle korktuğu için, "korkanın anasını ağlamaz" kavlinden Gandalf'ı da gönderiyor ama Gandalf'ı bir ölümlü olarak, Gri Gandalf formunda gönderiyor, Gri Gandalf'ı bu aşamada bir tırtıl gibi düşünebilirsin, bunlar filmde yok tabii, geri kalan süreçlerin büyük bir kısmını da zaten filmlerden biliyorsun oraları geçiyorum, sonrasında Gri Gandalf artık Sauron'dan korkmayacak ve ona karşı ırkları bir araya getirip örgütleyip savaşacak kadar güçlendikten sonra Balrog'a dövüşüp öldü ve bu defa tırtıllık süreci bitip tüm gücüyle Ak Gandalf oldu ve Balrog'la dövüşüp öldükten sonra yaşadığı süreçleri anlattığı bir bölüm var filmde, orası da senin söylediğin yer ama orada dikkat edersen suratında müstehzi bir ifade var, çünkü Orta Dünya'ya gönderilmesinden o güne kadar geçen süreç binlerce yıl, zor hatırlıyormuş gibi yapıyor ama süreç zaten önceden planlanmış ve ne olduğu ve ne olacağı önceden bilinen bir süreç, yani hatırlamamasına imkan yok.
0
Kaleci Saçlı Yırtıcı Forvet
(29.09.24)
(5)

Bim'den aldığım pastörize sütleri kaynatmalı mıyım?

ya ben lan neyse
pastörizasyon işleminde 70 derecede 15 saniyelik bir işlem uygulanıyor diye okudum.uht sütler 150 derecede işlem görüyor. kutu sütleri kaynatmıyorum.ama şu durumda pastörize sütleri içmeden önce kaynatmak gerekmiyor mu?çiğ sütü 10 dakika kaynatırdık eskiden. 70 derecede 15 saniye az değil mi?
pastörizasyon işleminde 70 derecede 15 saniyelik bir işlem uygulanıyor diye okudum.

uht sütler 150 derecede işlem görüyor. kutu sütleri kaynatmıyorum.

ama şu durumda pastörize sütleri içmeden önce kaynatmak gerekmiyor mu?

çiğ sütü 10 dakika kaynatırdık eskiden. 70 derecede 15 saniye az değil mi?
0
ya ben lan neyse
(29.09.24)
Hayır.
Sütü içmek veya kullanmak için kaynatmak zorunda değiliz.
0
abbabaabbaababbabaababbaabbabaab
(29.09.24)
Abi adamlar pastörize sütü zaten ısıtıp soğutup içindeki bokü püsürü öldürüyor, sen daha neden kaynatayım mı diye soruyorsun ki? UHT ile pastörize sütün amaçları farklı olduğu için farklı işlemelr uygulanıyor, senin anlattığın işlemin mantıklı bir tarafı yok.
0
Kaleci Saçlı Yırtıcı Forvet
(29.09.24)
Bkz pasteur
0
lapaz
(29.09.24)
abi ne diyon

(bkz: pastorizasyon)
0
titanyum22
(29.09.24)
Sözelci detected?
pastörizasyonun olayı ısıtıp birden soğutmak. Zararlı bakterilerin şok olup ölmesi.
Bu insan sağlığı için kabul edilebilir bir hijyen sağlıyor.

Uht ile sanırım süt çok daha uzun uzun dayanabilsin diye daha zorlu bir işlem yapılıyor.
0
parka
(29.09.24)
(15)

Hiç rüşvet verdiniz mi?

ferenc
Ben imza yetkisi olanların muhakkak el altından götürdüklerini düşünüyorum. Hiç rüşvet verdiğiniz oldu mu?
Ben imza yetkisi olanların muhakkak el altından götürdüklerini düşünüyorum. Hiç rüşvet verdiğiniz oldu mu?
0
ferenc
(29.09.24)
Annem babam ev yaptırırken belediyeden yapıyı kontrole gelenler açık açık rüşvet istiyordu, veriyorsun. bazen canları sıkılıyor, biz acıktık bile dedikleri oluyor yav köftecide bi tabak köfteye kadar düşmezsin, ben utanırdım bunu istemeye

Ben inşaatımı her şeye kanuna uygun yaptım kimseye rüşvet vermem desen bile o imzaları alamazsın illa birşeyler veriyorsun
0
grimavi
(29.09.24)
rüsvet vermek de almak da suctur.
0
robert bosch
(29.09.24)
Babam kalp ameliyatı olacağı zaman ameliyatı yapacak olan doktor açıktan para istemişti, ameliyat da baya riskli bir operasyondu, biz de vermiştik, o zamanlar bıçak parası denilen bir olay vardı hala var mı bilmiyorum, rüşvet sayılırsa böyle bir şey olmuştu.
0
Kaleci Saçlı Yırtıcı Forvet
(29.09.24)
Ya rüşvet değil de bir kez sıfır araba almak için bayii sahibine ekstra para teklif ettim. Kabul etmedi ahdkshs. Rüşvet sayılır mı bilmiyorum.
0
yenibirgüzelnick
(29.09.24)
Düşünüyorum da hiç olmadı.
0
diyecevaplandı
(29.09.24)
Rüşvet etik olara...Şaka şaka elli kere vermişimdir.
0
yurtsuz john
(29.09.24)
hastaneye yatılı işimiz düştüğünde annem hep hemşirelere rüşvet veya hediye verir. daha bir kere reddedene rastlamadım o yüzden hemşireleri sevmem pek. ben yapamam beceremem istesem de
0
titanyum22
(29.09.24)
Bir kere. Soyle ki; is tamamen yasal olarak yapilmasina ve tum hukuki ve hatta etik normlara uygun olmasina ragmen resmi imza yetkisi olan kisi imza icin para istiyormus. Ve sikayet edebileceginiz tek merci de kendisi :/ (yani seve seve vereceksin ya da işin ilerlemiyor).

Hayatta beceremem, yuzum kizarir, elim titrer bu tarz islerde. "Sen git, vermesen de o bir sekilde alir senden zaten" demislerdi. Harbiden de disari yolcularken bi kilifina uydurup almisti. O kadar utanmistim ki o an onun adina.

Onursuzluk cok kotu bir sey, bu onursuzlugu normallestirip alismak daha da kotu.

Umarim islah olmustur.
0
brkylmz
(29.09.24)
hiç vermedim.
vermem gerekmedi.

inşallah hiç bir öyle bir şeyle de sınanmam.
derler ya, kimse sınanmadığı suçun masumu değildir diye. bazı durumlarda sadece hakettiğin şeyi almak için araya adam sokmak ya da rüşvet vermek gerekibilir (öyle duydum)

bu da ayrı bi ahlaki tartışma; söz gelimi devşet hastanesindeki x doktoru ameliyatımı yapacak ama iş yokuşu sürüyor ya da adliyeye işim düştü ve ilgili memur dosyamı diğerlerinin altına koydu, para vermezsen dosyam hep kenarda kalacak. bu durumda ne yapmalı
0
biseysorcaktim
(29.09.24)
Yıl 2024 yani günümüz babam rahatsızlandı ameliyat olması gerekti 100 bin tl elden aldı doktor rüşvet sayılıyorsa.

İşiniz doktorlara düşmesin valla, ötv muafiyetinden yararlanmak istedik bu süreçte , devlet kanun çıkarmış 118 sayfa özür cetveli yayınlamış sağlık kurulundaki hocalar bariz raporu olan mr da gözüken hastalıkları bile engel oranına yazmıyor ve rapora itiraz edersen başka ildeki bir hastaneye gitmen gerekiyor. Hastalar zerre umurlarında değil sırf egolarıyla hareket ediyorlar, ne bilgilendirme var ne bir şey var, hatta muayene etmeye dahi gelmeyip yüzde sıfır yazıp geçenler vardı.

Tedavi işleri zor zar yürüyor onda da refakatçi takip edecek bazı şeyleri yoksa doktor üstüne düşmüyor.

İç döküş oldu biraz.
0
kararsızataletfilozofu
(29.09.24)
Turkiyede verdigimi hatirlamiyorum ama Balkanlarda araba kullanan ve sinir gecen her birey gibi polis'e rusvet vermek zorunda kaldigim oldu
0
turkuaz
(29.09.24)
devlet ile birebir işin varsa illa bir yerde bir prim ödüyorsun yok ben vermem diyorsan danışmanlık alıyorsun onlar veriyor
0
duyurukullanıcısı
(29.09.24)
para olarak değil ama yedirme içirme tarzında memur gönlü hoş tutma organizasyonu çok yaptım ya da danışmanı olduğum firmada üretilen ürünlerden memura takdim edilmesi durumlarına vesile oldum. kimi memur açık açık ister, kimisi olta atar, yalan yok çay bile içmeyeni de var ancak yiyiciler çok. hatta "geçinmek zor, sen de almalısın" diyen bile oldu.

şahsi olarak hiç rüşvet verdim mi hatırlamıyorum.
0
late viper
(30.09.24)
turkiye'de kendi isinin patronuysan ve devlet memuru ile birebir iliski icinde isen, hakkin olan birseyi bile rusvet vermeden yaptiramazsin.

ozellikle insaat sektorunde inanilmaz rusvet doner..
0
cooperr
(30.09.24)
kendim vermedim ama aracılık ettim diyebilirim. ihale ile kıytırık bir ilçe belediyesine iş yapıyordu eski çalıştığım firma. belediye başkanının kızının gözlüğünü tamir ettirmemiz için bize yollaması, kalem müdürünün özel işi için ankara'ya geldiğinden otel ayarlamak, uçakla geleceklerse transferlerini yaptırmak, ricaları üzerine belediye görevlilerine araç kiralamak, yemeğe götürmek vs vs bir sürü saçma sapan şey.

bir kere de annem devlet hastanesinde ameliyat olmuştu, hasta bakıcılara filan para vermiştim. rüşvet değil bahşiş :))))))))
0
elorelia
(30.09.24)
(6)

Deportivo de La Coruna ve Türklük

Kaleci Saçlı Yırtıcı Forvet
Biliyorsunuz İspanya futbolundaki temsilcimiz Deportivo de La Coruna tribünlerinde her zaman Türk bayrağı görürüz kendilerini Türk gibi gören büyük bir kitle var, triübin koreografilerinde her zaman bir Türk bayrağına yer verirler ama bu sevginin La Coruna şehrinde bir karşılığı var mı, misal bi bak
Biliyorsunuz İspanya futbolundaki temsilcimiz Deportivo de La Coruna tribünlerinde her zaman Türk bayrağı görürüz kendilerini Türk gibi gören büyük bir kitle var, triübin koreografilerinde her zaman bir Türk bayrağına yer verirler ama bu sevginin La Coruna şehrinde bir karşılığı var mı, misal bi bakkala girsem ve Türk olduğumu söylesem ansızın "Irmağının akışına ölürüm Türkiyem" şarkısı çalar mı yoksa halktaki Türkiye sevgisi günümüzde silinmiş olup tamamen tribünlerde yaşatılan temsili bir olay haline mi gelmiştir sizce?
0
Kaleci Saçlı Yırtıcı Forvet
(29.09.24)
eksisozluk.com bu olabilir mi
0
azeroth
(29.09.24)
Hocam konun hikayesini biliyorum ama bu olay günümüzde sadece futbol karşılaşmalarında mı yaşanıyor yoksa şehir halkı da hala bu olayın etkisinde mi onu merak ediyorum, neticede futbolla alakası olmayan bir nüfus da illa ki vardır, onlar da mesela "Portekizin köpeği Vigolular El Turco'nun s*kini yesin" gibi bir ruh halinde midir yoksa "ne Türkü birader" mi diyorlardır, bunu merak ediyorum.
0
🌸Kaleci Saçlı Yırtıcı Forvet
(29.09.24)
La Coruña'ya gidip ben Türküm dersen, Coruña Türkü mü Türkiye'den mi geldin diyorlar. Yaşanmış bir örnektir.
0
Kahvedesu
(29.09.24)
Ben bunun şehir efsanesi olduğunu sanıyordum. Gerçekten var mı böyle birşey? deportivo nun ınstagram hesabına baktım ama türk bayrağını göremedim.
0
komando kani var bende
(29.09.24)
Abi kulüp seviyesinde o tür bi eylemleri yoktur belki ama tribünlerinde oluyor, özellikle Celta Vigo maçlarında oluyor ama Deportivo şu an alt liglerde olduğu için karşı karşıya gelmiyorlar: pbs.twimg.com
0
🌸Kaleci Saçlı Yırtıcı Forvet
(29.09.24)
çoğunlukla bizim milletin ezikliğinden başka bir şey değil bu olay, çok fazla abartılıyor. şimdi evet la coruna'da bir markete girdiğinde türk olduğun için olumlu tepki görme ihtimalin zaragoza'ya, santander'e kıyasla daha yüksektir elbette ama öyle atla deve değil.

birincisi deportivo'nun "türkler" olmasının orijini bizzat kendi taraftarlarınca bile net olarak bilinmiyor. farklı teoriler var. temelde olay ezeli rakipleri vigoluların, ispanya'da müslümanların hüküm sürdüğü döneme gönderme yaparak "siz galiçyalı değilsiniz, siz müslüman atmığısınız" şeklindeki hakareti ve deportivo'nun da bunu kimlik olarak benimsemesi. sağolsunlar türk bayrağı filan açıyorlar ama temelde orada kastedilen şey müslüman/arap yani, daha doğrusu 200-300 sene önce "türk" dendiğinde kafada oluşan imajın temsili, türkiye cumhuriyeti değil.

rahmetli chievo'ya da "uçan eşekler" derlerdi mesela benzer bir hikayeden dolayı.

velhasıl adamların türkiye'ye, türklüğe, türk halkına vs. özel sempatisinden kaynaklanan bir tavır değil bu. tamamen vigoluların "siz barbar arapların torunusunuz" hakaretine karşılık sarkastik bir yaklaşım.

dediğim gibi deportivolular genel olarak muhtemelen türklere daha fazla yakınlık gösterme eğiliminde olabilir, zaten deportivo'nun türkiye'de bu sebeple çok sevildiğini biliyorlar ama burada iddia edildiği gibi ırmağının akışına ölürüm türkiyem olayı asla yok. çünkü en başta dediğim gibi adamlar bu lakabı türkiye'yi sevdikleri için filan almamışlar ki.

bizim millet bu konuları çok abartıyor. sorsan mesela azerbaycan, kazakistan, kırgızistan gibi ülkeler için de vay gardaşım kandaşım edebiyatı yaparlar, hepsinin bizi çok sevdiğini anlatırlar vs... o coğrafyaya yolu düşmüş veya oradan insanlar tanımış herkes ise gerçeğin uzaktan yakından alakası olmadığını bilir. tamam hepsi türki cumhuriyet, hepsi köken olarak türk ama türkiye onlar için çok uzaklarda ve geçmişinden kopmuş müslüman bir memleket artık. elin kazakının, sovyet sisteminde yetişmiş azerbaycanlısının da çok umrundaydı türklük filan.

(kızgınlığım sana değil ha yanlış anlama genel olarak bu tavra sinir oluyorum, senin zaten öyle bi iddian olmamış)
0
mark greg sputnik
(29.09.24)
(4)

Stepne olmadan araba muayeneden geçer mi?

birmilyonunvarmi
Sb
Sb
0
birmilyonunvarmi
(28.09.24)
Arabanda normalde stepne olması gerekirken yoksa ağır kusurlu sayılır geçmez ama bazı araçlarda sanırım aracın üretimi itibari ile stepne yok tamir kiti var, onlar geçer.
0
Kaleci Saçlı Yırtıcı Forvet
(28.09.24)
Benim arabanın bagaj kısmı fotodaki gibi: i.hizliresim.com

Buraya stepne koyulamaz sanki. Araç a3
0
🌸birmilyonunvarmi
(28.09.24)
Onun altında bi lastik yuvası falan yoksa olmaz sanki evet ama emin olmak için marka-modele göre aratıp bi baksana normalde stepnesi var mı yok mu, daha garanti olur.
0
Kaleci Saçlı Yırtıcı Forvet
(28.09.24)
Fotoğraf açılmıyor, lastiğiniz run flat ise gerek yok zaten.
0
odiyus
(29.09.24)
buraya yazılanların hakları Sir Anthony Hopkins'e aittir.
yazan eden compumaster, ilgilenen eden fader
modere edenler basond, compumaster, fraise, kibritsuyu, rakicandir
bu sitede yazılanların hiçbiri doğru değildir. site içeriği küçükler için sakıncalı olabilir. yazılardan yazarları sorumludur. kaynak göstermeden alıntılanamaz. devlet tarafından atanmış bir kurumun internet üzerinde kimin hangi bilgiye ulaşıp ulaşamayacağına karar vermesi insan haklarına aykırıdır. web siteleri kullanıcıların istekleri doğrultusunda bağlandıkları yerlerdir. kullanıcılar isterlerse bir web sitesine bağlanmayabilirler. bu güçleri ve imkanları mevcuttur. bir kullanıcı bir siteye bağlanmak istiyorsa bu onun tercihi ve hakkıdır. bağlanmak istemiyorsa bu yine onun tercihi ve hakkıdır. halkın kendisine hizmet etmesi için görevlendirdiği kurumlar hadlerini aşıp halka neye ulaşıp ulaşmayacağını bilmeyen cahil cühela muamelesi edemezler. ebeveynlerin çocuklarını sakıncalı içeriklerden koruması için çok sayıda bedava ve ücretli yazılım mevcuttur. bu yazılımlar bir web tarayıcısını kullanmaktan daha karmaşık teknik bilgi gerektirmemektedir. devletin milletini küçük düşürmesi ve ebleh yerine koyması yasaktır.